nicolas guillen
-
küba'nın büyük devrim şairi. ilk şiir kitabını piyangodan kazandığı parayla bastırmıştır.
(bkz: bolivyalı küçük asker) -
köpeğine öğrettiğin zaman
savunmasız bir zenciye saldırmayı
ve bir ısırıkta ciğerini parçalamayı;
çetenin sen de bir üyesiyken
ve kuyruk sallayıp geceleri havlarken
sen. kin dolu beyaz adam, yeterlisin
eyalet seçimlerinde vali olmak için! -
(bkz: madrigal/@viva paulista)
-
şekerkamışı
zenci
tarlanın yanında.
yanki
tarlanın üstünde.
toprak
tarlanın altında.
kan
bizden akıyor!
çeviri: ülkü tamer
alıntı:karakutu.com -
lise son'dan beri unutulamayan bir siirin yazaridir herseyin otesinde. istenen olmus ve tesadufen baccalaureat'da bu siirin yorumlanmasi istenmistir.
tengo
cuando me veo y toco
yo, juan sin nada no más ayer,
y hoy juan con todo,
y hoy con todo,
vuelvo los ojos, miro,
me veo y toco
y me pregunto cómo ha podido ser.
tengo, vamos a ver,
tengo el gusto de andar por mi país,
dueño de cuanto hay en él,
'mirando bien de cerca lo que antes
no tuve ni podía tener.
zafra puedo decir,
monte puedo decir,
ciudad puedo decir,
ejercito decir,
ya míos para siempre y tuyos, nuestros,
y un ancho resplandor
de rayo, estrella, flor.
tengo, vamos a ver,
tengo el gusto de ir
yo, campesino, obrero, gente simple,
tengo el gusto de ir
(es un ejemplo)
a un banco y hablar con el administrador, no en inglés,
no en señor,
sino decirle compañero come se dice en español.
tengo, vamos a ver,
que siendo un negro
nadie me puede deterner
a la puerta de un dancing o de un bar.
o bien en la carpeta de un hotel
gritarme que no hay pieza,
una mínima pieza y no una pieza colossal,
una pequeña pieza donde yo pueda descansar.
tengo, vamos a ver,
que no hay guardia rural
que me agarre y me encierre en un cuartel,
ni me arranque y me arroje de mi tierra
al medio del camino real.
tengo que como tengo la tierra tengo el mar,
no country, no jailáif,
no tennis y no yacht,
sino de playa en playa y ola en ola,
gigante azul abierto democrático:
en fin, el mar.
tengo, vamos a ver,
que ya aprendí a leer,
a contar,
tengo que ya aprendí a escribir
y a pensar
y a reir.
tengo que ya tengo
donde trabajar
y ganar
lo que me tengo que comer.
tengo, vamos a ver,
tengo lo que tenía que tener. -
nazım hikmet'in, saman sarısı şiirinin bir bölümünde yer verdiği kübalı şair;
"...sair nikolas gilyen havana'ya dondu çoktan/
yıllarca avrupa ve asya otellerinin hollerinde oturup içtikti/
yudum yudum şehirlerimizin hasretini..."
kim bilir kendi aralarında neler konuşmuştu bu dev kalpler... -
poesia negra akımı şairi.
-
öldürürler beni çalışmazsam,
ama çalışsam da öldürürler beni:
durmadan hep öldürürler beni,
hep öldürürler beni durmadan! -
bulmacalar
dişlerinde sabah,
derisinde gece,
kimdir, kim değildir?
-zenci.
kadın ama güzel değil,
ne isterse yaptırır,
kimdir, kim değildir?
-açlık.
kölelerin kölesi,
efendilerin zalimi,
kimdir, kim değildir?
-şekerkamışı.
bir elin yüzkarası,
unutmaz öteki eli,
kimdir, kim değildir?
-sadaka.
ağlayan adam
bir zamanlar öğrendiği gülüşle.
kimdir, kim değildir?
-ben. -
kurşuna dizecekler
elleri bağlı bir adamı,
ateş etmek için sıralanmışlar,
dört asker.
dört asker,
sessiz,
dört asker elleri bağlı,
öldürecekleri adam gibi elleri bağlı.
- bir kaçabilseydik!
- koşamam ki!
- tetiği çekecekler neredeyse!
- ne yapsak dersin?
- belki boştur tüfekleri...
- zalim kurşunlar var tüfeklerinde!
- kimbilir, ateş etmezler belki.
- az salak değilsin sende!
ateş edecekler
(nasıl edebildiler?)
öldürecekler.
(nasıl öldürebildiler?)
dört askerdiler,
sessiz,
bir subay kılıcıyla komut verdi;
dört askerdiler,
bağlı,
öldürdükleri adam gibi elleri bağlı.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap