• bir şarkı.. laura marling adında bir tıfıl söylemekte.. güzel gibi geldi..

    i woke up and he was screaming.
    i'd left him dreaming.
    i'll roll over and shake him tightly,
    and whisper "if they want you, well they're gonna have to fight me,"
    oh, fight me

    i woke up on a bench on shepherds bush green
    oh, a candle at my chest, and a head on his knee.
    i got up it was dark there's no-one in the park at this hour,
    how do i keep finding myself here?
    oh, fight me.

    if i look back and he is screaming
    i'd left him dreaming, a dangerous feeling,
    and i'll roll back and shake him tightly,
    and scream "if they want him, oh they're gonna have to fight me!"
    oh, fight me

    but if i wake up on a bench on shepherds bush green
    oh a candle at my chest and a hand on his knee
    i'll roll over and hold him tightly
    and scream "if you want him oh your gonna have to fight me"
    oh fight me

    don't fight me
  • her dinlediğimde beni başka diyarlara alıp götürmeyi başaran su gibi şarkı.
    hala güzel, hala taze. müthiş melodi.

    kendi kabuslarından dahi korumak istediğiniz adama ithaf edilesi.
    kabuslarla boğuşmaya başlandığında ise kurtuluş vadetmiyor malesef. o zamanlar için yine laura bacımızdan gelsin (bkz: old stone)
  • (bkz: karabasan)
  • gece çığlıklarla uyandıran bir hastalık.

    (bkz: gece terörü)
  • 21 aralık olmadan önce kendisini dinleyebilmiş olduğum için mutlu olduğum şarkı.
    nedense şu saatlerde milyonlarca insanın ölmeden önce son bir kez, belki de ilk kez sevişmiş olayım diye sevişiyor olabileceğini aklıma getiren şarkı.
    sevişmiş olmak isteyip de yaptıkları tek şeyin ileri-geri, gel-git, gir-çık hareketi olabileceğini de düşündürdü.

    ben, ben de isterdim. geli giti olsun olmasın çok da gerekli değil, ama sevişmek isterdim.

    öyle bir şarkı. sanırım bana sevmeyi hatırlattı, özletti.
  • laura marling'in sonunu ıslıkla da getirebildiği şarkı.
  • bryan mitchell adında bir developer'ın geliştirdiği virtual reallity bazlı mobil oyun. telefonunuzun kamerasıyla gece evde gezerek hayaletlerin peşinde koşuyorsunuz. ve evet ilginç olan kısım tam olarak da bu. kendi evinizde geçiyor tüm hikaye. geliştirdikleri yazılım evdeki kapı, hol, giriş ve salon gibi kavramları tanıyarak oyun grafiklerini içine yerleştiriyor. yani evde telefonunuzla gezerken bir anda tuvaletinizde bir hayalet görebilirsiniz.

    hikayede başka bir evrende yani öbür dünyada işkence gören bir küçük kızı kurtarmaya çalışıyorsunuz. oyun sadece hava karardığında oynanabiliyor.

    https://www.youtube.com/watch?t=72&v=zqsyr4qx-gu

    oyun şu an indiegogo'da bağış topluyor. yardım etmek isterseniz linki de bu.

    https://www.indiegogo.com/…-reality-survival-horror
  • ekşi sözlük tarihinin en underrated şarkısı.

    https://youtu.be/rsikbh9p9zi
  • uyandım, ve o çığlık atıyordu
  • (bkz: jeff gunhus) ilk kitabı (bkz: night chill) kadar iyi olmasa da güzel kitapdı. ilk kitapdan daha tempoluydu, ama ilk kitabin hikayesi daha başarılıydı bence.

    yalnız ilk on sayfa yutkunarak okuyorsunuz. bu kitapda yazar vahşet seviyesini baya arttırmış. kitabı açıp ilk sayfaları okudum ve kapattım. okumaya sonraki gün devam edebildim. çocuklar üzerinden dönen vahşet insanı çok etkiliyor. bunları göze alıp okursanız kitap çok akıcı.
hesabın var mı? giriş yap