*

  • neşe yaşın. kıbrıslı şair mehmet yaşın'ın kardeşidir. kıbrıs meselelerine temas eden bir romanı yayınlandı bugünlerde.
  • 1959 lefkoşa doğumlu. odtü sosyoloji bölümünü bitirdi.
    şiirleri 1978’den itibaren sanat emeği, yazko edebiyat gibi dergilerde yayınlandı.
    şiir kitapları; savaşın gözyaşları (1979), kapılar (1992).
    güney kıbrıs'ta yaşıyor. radyo programları yapıyor.

    (bkz: özker yaşın)
  • yurdunu sevmeliymis insan
    oyle diyor babam
    benim yurdum
    ikiye bolunmus ortasindan
    hangi yarisini
    sevmeli insan
  • kıbrıslı barış şairi. bir gün gazze'de , bir gün ingiltere'de bir gün yunanistan'da , bir gun kanada'da kadinlar ve barisla ilgili panellere ve etkinliklere katilan bir aydindir.

    10 yil once kadar kibris rum kesimi'ne gecen nese yasin lefkose universitesinde turkce dersleri verdi.
    turk kesimindeki eviyle arasinda 20 km olmasına ragmen uzun yillar bu kısacık mesafedeki evine ulasmak icin once ingiltereye sonra kibris turk kesimine ucmak zorunda kaldi. dünyanin en uzun 20 kilometresini asti yillarca. ta ki kibrista karsilikli gecis anlasmasi yapilana kadar.
    cocuk ruhlu, baris sevdalisi guzel bir kadindir. yurdunu sevmeliymis insan siiri george dalarastarafindan da bestelenip yunanca olarak soylendi.

    kibris turk kesimindeki birtakim irkci sahinlerler tarafindan alcakca hakaretlere maruz kalsa bile kibrista belki adi yuzlerce yil anilacaktir.
  • yarin yapilacak guney kibris rum yonetimi milletvekili secimlerinde aday olan kisi.
  • (bkz: gidiyorum)
  • öteden beri maruz kalmakta olduğu hakaret ve saldırıların boyut değiştirdiği yazar, şair. şöyle ki,
    http://www.birgun.net/…iew_author=149&article=10727

    bir de şöyle bir dayanışma çağrısı var kendisinin (ki elbette "kadın" olmak gerekmiyor duymak ve dahil olmak için)
    http://www.neseyasinkadindayanismasi.org/…dex15.php
  • kıbrıstaki faşist volkan gazetesi ve diğer ülkücü zerzevat tarafından cinsel hakaretlere maruz kalan yazardır. alıngan kişiliğinden dolayı elbette moral amaçlı olarak kendisini desteklemek gerekir. ama kıbrıs gibi bir mayın tarlasında bir kadın aydın olarak varolmak , tüm bu seviyesiz hakaretlere gülüp geçecek sogukkanlılıgı gerektirir. neşe yaşın'ın üzülmesine gerek yok, faşist dediğin her yerde faşist. kıbrıs'ın endemik türlerinden biri olarak koruma altına alınması gereken yazarımızdır.
  • ada’nın ikiye bölünmesinden sonra ilk kez bir rum partisinin, meclise aday gösterdiği kıbrıslı şair.
  • kısa bir süre önce kıbrıs'daki kimi cevrelerin milliyetçi,cinsiyetçi ve ırkçı saldırılarına maruz kalmıstır. maddi olarak mesafeler imkan vermese de manevi olarak yanındayız. saldırı kampanyasından bir bölüm;

    ''volkan gazetesinde çeşitli tarihlerde yer alan yazilardan alintilar

    neşe hanim gözyaşlarina boğulmuş
    rum tarafında yaşayan ve rum seçimlerinde aday olan neşe yaşın adlı karı, seçimleri kaybettikten sonra hüngür hüngür ağlamış. "bana bunu nasıl yaptılar, kimse bana oy vermedi" diyormuş. bana bak neşe yaşın denilen karı, rumlar işte böyledir, önce insanı kullanırlar sonra da suyu sıkılmış ekşi gibi çöpe atarlar. aklını başına topla da bundan sonra böyle karagözlüklere kalkma. bu işler rum genci ile nasıl seviştiğini yazmaya benzemez. hade bakalım.

