• çağın -hani şu içinde bulunduğumuz olan-, adonis'le birlik en mühim arap şairlerinden biridir nizar bey.. 1923'de, şamlı ve şanlı bir ailenin evladı olarak dünyaya gelen kabbani, hukuk okuyarak diplomat olmuştur; ve lakin devrandaki yönetim düzeninden ve siyaset ahlakından gına getirdiğinden olacak ki, aşk şairliğinden gayrı bir iş tutmamıştır kendine efendim..

    ilk kitabı "esmerim anlattı bana"yı henüz yeni yetme bir bebe iken basan kabbani, 1967 arap-israil savaşından sonra, arap şiirinde yeni bir çağın öncüsü olmuştur.. gerileme kitabına dipnotlar namıyla yazdığı şiiri, beyrut'ta al-adab dergisinin ağustos 1967 sayısında yer almıştır almasına da, derhal yasaklanıp, arap edebiyatının ilk samizdat örneği olarak yeraltına inmiş ve gizlice elden ele dolaşmaya başlamıştır.. bu şiir, aynı zamanda al-adab al-huzarani (haziran edebiyatı) akımının da süt babasıdır..

    haziran hareketi'nin kurucusu olan kabbani, hem arap şiirinin sadeleşmesine, hem de 1967'deki altı gün savaşı'nın ardından patlayan politik şiirin gelişmesine kılavuz olan bir şiirbazdır a kuzum.. yeşil bir lambadır şiir, geçkin bir kadının güncesi gibi eserler de, bu dönemin nefis ürünlerindendir bilhassa..

    türkçe'de en son "gözlerinin mavi limanında aşk, kadın, hüzün şiirlerinden seçmeler" adlı bir seçmesi görülen nizar beyin, daha bir dolu türkçe söylenmiş eseri mevcuttur..
  • suriyelidir...

    gazaba uğramiş şiirler

    şarkıcı nasıl söyler şarkısını,
    dudakları dikilmişken efendim?
    bir arap şairi ölünce bugün
    kim dua eder o'na?
    el öpmez benim şiirim
    doğrusu sultanlara düşer
    şiirimin ellerini öpmek!

    i
    dostlarım
    başkaldırmıyorsa,nedir ki şiir?
    azgınları ve azışları devirmiyorsa,nedir ki şiir?
    zamanda ve mekanda
    sarsıntı yapmıyorsa, nedir ki şiir?
    kisra nuşirevan'ın başındaki tacı
    yere çalmıyorsa, nedir ki şiir?

    ii
    bunun için çekiyorum isyan bayrağını
    şu ana kadar gündüz nedir bilmeyen milyonlar adına.
    nedir,dalla serçeyi ayıran
    gülle sarı şebboyu ayıran nedir?
    nedir memeyle narı ayıran
    denizle zindanı ayıran nedir?
    nedir mavi ayla karanfili ayıran
    yiğitlik kelimesinin sırrını,
    giyotinin sırrını ayıran?

    iii
    bunun için çekiyorum isyan bayrağını!
    kediler gibi boğazlanmaya götürülen milyonlar adına
    göz kapakları çıkarılanlar adına
    dişleri sökülenler adına
    sülfirik asitte eriyenler adına,kurtçuklar gibi
    mahrum olanlar adına,
    sesten,fikirden,dilden.
    çekeceğim isyan bayrağını.

    iv
    bunun için çekiyorum isyan bayrağını
    küçük perdenin altında
    öküz gibi oturan halklar adına
    dostluğu büyük kaşıklarla içen halklar adına
    develer gibi yük çeken halklar adına
    gün doğusundan gün batısına
    yük çeken deve gibi.
    sudan ve arpadan başka hakkı yok
    hasreti yok emirin karısının
    emirin dişi köpeğinin
    berberine ait olmaktan başka..
    yaşasın bir demet yonca
    yaşasın tek ilah diye allah'a yalvaran
    halklar adına

    v
    ey şiirin dostları!
    ben ateş ağacıyım,hasretlerin kahiniyim ben
    elli milyon aşığın resmi
    sözcüsüyüm
    sevgi ve inleyiş ehlinin ellerinde
    uyur
    kah yasemin ağaçlarına.
    ey dostlarım!
    bıçağın saltanatını hep reddeden
    bir yarayım ben..

