21 entry daha
  • cahit zarifoğlu'nun korku ve yakarış (1985) kitabında bulunan şiirlerinden.

    bir kaç beyit şiir.. dedem bırakmış
    bir derviş nacarmış
    çelik bileli uçlar yontu kalemleri
    gibi dizlerinin üstünde elleri
    edepli
    hudutsuz bir noktanın içinde kalp sesleri

    dedem nacardı evet nacardı
    rahleler genç damlar açardı
    kapılarına buğday başakları
    ince ince nefesle zikir demetleriyle dam direklerine
    işlerdi ebe sağdıç kirve ahretlik adları

    sarıklar dizili rüyalar memleket işi
    kendi içlerine bakar mahalleli
    koşarken anne eteklerinde gülerken
    bolluk ve genişlik derinlik denizine kapılanır çocuk

    saklanmazız zulümlere
    erkekçe
    tayfası biziz tarlamızın.
    at ettik emeklerimizi komşu köyün derdine
    vurgun dursun sehpalar
    idamlar kalsın

    rahmetinden baygınım hastayım bakışlarına
    et tırpanları başlamış bir uzun ara
    genç kalplerde hasret çırası
    ağıt ağıta kervansaray harabeleri
    eski su yolları
    kışlalar
    içleri buz sarkar eski kitapsaraylar
    sandıklarda toz toprağa belenmiş dedemin
    soluk soluğa rutubet içer kitapları
    bulutlardan geçerek dağuçlarından sevgilerden
    yükselir cesetler
    şişi ve morluklar içinde kocaman ölüm delikleriyle
    bulutlardan
    geçerek dağuçlarından
    sevgilerden

    deprem dalga kabartıyor
    dalga
    katleden elimi elimle dinlendiriyor

    bir taş yağmuru gibi geliyor
    işte şimdi geliyor

    abdulhamitten başlalayalım: çok ince derin bir devdi
    saklanmaya ey çocuk o duvarlar dokunduğun duvarlar

    nice bezirgan saldı saadet yolları
    benimle
    şu suyun yaylasına yüksel
    işte içindeyiz devin
    elimizde ölçüleri

    şimdi darda sıkıntılı uzaklıklarda
    başlar sorular dikkatle üzerimize eğilmiş çiçekli dallar
    ey evin neş'esi ey evin soylu gelini sor haydi

    başka bir kalbe başlıyor denizin çocukları
    kumsalda yemiş kabukları
    açıkça belli ayak izleri empozeler
    tesbih gibi gidip dönsün de deniz
    canlı sırtında olalım okyanusun

    şimdi varıyoruz
    bizim eller aydınlığı peydahlıyor oraya
    bataklık tabımız alev alıyor yüzyılların birikintisinden
    o'raya
    anamız babamız
    döşenmişiz yollarına

    (bkz: behçet nacar)
    (bkz: cahit zarifoğlu/@ibisile)
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap