• şartlarına uygun olarak içten, kalben yapılan tövbeye nasuh tövbesi denir. bu tövbeyi eden* yeni doğmuş bebek kadar günahsız olur.
  • (bkz: tevbe-i nasuh)
  • mevlana celaleddin rumi'nin mesnevi'sinde bulunan bir kıssa'dır. hikaye şu şekilde geçmektedir.

    yıllar önce nasuh adında bir adam vardı. nasuh kadınlar ha­mamında kesecilik eder böylece onlara kolaylıkla yaklaşır, dokunur, uygun olanları avlayarak baştan çıkarırdı. nasuh yıl­larca tellâklık etti, kimse onun erkek olduğunun farkına varmadı. yüzü kadın yüzü gibi tüysüz­dü. erkek hüviyetini bu yüzden rahatlıkla gizlerdi. çünkü sîması kadınsı, sesi kadın sesi gibiydi. pâdişahın kızlarını bile hamamda keseler ovar, yıkardı. bu konuda mahirdi ve aranan bir elemandı. çarşaf giyer peçe takardı fakat şehveti azgın bir gençti.
    aradan zaman geçince nasuh bu işten pişman oldu, tövbe etti fakat, alışkanlığını bırakıp tövbesini tutamadı. bu defalarca böyle oldu. bir gün nasuh bir allah dostuna giderek:
    "bana dua et," diye ricâda bulundu. allah'ın o veli kulu ona dua etti.
    nasuh bir gün yine hamamda her zamanki işini yaparken pâdişahın kızının kıymetli bir incisi kayboldu. bü­tün kadınlar inciyi aramaya koyuldular.
    herkesin eşyâsını aramak için önce hamamın kapı­sını kapadılar. sonra başladılar aramaya. fakat inci bir türlü bulunamadı. bunun üzerine daha sıkı bir arama başladı:
    -ihtiyar, genç, herkes anadan doğma soyunsun, her yeriniz aranacak! di­ye bağırdılar.
    nasuh korkusundan bir kenara çekildi, yüzü sararmış dudakları titriyordu. ölüm korkusu her ya­nı sarmıştı, nihayet foyası meydana çıkacaktı. kendi kendine:
    "yarabbi, dedi. birçok defalar tövbe ettim fakat töv­bemi bir türlü tutamadım. eğer beni bu belâdan, rezil rüsvây olmaktan kurtarırsan, söz veriyorum bütün yaptıklarımdan tövbe etim" dedi.
    hamamdakiler herkesi kontrol etmişti. aranma sırası nasuh'a yaklaşıyordu, kurtuluş yoktu tam onu arayacaklardı ki ansızın:
    -inci bulundu! diye bir ses geldi.
    artık nasuh'u aramaya gerek kalmamıştı. böylece nasuh rezil olmaktan, ölüm­den kurtulmuştu. inci bulunduğu için herkes bayram ediyor seviniyordu. bu sevinç dalgası geçtikten sonra nasuh'u çağırdılar:
    -ey mahir tellâk gel, pâdişahın kızı seni çağırıyor gel onu kesele, yıka, dediler.
    nasuh bunu redderek hamamdan çıkıp gitti. bir daha da tövbesini bozmadı. (mesnevi, c. v, beyit: 2228 vd.)
  • mevlana celaleddin rumi'nin mesnevi'sinde bulunan bir kıssadan yola çıkıldığında; nasuh padişahın kızını keselemeden çekip giderken, kimse dur dememiş mi arkadaş buna. daha yeni olay olmuş, sen neden şimdi böyle hareket ediyorsun dememiş mi kimse. öyle gitmiş yani. ama tabii, kıssa bu demek...

    tevbe-i nasuhdaki nasuhun, mevlananın bir kıssasında nasuh'laştığı tövbe.
  • ''ey o bütün iyman edenler! allaha öyle tevbe edin ki nasuh (gayet ciddî, müessir, öğütcü) bir tevbe olsun, gerek ki rabbınız sizden kabahatlerinizi keffaretle örter de sizleri altından ırmaklar akar cennetlere koyar, o gün ki allah peygamberini ve onun maıyyetinde iyman edenleri utandırmıyacak, nûrları önlerinde ve sağlarında koşacak, şöyle diyecekler: ya rabbenâ! bizlere nûrumuzu tamamla ve bizleri mağfiretinle yarlığa, şübhesiz ki sen her şey'e kadîrsin''.
    tahrim suresi
    ayet : 8
  • (bkz: zeybek yemini)
hesabın var mı? giriş yap