• yönetmenlik koltuğunda diao yinan'ın yer aldığı 2019 yapımı film.

    dünya prömiyerini bu sene gerçekleştirilen 72. cannes film festivali'nde yapan ve ana yarışmada yer alan tek çin filmi olan ''nan fang che zhan de ju hui'' neonlar, parlak renkler ve modern görsel tasarımıyla öne çıkan bir polisiye.

    ''heyecan verici, şiirsel ve ışıl ışıl, çin usulü bir kara film'' sözleriyle övülen film, peşine hem rakip çeteler hem de polisin düştüğü bir gangsterin kaçış hikâyesini temposunu hiç düşürmeden ve gizemini koruyarak anlatıyor.

    yönetmen diao yinan'ın "görsel tarzı dramatik gerilimle birleştiren bir anti-ütopya" olarak tarif ettiği film, çizgi romanları anımsatan görsel dünyası ve kovalamaca sahneleriyle öne çıkıyor. karanlık suç filmleri ve distopya öykülerinden esinlenen yönetmen diao yinan'ın bai ri yan huo (black coal, thin ice - ince buz, kara kömür) filmi 2014'te berlin film festivali'nde ''altın ayı'' kazanmıştı.

    filmin afişi
  • tempo sorunu olan bir film. konu orijinal ve güzel ancak diao yinanın tercih ettiği anlatım dili oldukça yorucu.

    ölüm sessizliğinde ilerlerken bir anda absürt komedi ya da aksiyon geçişleri, filmin ritmi sizi uykuya hazırlarken adeta elektroşok verilmişcesine serseme çeviriyor. belki de diyalogların azlığı yüzünden görsel anlatıya duyulan ihtiyacın artması bu aksak ritme neden olmuştur, kimbilir...

    puanım: 6,5/10
  • film noir. bir gangsterin kaçma öyküsü; en bitik anlarıyla, en delidolu anlarıyla.

    araba farlarıyla alakalı bir bölümü vardır ki, çok çok başarılı bir sinematografik kesittir. çin’in motiflerini gayet güzel yedirmiş olmasıyla filmin içine sanat yönetimini son derece başarılı bulduğumu söyleyebilirim filmin.

    aksi yönden anlatım tekniği çok yönlü kullanılmış; ansızın absürt komedi, ansızın salt aksiyon.

    izlerken reservoir dogs izlenimi vermedi desem yalan olur.

    6/10
  • film, yönetmenin de tanımladığı gibi tam bir anti-ütopya. bence çok güzel bir film. (uzakdoğu sinemasına takık olmamdan da kaynaklı olabilir elbette) filmin, kurgusu ve hikayesi çok güzeldi. finali ayrıca güzeldi. konuya ve filmin ruhuna uygun olarak diyaloglar gerektiği kadardı. karakterlerin sıkışmışlığı ve çaresizliği başka türlü nasıl anlatılırdı bilemedim. uzakdoğu sineması severlerin beğeneceği bir kara film. filme puanım 8/10.

    --- spoiler ---

    erişte yeme sahnesi mükemmeldi. son yemeği olduğunu bilerek o kadar büyük bir iştahla yemek yemesi, insanoğlunun hayatta kalma güdüsünün her şart altında nasıl baskın olduğunun kanıtı gibiydi. ayrıca polislerin, avcı gibi cesetle hatıra fotoğrafı çekmeleri çok sinir bozucuydu.

    --- spoiler ---

    edit: düzeltme
  • uluslararası vizyon ismi the wild goose lake olan çin-fransa ortak yapımı crime noir.
  • başka sinema ile blutv üzerinden gösterime girince bu film tekrar aklıma düştü. geçen senenin underrated filmlerinden biriydi bana göre. görüntü yönetimi ve dolayısıyla atmosferi acayip güzel, hikayenin geçtiği sokaklara götürüyor izleyiciyi. konusu tam olması gerektiği gibi işlenmiş böyle filmleri çok seviyorum.
  • çin’in wuhan kentinde çekilmiş olan filmdir.
  • cannes’da ana yarışmada yer alan tek çin filmi neonlar, parlak renkler ve hep koruduğu gizemiyle öne çıkan çarpıcı bir polisiye.

