• neo liberalizm yanlısı.
  • liberalin ne oldugu konusunda herhangi bir fikre sahip olmayan birinin, liberalizm uzerine yapilan bir sohbetin arasinda "ne o liberal ilker abi" seklinde sordugu soru.
  • (bkz: neo liberal)
  • tarihin öncesiz olması hayalini seven, "an"ı tarihin tamamı sanan.
  • gökhan özgün de taraf gazetesinde aşağıdaki gibi değinmiş bu kelimenin sihrine:

    "demokratların adı şimdi de özgürlükçü, yani ‘libertarian’ oldu. daha önce liberaldiler. o da kesmezse, vahşi neo-liberaldiler. ah ne işbitirici laftır, şu vahşi neo-liberal. allah kazadan belâdan saklasın’a denk düşer. inananı inanmayanı, hiçbir şeye teveccüh etmeyeni bile, en bâtıl noktasından yakalar. bu lafı serpiştirin cümlelerinizin arasına, sonra yan gelip yatın. hep aynı soldan çarklı şarkıyı çalın. işler tıkırındadır. şapkaya bahşiş, sadaka dolar."

    (bkz: http://www.taraf.com.tr/detay.asp?yazar=70&yz=929)
    --

    ben de eklemek istiyorum:

    gökhan özgün'ün değindiği gibi sihirli bir el gibidir neo liberal kelimesi. o kadar çok kusulmuş, artık boşaltılmış, vahşiliği teşhir edilmiştir ki, ekonomik bir problem söz konusu olduğunda "neo liberaller" dersiniz ve o andan itibaren huzurlu bir uyku uyumayı hak edersiniz. çünkü zaten "sorun"un özünü kavramış, çözüm önerinizi de aynı cümle içerisinde iletmişsinizdir. bu, gurur verici bir olaydır. artık tüm dünyaya "başka" bir bakış açısının "mümkün" olduğunu gösterdiniz. "neo liberaller" diyerek o sorunların mimarı olan; insanları sömürmekten, kanlarını içmekten yorulmamış şişman sermaye sahibinin oyununa çomak soktunuz. başka hiç bir şey demenize gerek yok. gerisine kafa yormamalısınız. "neo liberal" dediniz ya işte, daha ne diyeceksiniz. şimdi huzurlu bir şekilde, dünyadaki kötülükleri çözmüş, "işin aslı"nı bilen küçük azınlık olduğunuzun haklı gururuyla yan gelip yatabilirsiniz. yarın tekrar uyanıp "ekonominin sorunun neo liberaller olduğu"nu söyleyeceksiniz.
  • baskın oran: sol şimdi kendisiyle hesaplaşıyor, kendini bir hücreye kapamaya devam edip etmeyeceğini konuşuyor.
    devrim sevimay: hücrenin içinde ne var?
    baskın oran: hücrenin içinde ortodoks marksistlerin sınıf kavramı var, başka bir şey yok. o sınıf kavramını muhafaza ederek ötesine geçmek isteyenlere de neoliberal diyorlar. bu tabii affedersin onun-bunun çocuğu demek.

    http://www.milliyet.com.tr/…ten vazgecilmeli&ver=22
  • baskıncığım yine sıkıp savurmuş.
    oysa ki kendisi ab'yi insan hakları kuruluşu sanan, emperyalizmi silahlı işgal diye bilen bir 18. yüzyıl sonu düşünürü olduğunu sık sık unutuyor. kendisi neo-liberal değil ama, söyleşilerinde bir kere bile rastlamadım ben neo-liberal politika eleştirisine? sınıf kavramını muhafaza ediyormuş ama, bir kere de sınıfsal baktığına tanık olamadık?

    neo-liberal onun bunun çocuğu demek değil baskınım. neoliberal olmak haysiyetini paraya çevirebildiğini, şerefinin alıcısı olduğunu keşfetmektir. ahlak satıp iktidar borazanı almaktır. neo-liberal olmak sadece siyasi bir tercih değil, ahlaki ve vicdani bir tercihtir de. bir kere de ağzına aldığın kavramı çarpıtmadan, hiç bilmediğin solcuların ağzından konuşmaya çalışmadan ifade et. neo-liberalle onun bunun çocuğunun kastedilmediğini; daha fazla silahı, daha fazla sömürüyü, daha ucuz emeği, daha çok açlığı ve daha çok tüketimi savunan insanın kastedildiğini bal gibi biliyorsun.

    sol'un kendini hücreye kapatmasıyla sınıf siyasetini benimsemek arasında nasıl bir bağlantı var? baskın oran kim allahaşkına da, sokaklarda propaganda yaparken omuriliğinden vurulan solun hesaplaşmasını teşhis ediyor? aydınlık ihbarcılarının dergisine yazan millici heveskârdan, burjuva basına ab-perver demeçler veren bir bilirkişiliğe terfi eden bu zat; akıntı nereden gelir, rüzgar nereden eserse kıblesini oraya çeviren bu şahsiyet hangi sol meclise girmiş de, konuşmaları duymuş, burjuva basına ihbar ediyor?

    artık sol minör gamdan emperyalist ninniler söylemesi canımı sıkıyor iyice.
    bari bilmediğin meseleler hakkında atıp tutma da saygımız kalsın..
  • ülkemizde sesi yüksek perdeden çıkan neoliberalizm taraftarlarının verdiği profil üzerinden konuşursak:

    efendim bu zat ı muhteremlerin büyük çoğunluğu sosyo ekonomik düzeyi yüksek ailelerin iyi okullarda okutulmuş çocuklarıdır. gençlik yılları 60 lı 70 li yılların sol dalgaları içinde şekillenmiş ve bu hareketlerin ülke içindeki çeşitli akımlarında çalışmışlar, bir yandan karşıt görüşlerle sokak ve fikir mücadelesi yaparken bir yandan da kendi görüşleri içinde kavga ede ede parça pinçik olmuşlardır. 80 li yılları da ya hapisanede veya yurt dışında geçirmişlerdir. bugün gelmiş oldukları nokta içinde yine herşeye rağmen kendilerini solcu olarak tanımlarlar. sol onlara göre bir dünya duruşu, iyiyi ararkenki yollarına bir haritadır. o yolda uğranılan duraklar o kadar da önemli değildir. dünkü durakları marxizim bugünkü durakları amerikanizm olabilir...

    evet, aylardır takip ediyorum bu kesimin basın içindeki uzantılarının yazılarını aklıma hep anneannemin bir fıkrası geliyor:

    bir kuş ailesi varmış. yavrular bütün gün yuvada oturup annelerinin getirdiği yemekle karınlarını doyurur, bu arada yuvaya da bol bol pislerlermiş. sonra bakarlarmış ki yuva çok berbat oldu annelerine:

    "annecim! annecim! bizi başka yuvaya götür, burası çok pis" derlermiş.

    anneleri uğraşıp yuvayı başka bir ağaca taşır, birkaç güne kalmaz çocukların isteği tekrarlanırmış. bir iki üç yuva derken anne bakmış ki kabahat yuvalarda değil yavrularının kıçlarında. demiş ki:

    "oturun oturduğunuz yerde! sizde bu sıçıklılık verken biz nereye gitsek aynı olur"

    hani diyorum ben de, bir zamanlar ülkede elbirliği ile solun içine edenler bıraksalar da liberalizm liberalizm gibi kalsa!...
  • ne olduğunu tam bilmiyorum ama neo nazi gibi bir şey herhalde. kötü bir şey. soros'un icadı olsa gerek.
hesabın var mı? giriş yap