• nankor olma durumu. degerbilmezlik, kadir bilmezlik.
  • hayattaki acı verici kavramlardan biri.
  • yaptığı iyiliğin en azından takdir edilmesini bekleyen saf kişilerin karşılaştığı bir durum.
    üzülüp kırılmamak için çare değerbilmez insanlara değer vermemekten, emeğini ve vaktini korumaktan, götü de kollamaktan geçer.
  • kavramsal açıdan incelendiğinde insani bir tutum olarak gözükse de dünyada beyin taşıyan tüm canlıları ilgilendirir. hatta bu canlılar coğrafyasında oluşturulan en vahim harfler bütünüdür. en yakışmayanlardan biridir bir dile belki de. dert olan karşılıksız kalmasıdır birşeylerin, zamanında yüzyüze baktığın kişinin ayaküstü sikivermesidir*. evlerimizde beslediğimiz köpekler dahi belli bir süre eğitildikten sonra sahiplerine sahipliklerini hissettirir. tamam köpeklerde de beyin var, onlarda bir yerde nankör, ama onların nankörlüğü kendilerine. hani bir şarkı vardı anemi söylüyordu. konser kayıtları da " köpekler için üzülmeye değmez. köpekler burunlarının dibinde bile olsa gökkuşağının renklerini göremezler..." ile başlıyordu. bu misalde işte herşey.

    köpeklerin nankörlüğü kendilerine. fakat biz insanız ve köpeklerden farklı olarak aklımızı kullanabiliyoruz. nankörlüğümüz başkalarına zarar verip, hayatta yaptıkları tüm iyilikleri sorgulamalarına neden oluyor madem, o zaman bizim gerçekleştirdiğimiz nankörlük köpeklerin gerçekleştirdiği nankörlükten daha alt seviyeyede, o zaman insanoğlu olarak kendimizden sonsuza dek utanmalıyız bir hayvan kadar olamıyoruz.*
  • (bkz: yemekteyiz)
  • bir çeşit hastalık.
    bir kere yakalandı mı insan mümkün değil kurtulamıyor. bir insana karşı yapınca insan başkalarına da yapıyor zamanı gelince. yalan gibi. bir kere kana girdi mi kurtuluşu olmuyor. bu nedenle buna bulaşmış insanlardan da uzak durmak gerekiyor. tedavisi de bulunmadı henüz. mazallah yakalanmamak gerek.
  • kökeni non körlükten gelir. kör olmama durumudur.
  • insandan tiksindirir.
  • bazen bir mimiktir, bazen bir söz ama cok yıkıcı bir insan özelliğidir.
hesabın var mı? giriş yap