• mamak türküsü nden bir dize...
    dört duvar arasından kurtulup dökülmek yollara... özgürce.
  • her yanından bezginlik akan, kendinden bile bıkan, dostlarla yapılan dertleşme başlıklı sohbetlerde, 'biz susalım şarkı, türkü anlatsın ahvalimizi' denildiğinde ilk akla gelen şarkılardan olan mamak türküsünün en halden anlayan, halet-i ruhiyeyi en iyi tasvir eden kısmı.
    harbiden ne güzeldir yollarda olmak şimdi!
    bir şey daha var ki o da en az yollarda olmak kadar güzel, seni sana anlatan dostlarınla 'ne güzeldir yollarda olmak şimdi' diyebilmek.
    o güzel yollara beraber düşüp, o yolda hep beraber mamak türküsünü söyleyebilmek.
  • yay burcunun marşıdır...
  • bana direk şarkıyı söyleten mamak türküsünün sözlerinden bir parça.
    beni bu kadar alıp götürebilen çok şarkı yoktur. bıkılmayanlardan...
  • güneşli bir eylül sabahında yola koyulmuş, çatal sesinle bir türkü tutturmuşsan ve aynı keyifle eşlik eden başka bir ses varsa yanında, işte o zaman ne güzeldir yollarda olmak.

    fonda bu müzik de olabilir:

    http://www.youtube.com/watch?v=ahhilixn3ek
  • kalabalık yine boğmaya başlamıştı onu. uzun süren bir sessizlikten sonra özellikle fark ediliyordu bu ve uzun süren sessizlikleri bulabildiği yerler azdı:sınav salonları ve gecenin yatağı. sabah kalkmak istememesi de bundandı aslında her ne kadar arkadaşları onun derslerini sevmediğini düşünseler de o sessizliği seviyordu, bozmak istemiyordu o büyülü anları. gündüz hiç bulunmazdı çünkü öyle anlar sınavı olmadığı sürece. o yüzden ne zaman 1 saat herkesin sessizce oturduğu o büyülü zaman dilimi bitse kapıdan çıkınca birden karşılaştığı kalabalık, birden karşılaştığı kargaşa, birden karşılaştığı hırs, birden karşılaştığı yargılar, birden karşılaştığı toplum onu boğuyor, insanı az havası bol yerlere kaçmak istiyordu. o gün de birden havasız kaldı gitmek istedi sessizliğin bozulmadığı yerlere doğru. ama yürüdü sadece otobüse de binebilirdi aslında orası da sessiz sayılırdı ama insanların birbirleri hakkında düşündüklerinin sesleri kafalarının içinden taşar onu yine boğardı, sınav salonları o yüzden güzeldi ya zaten kimse kimseyi umursamazdı. yürüdü hep yürüdü, bundan sonra diye başlayan cümleler kurmak istedi vazgeçti, dua etmek istedi, pişman olmak istedi vazgeçti, insanların gözlerine bakıp onu bulmak istedi vazgeçti, ağlamak istedi belki o kendisini bulur diye vazgeçti; ya da hiçbirini yapamadı bunların, ne yapacağını da bilemedi. ama hep yürüdü o konuda hiç tereddüte düşmedi, hiç düşünmedi adımlarını atarken, bazen o geçti arabaları çoğunlukla arabalar onu geçti; ama onun amacı kimseyle yarışmak değildi ki zaten, yürümekti sadece ve de yürüdü. bir de yağmur yağdı üstüne ne de güzel üşüdü; ama gene de yürüdü. bi işaret bekledi; hadi dedi başarabileceğimi göster, yolların sonu bi yere çıksın amaçlamıyordu ama yine de merak ediyordu belki de çıkardı bir gökyüzüne. o yüzden bir işaret bekledi köşebaşında buldu da işaretini. 'ne güzeldir yollarda olmak şimdi' diyordu işte ona gözleri parlayan, elleri üşüyen biri. yollardaydı işte, başka ne istiyordu ki, aşkın şehri ayaklarının altında kayıp gidiyordu, ayakları olması yeterdi, belki de çok düşünmesindi artık bunları, bir sonuç çıkarmaya çalışmasındı her şeyden. yürüsündü sadece. 'ne güzeldir yollarda olmak' yeterdi.
  • bir tutsağın can yakan özlemini ciğerime jilet gibi atan dizedir.
  • kendi kendisini tutsak eden insanın da zaman zaman mırıldandığı dizedir. öyle bir can sıkıntısı yaşanır ki bazen, bunu mırıldanınca, can ağızdan çıkar.
hesabın var mı? giriş yap