*

  • yirminci yüzyılın en büyük lirik şairlerinden biri olan osip mandelshtam'ın karısı. önadı umut anlamına gelir. eşinin sürgünde yazdığı şiirlerini ezberinde tutarak yok olmaktan kurtarmıştır. 1976 yılında, osip mandelshtam'ın şiirlerinin ingilizce çevirilerinden birine yazdığı önsözde şöyle demiştir: “dünyadaki en zor iş şiir çevirmektir; hele de dizelerinde biçim ile içerik (anlam değil) arasında bir uyuşmazlık bulunmayan -ikisi de her zaman yeni ve ancak birbirinden biraz farklı olan (arada herhangi bir büyük uyumsuzluk olmaksızın)- ve şairin egosunun kendisini her zaman çarpıcı bir biçimde hissettirdiği, hakiki bir şairin elinden çıkmışsa. marina tsvetayeva, mandelshtam gibi şiir yazabileceğini, ama bunu istemediğini söylemişti. o büyük bir şairdi, ama büyük bir yanılgı içindeydi. o [tsvetayeva] mayakovsky ve pasternak’tan etkilenip yine de tsvetayeva olarak kalabilir, zira bu sözü geçenler yenilikçi ve dolayısıyla kolaylıkla taklit edilebilir kişilerdir. ama mandelshtam geleneğe uygun dizeler meydana getirmiştir ki, bunlara öykünmek çok daha zordur.”

    özdemir ince “nadejda mandelstam’ın ossip mandelstam’a son mektubu” adlı şiirinde onu şu dizelerle anar:

    “...
    hiç olmazsa iki yaprak samanlı kağıda yazın,
    yaptığı gibi nadejda mandelstam’ın
    ama sakın geç kalmayın aşkınızı söylemeye!...”
  • [nadezhda mandelstam'ın* osip mandelstam'a 22/10/38'de yazdığı ve hiç göndermediği bir mektuptan.
    "bu mektubu yazacak sözcüklerim yok, sevgilim... mektubumu boşluğa yazıyorum. belki geri gelir, beni burada bulamazsın. (...) hep benimlesin ve ben, yaban ve öfkeli olan ben, yalın gözyaşları dökmesini asla öğrenememiş olan ben, şimdi ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorum... ben'im: nadia. neredesin?"] paul auster - the invention of solitude
hesabın var mı? giriş yap