*

  • 17. yüzyılın önemli divan şairi, üç padişah eskitmişse de en çok dorduncu murat doneminde yasamis ve onunla sıkı fıkı olmuştur**. en çok kasidelerinde başarılıdır. osmanlıca ve farsça divanı vardır. sihami kaza eserinde hiciv şiirlerini toplamıştır. dördüncü murat tarafından daha fazla hiciv yazmaması için uyarılmış (bir rivayete göre bir gün padişah limonlukta siham-i kazayi okurken gök gürlemiş ve yakınlara bir yıldırım düşmüş, padişah da bunu bir işaret olarak algılamıştır), ancak hicivlere devam edince (son olarak sadrazama yazmıştır) "evlat gibi sevdiği" ve "onu baba gibi seven" dorduncu murat'ın emriyle boğdurulmuştur. fuat koprulu'ye gore ise bu hicivde asıl eleştirilen sadrazam değil padişahın kendisidir ve bu yüzden öfkeye kapılmıştır, zaten nefi'yi bir veziri için feda etmeyecek kadar çok sevmektedir. nefi özellikle kelime oyunlarında başarılıdır, şiirlerinde duygudan çok düşünce (her ne kadar divan şiirinde düşünce yok dense de) önemlidir.
  • tahir efendi bana kelp demiş
    iltifatı bu sözde zahirdir,
    maliki mezhebim benim zira,
    itikadımca kelp tahirdir.

    dizelerinin sahibi.

    burda tahir isiminin aynı zamanda temiz anlamına gelmesi ve maliki mezhebinden insanların köpeği * temiz * bir hayvan olarak kabul etmeleri üzerine bir nükte yapılmıştır.
  • (bkz: tahir/1)
  • naima tarihi'nde, nef'î bey hakkındaki, yukarıdaki rivayet doğrulanmıştır. şöyle ki, iv. murat, beşiktaş'taki köşkünde eğleşirken, nef'î beyin "sihâm-ı kazâ" adlı hiciv kitabını okumak istemiştir. lakin tam kitabı açmış okurken, gök gürleyip köşkün hemen yakınına yıldırım düşeyazmıştır. sinirden küplere binen padişah, kitabı parça pinçik edip, derhal nef'î'i huzuruna çağırtmış ve bir daha hiciv yazarsa "yukarıda mevla var demem, alırım aklını" diyerek şairi korkutmuştur. e nef'î bey de çaresiz, bir daha yergi yazmayacağına tövbe etmiştir; fakat birkaç yıl sonra, vezir bayram paşa'ya gücenen şair, kendini tutamamış ve kaside makamından yine döktürmüştür.

    naima, nef'î beyin öldürülüşünü şöyle aktarmaktadır bizcağızlara:

    "padişah hazretleri, çok özel bir mecliste:

    - nef'î, bir taze hicvin yok mudur? deyü sual ile ağzın arayıp ol dahi bayram paşa hicvini padişaha sundukta, okuyup beğenir gibi davranıp daha sonra bayram paşa'yı çağırıp hicvi gösterip katline izin verdiler.
    bayram paşa, katline yetkili olup sarayına geldikte, adam gönderip nef'î-yi fakiri çağırıp gâfilâne geldikte pek çok azarladıktan sonra:

    - kaldırın! deyip saray odunluğunda habs ve orada boğup deryâya attılar.

    maan-zâde hüseyin bey'den işittim: bayram paşa, nef'î'yi tutuklamaya ferman edip taşra çıkardıklarında, boynu-eğri, çavuşbaşı imiş; bir kaba kişi olmakla, nef'î'nin önüne düşüp:

    - gel, nef'î efendi, odunlukta bir hiciv düzecek kişi vardır, gel gör! deyü söz dokundurmuş. nef'î hayattan me'yûs olup:

    - yürü, bildiğinden kalma bre mel'ûn! demiş."
  • nefi hakkında idam fermanı verilince onu çok seven etkin ve yetkin biri onun affı için istida (dilekçe) yazmak istemiş. bu şahıs zenciymiş. dilekçeyi yazarken kağıda mürekkep damlatmış ve telaşlanmış. nefi tutamamış kendini ve demiş ki:
    -telaşlanmayınız efendim; mübarek terinizdir
    eleman da sinirlenip yırtmış dilekçeyi.
  • şairin şu sözü de meşhurdur:

    -vezin tutsun babamı bile hicvederim.

    olay sanat yani.
  • ölünce tarih düşürmüşler. sanırım şöyleydi:

    gökten nazire indi sihamı kazasına
    nefi diliyle uğradı hakkın belasına

    ebcet hesabı ile ölüm tarihini veriyormuş bu beyit
  • evc-i hevada sit'i cekacaki tigden
    avaz-u rad-u saika reh gum'kunan olur

    beytiyle turk edebiyatinda savash seslerinin yansitildigi tek ornegi chikarmishtir
  • asıl adı ömer olan, divan şiirinin en büyük üstadlarındandır. kaside alanında gelişmiştir ve hiciv ustası olarak tanınır. osmanlı zamanının şairlerindendir. medreselerde arapça ve farsça eğitimi gördüğünden dile hakimdir.

    mahlasını, gelibolulu mustafa âli vermiştir. camilerde mütevellik yapmış, bir süre fakir bir hayat sürmüş ve katiplik, muhasebecilik gibi işlerle uğraşmıştır. kasideleri, çok güçlü olduğundan padişahların gönlünü ve parasını hemen kazanmıştır. özellikle de iv. murad’ın gönlünü almayı başarmıştır. bu yüzden iv. murad döneminde en iyi zamanını yaşamıştır.

    gerçekte överken, kendi düşmanlarına, övdüğü kişinin düşmanlarına ve halkının düşmanlarına karşı çok sert eleştiri ve hicveler kullanmıştır. kendi babasına bile acımamıştır. bu da onu çok ünlü yapmıştır ve kasidelerini çok geliştirmiştir.

    bir hikayeye göre, iv. murad nef’î’nin hicvelerinden birinin (sihâm-ı kazâ) okunması sırasında yıldırım düşmüştür ve iv. murad da nef’î’nin bu kadar güçlü şeyler yazmasını yasaklamıştır. hatta nef’î, bu yasağa aldırış etmeyip bayram paşa’yı da hicvetmiştir ve bunun üzerine padişah tarafından boğdurtulmuştur.

    çok başarılı lirik gazeller yazmıştır. asıl alanı kasidedir. akıcı, süslü, abartılı söyleyişlerini yeni çağrışımlarla birleştirmiştir. bu yöntemle de kendi üslubunu yaratmıştır.

    şairin, türkçe yazılmış divan adlı bir eserinin yanısıra, farsça yazılmış, yine aynı adı taşıyan, fakat çok başka olan bir eseri daha vardır. şair, aynı zamanda sihâm-ı kazâ adlı eserinde bolca ağır eleştiri ve küfür kullanmıştır. çok ağır küfürler kullanılan bu eserde çok zarif nükteler de bulunmaktadır.
  • gazel

    tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil
    çarh ile söyleşemem âyînesi sâf değil

    ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
    ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil

    yine endîşe bilir kadr-i dür-i güftârım
    rûzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil

    girdi miftâh-ı der-i genc-i ma'ânî elime
    âleme bez-i güher eylesem itlâf değil

    levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i nef'î
    tab'-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil
hesabın var mı? giriş yap