• ahmet kayanın meşhur ettiği şafak türküsünü yazan şair.
  • kendisini tanımlarken;
    "...
    bir yanda yangın vardı, bir çağ yangını...herkese şu ya da bu oranda bir pay düşüyordu bu yangından...kıyısında, köşesinde yananlar vardı...bir de tam ortasında yananlar! ben, yangının tam ortasında, hem de hiç yakınmadan yananları, etiyle kanıyla, özlemleri, kavgaları ve umutlarıyla duyurmak istedim...
    ..."
    diyen ancak, hapisten çıktıktan sonra kendisine yeni bir hayat çizen, içeride geçirdiği yılların acısını çıkarmaya çalışan şair...
  • odp'den eskisehir milletvekili adayi idi son secimlerde. onur iskembe'de pilav ustu kuru yerken gormustum bir kere.
  • 18 yaşında idam cezasi ile yargılanan, uzun süre hapis yatan, duygu yüklü şiirleriyle insanı farklı dünyalara taşıyabilen bir sair
  • devrimci sol ana davası tutuklusu olarak uzun süre metris cezaevi'nde yatmıştır. şafak türküsü ve müebbet türküsü bu yıllarda yayımlanmıştır. doğal olarak farklılaşan şiirleri tahliyesi sonrasında da kitaplaştırıldı. suda seken hayat, yağmur yağmasaydı ve sevgili yoldaş kurbağalar bu dönemden hatırlayabildiğim kitapları.

    (bkz: cezaevi şairleri)
    (bkz: emirhan oğuz)
    (bkz: ersin ergün)
  • asıl ismi nejden nevzat çelik'tir.85 sonrası gençliğine baya bir etkisi olmuştur. aslında o yıllarda o da öğrenciydi mimar sinan'da.
  • bana b planı yapmasını öğreten şair. eğer bir imza gününe gidilecekse ve o gün karneleri alma gününe denk geliyorsa, bir arkadaşının iyilik olsun diye sen şairle tokalaşırken karneni alıp kendi evine gitmesini önlemek için elinden gelen herşeyi yap. yoksa karneni görmek isteyen ailene karşı zor durumda kalır ve derdini hayatta anlatamazsın. evet. tecrübe bunu gösteriyor.
  • biyiklari henuz yeni terlemis birer lise ogrencisiyken ahmet kaya sarkilarindan ismini ogrendigimiz, idam edilmesin diye dua ettigimiz ve her gun gazetelerden idam edilmemesi icin yapilan kampanyalari takip ettigimiz sair.
    cok sukur idam edilmedi, derin bir nefes aldik ama ahmet kaya'ya da hep kil olduk. zira kendisini une kavusturan sarkilarin sozlerini borclu oldugu sairimize telif hakki odemedi deniliyordu.

    ozgecmisi :

    1960'ta sinop boyabat’ta dünyaya geldi. ilk ve orta öğrenimini istanbul’da tamamladı. 1980’de istanbul devlet güzel sanatlar akademisi'ne bağlı uygulamalı sanat ve endüstri yüksek okulu birinci sınıfında öğrenci iken tutuklandı. dev-sol davasında idam istemiyle yargılandı. 7 yıl cezaevinde kaldı. ilk şiiri cezaevinde iken 1982’de yayınlandı. 1984'te "şafak türküsü" kitabı akademi kitabevi başarı ödülü kazandı ve üst üste yeni baskıları yapıldı. 1987'de basılan "müebbet türküsü" kitabı da büyük başarı kazandı. yankılar üzerine serbest bırakıldı. istanbul'da "om yayınevi"nin kurucu ve yöneticilerinden. ilk şiirlerinde ahmed arif ve nâzım hikmet etkisi belirgin. zeki buluşları, uyak kurmadaki özgün beceriysiyle dikat çekiyor. ilk dört kitabından sonra uzun süre sessiz kaldı. 1998'de yayınlanan "sevgili yoldaş kurbağalar" ise kendini yinelemediğini, yeni şiir alanlarına açıldığını gösterdi. şiirini ses ve tema özellikleri bakımından genişletip zenginleştirdiği görüldü. bu eserde bir yandan attilâ ilhan etkileri taşıyan, bir yandan da ikinci yeni'nin olumlu özelliklerini özümsemiş bir şiire ulaştı. günümüz türk şiirinin en dikkate değer şairleri arasında.

    eserleri

    şiir:

    şafak türküsü (1984)
    müebbet türküsü (1987)
    suda seken hayat (1990)
    yağmur yağmasaydı (1990)
    sevgili yoldaş kurbağalar (1998)

    ödülleri

    1984 akademi kitapevi şiir başarı ödülü şafak türküsü ile
    1987 hasan hüseyin şiir ödülü müebbet türküsü ile
    1987 poetry international ödülü müebbet türküsü ile
    pen club american center tarafından onur üyeliğine seçildi

    kaynak : http://www.milliyet.com.tr/…/yazarlar/nevcelik.html
  • bir nevzat çelik şiiri,

    ellerimi bulsaydin

    bu vapur kalkar birazdan
    kalkip gidemeyen bir ben
    martilarin goturup getirdigi
    bu vapur kalkar birazdan

    kar soguklarinda iskele
    asiklara savunmasiz durur
    kalbime romatizma vurur
    bu vapur kalkar birazdan

    bu vapur kalkar birazdan
    kederimi yuklenip gitmez
    bir yangindir ki ansizin
    ask basladigi gibi bitmez

    bu vapur seni goturur
    palamari kalbime gecer
    kadikoy kac adimlik yer
    bu uzaklik beni oldurur

    beni denizlere alsaydin
    belki cocuklugum biterdi
    sen ellerimi bulsaydin
    bu vapur yine giderdi.
  • 29 ekim 2005 cumartesi günü saat: 20.00'da taksim/talimhane'deki mendos kültür cafe'de uzun zamandan sonra bir söyleşi/dinleti yapacak şairdir.

    dikkat: kapıda adını sormayınız!
hesabın var mı? giriş yap