• amerikan sinemasının 1967-1980 arası dönemini anlatmak için kullanılan terim.
    bonnie and clyde ve easy rider filmleriyle başladığı kabul edilen dönem, amerikan sinemasının en kaliteli dönemidir. 40ların auteurları ve fransız nouvelle vague etkisinde yetişen yeni amerikalı nesil hollywoodda yaratıcılığın ön planda olduğu bir dönem başlatmışlardır. amerikan sinemasının en parlak başyapıtları bu dönemde çıkmıştır.
    jaws ve star wars gibi blockbusterların yaratıcılığın ön planda olduğu filmlerden daha çok iş yaptığının keşfedilmesiyle bu dönemin sonu görünmeye başlamıştır. heaven's gate bu dönemin son filmi kabul edilir.
  • hollywood'un avrupa bağımsız sinemasından etkilenmesiyle oluşan yeni tarzıdır. gerçekçiliğe önem verilir.

    the graduate filmi de bu akımı başlatan önemli filmler arasında kabul edilir.
  • "günümüzde yeni hollywood sineması olarak bilinen dönem, hollywood sinema tarihinde 60’ların ortasında başlayıp, 70’lerin sonuna kadar sürmüş olan bir dönemdir.
    bu zaman birimi içerisinde, hollywood sinema estetiğinde daha önce hiç görülmemiş tercihler ekrana yansımıştır. sinemadaki bu değişim, aynı zamanda amerikan toplumundaki devrimci hareketin devamı olarak algılanmalıdır.
    kısa sürmüş olsa da, sinema tarihinin en önemli ve kült filmleri bu dönemde yapılmıştır; 1967 yapımı bonnie and clyde filmi ile başlayan bu dönemde easy rider, taxi driver, the graduate, nashville, apocalypse now, mccabe and mrs. miller, the french connection ve one flew over the cuckoo’s nest gibi filmler çekilmiştir.
    bu filmler, daha önce işlenmemiş konuları ele almış ya da daha önce ele alınan konuları farklı bir biçimde ve farklı bir bakış açısıyla seyirciye sunmuştur. hollywood rönesansı olarak bilinen bu dönem “hollywood sinemasının tarihindeki kısa süreli bir estetik macera” olarak tanımlanmıştır.
    bu dönemde stüdyo yöneticilerinin gücü azalmış, ön plana yönetmenler çıkmıştır. bu yönetmenler stüdyoları film yapım sürecinde bir şekilde devre dışı bırakmak istemişlerdir.

    john fawell, klasik hollywood ve yeni hollywood arasındaki farkları şu şekilde özetlemiş ve ana hatlarını çizmiştir:
    “durmak bilmeyen canlılık yerine pesimizm ve morbidite;
    dikkatlice kurgulanmış ideal bir dünya yerine sert gerçeklik;
    çekici bir kaygısızlık yerine yüksek derecede ciddiyet;
    söylemek yerine gösteren filmler yerine sosyal mesaj içerikli filmler;
    görünmez bir tarz yerine yükselen biçimcilik;
    imalı anlatış yerine, seks ve şiddetin açık tasviri.”

    yeni hollywood sineması ıı. dünya savaşı sonrası, klasik hollywood stüdyo sisteminin çöküşü ve televizyonun icadının banliyöleşmiş amerika’yı ele geçirmesi sonrasında amerikan sinemasında yaşanan döneme verilen addır.

    oyuncu henry jaglom durumu bu şekilde açıklamıştır:
    “artık yönetmene ne yapması gerektiğini söyleyen bir yapımcı yoktu. hollywood’un yeni dalgası’nda, ya yapımcıyı dinlemek ya da film çekmemek var olan tek seçenekler değildi. gerçekten de ciddi ve ilginç çalışmalara imza atıp ticari anlamda sağ kalabilirdin. filmlerin hayatlarımızı yansıtmalarını istiyorduk, savaş yüzünden yaşadığımız endişeyi ve yaşanılan kültürel değişimlerin ürünü olan bizim
    hayatlarımızı…”
    biskind bu dönemin filmlerinin hollywood tarihinde yapılmış en cüretkâr ve en yaratıcı filmler olduğunu savunmakta ve bu filmler sayesinde insanların sinemaya âşık olduklarına inanmaktadır.

    bütün bu gelişmeler yaşanırken, hollywood da kendince çözümler üretmiştir. stüdyolarını televizyonlara kiralayarak ‘telefilmler’ çekmeye başlamıştır. 1960’lardan itibaren televizyonda en çok izlenen diziler hollywood stüdyoları tarafından çekilmektedir. sinemanın dev ismi alfred hitchcock televizyon programı yapmış, 1955’ten 1962’ye kadar ekranlarda boy göstermiştir.

    fransız yeni dalga’nın etkisi oldukça büyük olup onların cesareti hollywood sinemasını da etkilemiştir."

    şirin fulya erensoy'un "hollywood’dan indiewood’a
    amerikan sineması’nın değişimi" başlıklı yayınlanmamış yüksek lisans tezinden kolaj.
hesabın var mı? giriş yap