    --------------------------------------------------------------------------------

    neşe yaşin darbuka çaldi
    rum partisi edi'den milletvekili olan neşe yaşın, geçtiğimiz günlerde rum tarafından gelen bazı bitlilerle birlikte büyük han'da alem yaptı. neşe yaşın darbuka çalarken, bitliler de göbek attı. bana bak neşe hanım, senin yapacak başka işin kalmadı mı? oldu olacak darbuka çalarken dansözlükte yapsaydın. bu arada darbuka da sana çok yakıştı. ama bu arada rum gençleri ile sevişmelerini anlattığın kitaplarını da imzalasaydın çok iyi olacaktı.

    --------------------------------------------------------------------------------

    neşe yaşin ve kutlay erk
    evliya çelebi kutlay efendi bir müddet önce neşe yaşın'ın kitaplarını satın alıp "edebi eserler" olarak okullara dağıtmıştı. bu kitaplarda neler yoktu ki? neşe yaşın, nasıl seviştiğini anlatıyordu. daha bir sürü rezalet vardı. ve şimdi bu neşe yaşın denilen bu kadın, rum tarafında mayıs ayında yapılacak olan milletvekili seçimlerinde vasiliu'nun başkanı olduğu edi partisinden aday olacakmış. ne diyelim? kutlay efendinin gözü aydın.

    --------------------------------------------------------------------------------

    nedir bu kardeşlerin asker düşmanliği ?

