• nakış. bir kuma$a renkli iplikler kullanilarak diki$ yontemiyle guzel bir desenin i$lenmesi.. elle ya da makine ile yapilir..
  • dikişle birleşen kelime olarak nakış şeklinde telaffuz edilen bu kelime "nakıs" olarak yazıldığında eksi manasına gelir.

    lisede bir matematik hocamız vardı, adını unuttum, habire tahtaya kaldırıp millete nakıs verirdi...

    kelimenin arabik incelemesi esnasında bakılması gereken kelimeler aks ve aksi'dir.

    yansıma ürünü anlamıda da gelebilir... daha uzatırsam ayna demeye cüret eteceğim. o yüzden eksi, negatif, karşıt kelimelerini zikredip pistten çekileyim..
  • türk işi, çin iğnesi, etamin vs. hedeleri akla getirir bu kelam, sodyumlu bir kış, yahut kış olmayan mânalarını da üzerinde barındırmaktadır.
  • izel'in -rüzgarına takılıverenlere- emanet'inden bir parça..

    " durma hiç şimdi git
    istiyorsan hiç bekleme
    bir de ben söndüremem bu ateşi
    rüzgar olsam da sön demem

    ama sen yok yok desen de
    estim ah görmesen de
    aşkın gölgesinde
    yırtıldı kalbim bak

    nakış elden gidiyor
    düğüm düğüm ölüyor *
    nabız hala atıyor bir tutsan. . ."

    bir tek su eksik şarkının içinde, öyle göründüğüne bakmayın; ** şarkı bizzati su'yun kendisine ithaf, * ah * akmasa da...
  • orhan alkayanın bir şiiri.
    (...)
    son kuşlar döker kanatlarını, bana kanatlar verdin
    dilsiz sözler, her biri biraz daha yalnızlığım
    ve şimdi uçurumlar sığarken iki öpüş arasına
    sensiz ben kime gitsem, biraz daha yalnızlığım
  • ayrıca bir şiir terimidir. şiirn şeklidir. ama vezin, kafiye...vs değil, şiirin sesleri, imajlar dünyası.. vs günümüzde şiirin "malzemesi" dediğimiz olguları kapsar.
  • 16. yüzyılın ortalarında osmanlı'nın doğuya yaptığı seferler sonrasında, osmanlı nakşı da büyük değişim yaşamışıtr. özellikle heratlı nakış ustatlarının keşfedilmesi, osmanlı nakşına yepyeni üsluplar ve biçimler katmıştır.
  • sevgilimin gözleridir.
  • böyle post-modern yorumları da vardır.

    ya da böyle ironik.
  • kemal sayar'ın 'sufi psikolojisi' kitabında tanımı öğretici bir hikayeyle yapılmış güzelliği bütün boyutlarıyla görme ve gösterme sanatı...

    nakşibendi tarikatındaki bir sufiye sorulmuş:
    "tarikatınızın adının sözlük karşılığı 'nakşedenler' demek. neyi nakşediyoruz ve bu nakış ne işe yarıyor?"
    sufi şöyle cevap vermiş:
    "pek çok nakış yapıyoruz ve bunlar çok işe yarıyor.
    işte bir örnek:
    haksız yere hapsedilmiş bir kalaycıya karısı tarafından dokuma bir kilim getirilmesine izin verilmiş. kalaycı, her gün bu kilim üzerinde secdeye durup dua ediyormuş. bir zaman sonra gardiyanlara:
    'ben fakirim, kaybedecek bir şeyim yok. siz de pek düşük maaş alıyorsunuz. ben kalaycıyım. bana teneke kutumu ve aletlerimi getirin, size pazara götürüp satabileceğiniz küçük el işleri yapayım,siz de, ben de kar ederiz 'demiş.
    gardiyanlar öneriyi kabul etmişler. artık kalaycı da, onlar da kendilerine yiyecek ve üst-baş satın alabilecek kadar kazanç elde etmeye başlamışlar.
    sonra bir gün, gardiyanlar hücreye girdiklerinde kapının açık olduğunu ve kalaycının kaçtığını görmüşler.
    yıllar sonra adamın masum olduğu ortaya çıktığında, kalaycıyı hapsedenler nasıl kaçtığını, ne gibi bir sihir kullandığını sormuşlar. kalaycı şöyle cevap vermiş:
    bu bir nakış meselesi; nakış içinde nakış. benim karım dokumacıdır. hücre kapısının kilitlerini yapan adamı bulmuş ve kilidin iç mekanizmasını ondan almış. bu mekanizmayı kilime, günde beş kere namaz kılarken başımı koyduğum yere dokumuş. ben de metal işçisiyim ve bu nakış bana kilidin içi gibi göründü. yaptığım el işlerini, anahtar yapmak için gerekli malzemeleri elde edecek şekilde nakşettim ve böylece kaçtım.'
    "işte bu," dedi nakşibendi sufi,"insanın esaret zulmünden kaçmasını sağlayacak yollardan biri."
hesabın var mı? giriş yap