    vi
    ey mümtaz dostlarım!
    dudaksızların dudağıyım ben
    gözsüzlerin gözüyüm ben
    okumazlara denizin kitabıyım
    ben
    hapishane kaşalotlarına
    gözyaşıyla kazınan
    yazılarım ben
    bu çağ gibiyim ben,sevgilim!
    çılgınlıklarla karşılarım çılgınlıkları
    kırarım nesneleri çocukluk içre
    kanımda devrim ve limon kokusu
    hep bildiğiniz gibiyim ben
    hoşlanırım kanun çiğnemekten
    hep bildiğiniz gibiyim ben
    şiirleyim...
    yoksa var olmak istemem...

    vii
    dostlarım!
    hakiki şiir sizsiniz.
    gülmenin de ehemmiyeti yok
    surat asmanın da
    sultana öfkelenmenin de
    siz benim sultanlarımsınız
    sizden şeref,kuvvet,kudret
    istiyorum
    tuz ve taş üstünde uyuyan
    şehirlerde
    şiirlerim yasak.
    şiirlerim yasak,
    çünkü insana
    sevginin ve medeniyetin
    kokusunu taşıyor
    şiirlerim reddedildi,
    çünkü her beyti muştu taşıyor
    dostlarım!
    sizi bekletmekteyim hala
    kıvılcımı tutuşturmak için...

    http://www.nizar.net/
  • ''ey kadin
    büyük sevgisini postayla gönderen
    sesini
    rimelini
    ve kiskirtici kokusunu
    ey kadin
    ey kendisini tanidigim ve tanimadigim
    durdur, durdur su yazma isini
    gönderdiklerin hep çocukça
    yazdiklarin saçma hep
    yok bunlarda bir kadin
    postayla ask yapilmaz erkekle
    postayla ancak çocuklar baba olur ''
  • doğu'lu kadinin acilarini dile getirmesinden dolayı kadın şairi olarak anılan kabbani, 1967 yilindan sonra araplara yonelttiği sert eleştirilerden ötürü sağ ve sol pek çok kesimin şimşeklerini üzerine çekmiştir, şuurunu keşfedip cüretini gosterenlerin şairi.
    (bkz: herhangi bir erkege mektup)
  • savaş karşıtı muhteşem şiirlere imza atmıştır. http://www.nizar.net/ diye 4-5 dilli bir sitesi vardı, ama kapanmış. açılır umarız.
  • "telefonun ahizesini sabaha kadar devreden çıkardığım için hoşgörün beni.

    cnn istasyonundan kurtulduğum için
    bbc istasyonundan
    nbc istasyonundan

    uyduları aracılığıyla beni gasp eden bütün istasyonlardan...

    ***

    şüphesiz televizyon, maruz kaldığımız en büyük gasp operasyonudur.. gece ve gündüz.. büyük ve küçük... üstelik gasp edilmekten mutluyuz hepimiz...

    teknolojik bir gasp bu.. vahşeti ırksal gasptan daha az değil... "

    cümlelerinin sahibi önemli insan.

    21 mart 1923 de şam da doğdu. ancak yaşamında, sonraları şiirlerinde bir sevgiliye benzeteceği beyrut un yeri büyüktür. kabbani ailesinin en önemli fertlerinden olan annesinin amcası ebu halil kabbani, 20. yy. başlarında arap tiyatrosunun kurucusudur. babası tevfik kabbani ise suriye de fransızlara karşı verilen kurtuluş mücadelesinin önemli isimlerinden biri ve tanınmış bir tüccardır.

    lise eğitimni şam da bitiren nizar, suriye üniversitesi hukuk fakültesi ne girdi. 1945 de mezun oldu. dışişleri bakanlığında ve mısır, türkiye, ingiltere, lübnan, çin ve ispanya da çeşitli görevlerde bulundu. 1966 da şiiri memurluğa tercih edip istifa edinceye kadar bu görevde kaldı. iki kez evlendi. ilk eşi suriyeli zehre den olan oğlu tevfik in, kahire de tıp okurken kalp hastalığı nedeniyle 17 yaşında vefat etmesi üzerine, nizar onun için "efsanevi prens tevfik kabbani" ağıtını yazdı ve öldüğünde oğlunun yanına gömülmesini vasiyet etti.