    “heyecan verici, şiirsel ve ışıl ışıl, çin usulü bir kara film” sözleriyle övülen nan fang che zhan de ju hui (the wild goose lake) (güney istasyonunda randevu), peşine hem rakip çeteler hem de polisin düştüğü bir gangsterin kaçış hikâyesini düşmeyen bir tempoyla anlatıyor.

    yönetmen diao yinan’ın “görsel tarzı dramatik gerilimle birleştiren bir anti-ütopya” olarak tarif ettiği güney istasyonunda randevu, çizgi romanları anımsatan görsel dünyası ve kovalamaca sahneleriyle öne çıkıyor.

    karanlık suç filmleri ve distopya öykülerinden esinlenen yönetmen diao yinan’ın ince buz kara kömür filmi 2014’te berlin film festivali’nde altın ayı kazanmıştı.

    yönetmen: diao yinan
    senarist: diao yinan
    oyuncular: ge hu, liao fan, dao qi, lun mei gwei, qian wan

    vizyon tarihi: 30 nisan’dan itibaren blu tv’de

    filmin altyazılı fragmanını buradan izlemek mümkün.
  • . --- spoiler ---

    film boyu erkeklerin erkek hallerini izlettirip, sonunda kadın dayanışması ile biten film. 7 si var en az.
    --- spoiler ---
  • hakkındaki yorumlar ve konusu itibari ile merakla beklediğim bir filmdi.
    aşağı yukarı herkesin düştüğü yanılgıya düştüm. esas oğlan gangster olunca doğal olarak aksiyon beklentim yüksek idi. açıkçası bir hwanghae (the yellow sea) bekliyordum.
    aksiyon yerine daha natüralist ve “noir” olarak nitelenen bir film çıkıyor karşımıza.
    yönetmenin önceki filmlerinden bai ri yan huo (black coal, thin ice) çok hatırımda kalmamış, sadece güzel bir film olduğu aklımda kalmıştı ve yakın zamanda tekrar seyretme arzusu içerisindeydim.
    ne’se, yerel hırsızların aralarında çıkan bir anlaşmazlığın başlattığı olaylar silsilesi sonucu firari duruma düşen ana karakterin ülkenin ve kendi habitatının hedefi haline gelmesini anlatan film, beklentilerimi tam olarak karşılamasa da damakta ince, leziz ve kekremsi bir tat bırakıyor.
    görüntü yönetmenliğini, oyuncuların performanslarını, hikayenin kurgusunu, diyalogların yeterliliği ile sıradan bir aksiyon izleyicisini tatmin edemeyecek, türün sevenlerini mutlu edecektir.
    yalağuz filmin “vahşilik” potansiyelini kullanışı pek naifçe değil, olmadık yerde aşırı vahşi sahneler ile karşılaşabiliyorsunuz.
    ----- ince spoiler ----
    neredeyse dünyada ismini bilmeyen kalmayan wuhan’da çekimleri yapılan film, arka sokaklara ve alttakilerin paralel dünyası hakkında oldukça güzel detaylar veriyor.
    hele bir yerinde gökdelenlerle dolu şehir çizimleri önünden geçen çekim enfesti, otelde yapılan uygulamalı hırsızlık dersi ise oldukça komik geldi (ne bileyim diyanetin akdeniz bölgesinde otellerde yaptığı milyonluk eğitimler geldi aklıma).
    aiai liu karakterini filmde ilk gördüğümde aklıma modigliani’nin kadınları geldi. zarif, uzun boynu ve genel olarak hüzünlü yüz ifadesi ile.
    sokaklar, apartman hayatı, ucuz ve basit motosikletlerin her yerde olması ile çin’in ne olduğu konusunda da ipuçları veriyor.
    esas oğlanın hedef tahtasına oturması ile başlayan süreç ise “dur bakalım noktayı kim nerede koyacak?” derken filmin orta hızlı temposunu tadında sürdürüyor.
    bu arada şemsiye açılabiliyormuş.
    -----
hesabın var mı? giriş yap