• (bkz: ekklhsia tou murelaiou)

    "buyuk saray"in yaklasik 1 km. batisinda bulunan bizans kilisesi. bugun bodrum camii veya mesih pasa camii olarak bilinir.
  • günümüze sağlam durumda ulaşan myrelaion manastır kilisesi (bodrum camisi), aksaray ile laleli semtleri arasındaki bölgededir. 11.yüzyıl ortalarında tarihçi ioannes skylitzes, ix.bölgede myrelaion kilisesi ile imparator i.romanos lekapenos'un özel mülkü olan bir sarayın varlığından söz eder. patria'da romanos'tan önce de burada bir manastırın bulunduğu, adının, v.konstantinos tarafından, "pis kokulu" anlamına gelen psarelaion olarak değiştirildiği söylenir. sudas burasının önceleri sofist kraterios'un konağı olduğunu, daha sonra bu özel arazinin romanos (920) tarafından ele geçirilip, buradaki daha eski bir rotundonun sarnıca dönüştürülerek üzerine saray ve bitişiğine de alt katı büyük bir kripta (mezar şapeli) olan kilise inşa ettirdiğini belirtir.
    birbirine bitişik olan saray ile kilise arasında, küçük bir köprü vasıtasıyla geçiş sağlanmıştı. imparator burada kendisi ve ailesi için, saray, kilise ve mezarlıktan oluşan bir kompleks oluşturmuştu. kilisenin kriptasına i.romanos'un karısı ile ailesinden pek çok kişi gömülmüştü. keşiş georgios ve theophanes, imparator romanos'un sarayı bir süre kullandıktan sonra kadınlar manastırına dönüştürmüş olduğundan söz etmektedirler.
    talbot rice 1930 yılında, istanbul arkeoloji müzesi ile alman arkeoloji enstitüsü naumann'ın başkanlığında, 1965 ve 1966 yıllarında yaptıkları kazılarla, bodrum camisi'nin altındaki kripta ve bitişiğindeki merkezi planlı yapıyı ayrıntılı olarak incelemişlerdir. bu çalışmalar sırasında merkezi planlı yapının üzerine inşa ettirilmiş olan saraya ait duvar kalıntılarından sarayın planı elde edilebilmiştir. rotundonun doğu yarısı üzerinde saray yapısı, batı yarısı üzerinde de sarayın önünde açık bir teras şeklinde uzanan avlu yer alıyordu. iki ya da üç katlı saray binasına, ortadaki dikdörtgen planlı 8 x 22 m ölçülerindeki ana binanın zemininde bulunan beş sütun üzerine oturan altı kemerli bir revaktan giriliyordu. revak bölümünün her iki yanında (kuzey ve güneyinde), kanat biçiminde kare planlı mekanlar vardı.
    geç antik döneme ait (4 - 5. yüzyıl) olan fakat yapılış amacı bilinmeyen rotundonun, ilk kullanılış evresinde roma'daki pantheon tapınağı ve selanik hagios georgios kilisesi'ndeki gibi üzerinin büyük bir kubbe ile örtülmüş olması mümkündür. kuzey ve güneyde iki anıtsal girişi olan yapının iç duvarlarında karşılıklı gelecek şekilde yarım daire ve dikdörtgen büyük nişler vardır. 10. yüzyılda yeniden kullanılan yapının içine 70 tane sütun yerleştirilmiş, üzeri çapraz ve sarayın altına gelen kısım ise saray yapısının ağırlığını karşılamak üzere kubbeli tonozlarla örtülmüş, duvarlar da horasan harcı ile kaplanarak sarayın su ihtiyacını karşılamak üzere sarnıç haline getirilmişti. rotundonun güneyinde bulunan, son yıllarda otopark yapmak amacıyla kaldırılan yarım daire şeklinde sekiz basamağında sarayla bağlantılı olduğu düşünülür. benzer yarım daire basamaklar, hippodrom yakınındaki antiokhos sarayı'nda da vardı. buradaki kemerli girişin kuzeyinde, duvar mozaikleri ile yeniden kullanılmış mimari plastik parçaları ele geçmiştir.
    istanbul'un fethinden sonra, ilk olarak giovanni valvassore tarafından tahta baskı olarak yapılmış (1520) istanbul panoramasında, coliseo de spriti olarak adlandırılmış yarım daire bir yapı ile üzerinde iki katlı bir bina kompleksi görülür. burası rotundonun olduğu bölgeye denk düşmektedir. naumann bu yapının, myrelaion sarayı olabileceğini belirtmektedir.

    kaynak : gülgün köroğlu
    http://www.obarsiv.com/…/vct_0607_gulgunkoroglu.pdf
  • kilise günümüzde bodrum camii olarak anılıyor. bu kilise nezih uzel'in anlatımına göre çok değişik bir olay ile anılmakta. rahibeler kilisede dini hazzı arttırması için gavurcası commiphora myyrha olan, osmanlıdaki adı ile mürrü safi yağını yani mitralyon yağını kullanıyorlar . tabi rahibeler dini şevki arttırmak için bu yağı kullanıyorlar lakin yağın afrodizyak etkisi yarattığını bilmedikleri için rahibeler azmaya başlıyor. gariplerimin cinsel olaylarıda yasak olduğu için dağa taşa tırmanıyorlar. bu durum kralın kulağına gidiyor ve bu yağı yasaklıyorlar. kilisenin ismi de bu yağdan geliyor.
hesabın var mı? giriş yap