    7 ekim 2007

    asaf ertaç

    mehmet yaşın ve neşe yaşın.iki kardeş.ikisi de kıbrıs'lı türk ana babanın çocukları.türk olarak doğmuş,türk okullarında yetişmiş,türkiye cumhuriyeti'nin kıbrıs türk halkına oluk oluk aktardığı paralardan nemalanarak büyümüş.baba bir türk milliyetçisi ve milli şair .nedenleri bizce bilinmeyen sebeplerden dolayı kktc'yi terk ederek istanbul'a yerleşmiş.her iki kardeş de hem şair hem yazar.ikiside zaman zaman güney kıbrıs'ta ikamet ediyorlar. neşe yaşıjn halen rum tarafında yaşıyor ve yazmış olduğu " üzgün kızların gizli tarihi " kitabından bazı pasajları sizlere bu yazımda aktaracağım. malumunuz vechile,erkek şair yazdığı bir at şiiri ile, bir kişinin küçük bir erkek çocukla cinsi ilişkisini anlatırken kullandığı ıhhlı, ohhlu, donunu çıkar altıma yat, memeciğin a, göbeciğin b, oracığın c (her nereyi kastediyorsa) ahlaktan yoksun kelimelerinden dolayı kendini tenkid eden volkan gazetesi ve yazarları aleyhine açtığı zem ve kadih davasından 10 milyar tl tazminat hakkı elde etti. görülüyor ki yüce mahkeme, bu böyyük şairin,ahlaksızlık kokan bu dizelerini ahlaka aykırı bulmamıştır.neticede bu bir yargı kararıdır ve buna diyecek bir şeyimiz yok.yalnız bize göre bu deyişler türk milletinin ahlak ve terbiye mevhumuna ters olduğunu söylemekle iktifa edeceğiz. neşe hanıma gelince, yazdığı kitabın satır aralarında kimliğini açığa vuracak bazı itirafları ve bir otobiyografisi gibi görünen kitabın bazı pasajları şöyle: " tam o sırada büyük babam göründü. öfkeyle beni çağırdı ve yüzüme bir tokat patlattı. anneme çağırarak buna dikkat et, bu orospu olacak" dedi. "babamın arkadaşı çetin amca beni kucağına oturttu ve arabanın direksiyonunu kullandım.kucağında otururken, sert birşey bana batıyordu". " bir kadın bir erkeğin peni..ni emiyor,kadınlar birbirlerinin bacak aralarını yalıyorlar, bir kadın ve erkeğin birleşmesi kare kare gösteriliyordu. donup kalmıştım... vücudumun her zerresi garip bir duyguyla sarsılmış,bacak aramda ürpertici kıpırtılar olmuştu... daha önce hiç tatmadığım duygu yerleşmişti içime... "karşı toplumdaki erkekler,hep çekici gelmişti yasak ve imkansız oldukları için... adanın güney tarafına geçip bir süre orda yaşamağa karar verdim". "üçüncü buluşmamızda seviştik. gece yarısıydı... diğerleri gitmişti ve yalnız kalmıştık... herşey birden olmuştu... bir kayıkla sular üzerinde kayar, kanatlanıp bulutları öper gibiydim. sanki başka bir zaman, başka bir boyuta taşınmıştım. hızını alamayıp onlarca sevgi sözünü sayıklıyor, bakışlarımı taşıyan 17 yüzyıla ait ikonlardan söz edip gövdeme tapınıyordun... kendimi böylesine özel, böylesine tam hissetmemiştim... oysa ne garip,birleşme olmuyordu bir türlü "bu kitaptan alınan yazılar, yazarın ne biçim bir ruh hali içinde olduğunu anlatmaya yetiyor. yalnız benim burada eklemek istediğim birkaç görüş olacak. önce neşe hanımın büyük babasını rahmetle anmak ve torunu hakkında o zamandan ne kadar uzak görüşlü birisi olduğunu takdir etmek lazım. neşe hanıma çetin amcasının kucağında iken batan sert şeyin ne olduğuna gelince, onu bilemeyiz, belki gözlük kılıfının kutusu idi!.. karşı toplumların erkeklerinin neşe hanıma neden daha çekici geldiklerini keşke üstü kapaklı da olsa bize söyleyebilse. acaba buradaki müslümanlardan anatomik olarak fiziki bakımdan ufak bir eklenti olduğu için mi ?
    sevişme işini anlatırken, aldığı zevki ne güzel de anlatmış oldu,ancak sonunda "oysa ne garip birleşme olmuyordu "demesi, acaba "kayıkla sular üstünde kaymak, kanatlanıp bulutları öper gibi olması "zevkine ters olmadı mı? şimdi bütün bunları bırakıp sadede gelelim. neşe hanımın kardeşi mehmet bey, kktc deki türk askerinden "yeşil giymiş canavarlar" olarak bahsederken, kendine göre, hayatın en büyük tadını aldığı güney kıbrıs'ta tadan neşe hanım, kktc ve türk askeri için türkiye'de yayınlanan birgün gazetesi ile kktc de yeni düzen gazetesine bakın ne demeç vermiş : neşe hanım diyor ki : " kktc açık bir hava hapishanesidir " öyle mi neşe hanım, kktc açık bir hava hapishanesi ise,nasıl olur da sen değişik tatlar için kktc ile güney arasında fink atıyorsun ? yoksa sana göz yumulması için gardiyanları mı ayarttın? neşe hanım diyor ki : kktc'nin diğer adı şükrandır ama ne yazık ki evlenememiş, evde kalmış ve tatil için gelen ayşe'nin evine yerleşmiş ve ona ev sahipliği yapmaktadır. en sonunda da doğup büyüdüğü memleket olan kktc için " kktc bir mezar taşına kazınmış doğum ilanıdır " diyor.
    a neşe hanım, senin askerle ve kktc ile ne zorun vardır? istersen güneye git yanni amcanla, ister kktc'ye geç çetin amcanla haşır neşir ol, gerek kktc ve gerekse türk askeri sana mani mi oldu? senin bir yerini mi incitti ? bu kin ve düşmanlık niye? seni kimler ipinde oynatıyor acaba?''

    devamı için: http://www.neseyasinkadindayanismasi.org/…lehte.php
hesabın var mı? giriş yap