    ikinci eşi "ömrümün ve şiirimin yol arkadaşı" dediği belkıs er-ravi ıraklıdır. 1982 de beyrut ta amerikan elçiliğine bomba koulması sonucu ölümü, nizar üzerinde çok derin izler bıraktı. nizar karısının adını taşıyan bir mersiye yazdı ve ölümünden tüm arap yöneticilerini sorumlu tuttu. ondan sonra tekrar evlenmeyi reddetti ve 1998 de ölünceye kadar hayatının son 15 yılını londra da bir apartman dairesinde tek başına geçirdi.

    delice sevdiği annesinin ölümü de nizarı çok etkileyen olaylardandır. nizar annesinin sütten ancak yedi yaşında kesebildiği nazlı bebeği, annesi de nizar için bütün kadınları kendisinde toplamış olan bi kadındır.

    nizar çağdaş arap edebiyatının büyük yenilikçilerindendir. şiirleirni klasik arap şiirini özümseyerek, ama yeni bir form, yeni bir sesle geçmişin kısıtlayıcı ve belirleyici tüm kayıtlarından da kurtularak yazdı ve hep bu tarzı savundu. 1967 arap-israil savaşında yaşanan bozgundan sonra arap dünyasında başlayan, mevcut arap yönetimlerini tenkit edebiyatının kurucusu ve en büyük temsilcisidir. şiirlerinden açıkça görüleceği üzere, yansıyan duyarlılığın odak noktasını filistin ve filistin sorunu oluşturmaktadır. bu bir yerde, islam dünyasının kalbinin delik deşik olduğu gerçeğiyle aynı anlama gelmektedir. filistin sorununun başlı başına bi,r trajedi olmasının yanında, bütün islam alemi ve özellikle arap dünyası açısından sömürülme, kuşatma, talan, ihanet, uşaklık, yenilgi, ve batı ya her anlamda bağımlılık gibi başka içerimleri de bulunmaktadır. ayrıca şiirlerine ağırlıklı olarak kadınları konu etmesi sebebiyle kadın şairi diye de anılır.

    nizar hayattayken büyük arap şarkıcıları onun şiirlerini yorumlamak için birbirleriyle yarıştılar. ümmü gülsüm, abdülhalim hafız, feyruz, macide rûmi, kâzım sahir bunların en meşhurlarındandır.

    nizar kabbani nin yayınlanış sırasına göre eserleri şöyledir;

    1. semra bana dedi ki (kâlet lî es-semra), 1944

    2. süt çocukluğu (tufûletu nehd), 1948

    3. samba, 1950

    4. benimsin (enti lî), 1951

    5. şiirler (kasaîd) 1954

    6. sevgilim (habîbetî) 1960

    7. şiir yeşil bir kandildir ( eş-şi'ru kandil ahdar) 1962

    8. sözcüklerle yapılmış resim ( er-resm bi'l keimat) 1966

    9. bozgun notları ( hav^miş alâ defteri'n-nekseti) 1967

    10.işgal edilmiş toprağın ozanları (şuarâu ardı'l-muhtelle) 1968

    11.kudüs (el kuds) 1968

    12.fetih (el-feth) 1968

    13.temsilciler (el mumessilûn) 1969

    14.soruşturma (isticvâb) 1969

    15.bir kadın gerillanın israil in duvarlarına yazdığı yazı (menşûrâtu fedâiyyetin alâ cidrânı israil) 1969

    16.şiir duruşmasında (ifadetun fi mahkemeti'ş-şi'r) 1969

    17.umursamaz bir kadının günlüğü (yevmiyyatu imraetin lâ-mubâliyye) 1970

    18.sevgi kitabı (kitabu'l hubbi) 1970

    19.vahşi şiirler (kasâid mutevahhişe) 1970

    20.hayır (lâ) 1970

    21.en tatlı şiirlerim (ahlâ kasâidi) 1971

    22.yüz aşk mektubu (mietu risaleti hubb) 1971

    23. yasak şiirler (eş'aru hâricetun alâ kânûn) 1972

    şiirlerinden bir örnek;

    resim dersi

    1
    boya kutusunu önüme koyuyor oğlum
    bir kuş çizmemi istiyor benden
    kül rengine batırıyorum fırçayı
    bir dörtgen çiziyorum, üstüne bir kilit ve çubuklar
    oğlum, gözleri dehşet dolu, diyor ki bana:
    "ama bu bir hapishane...
    yoksa bilmiyor musun baba, kuş çizmeyi sen?"
    oğlum, diyorum ona, ayıplama beni
    kuşların biçimini unuttum inan.

    2
    kalem kutusunu önüme koyuyor oğlum
    bir deniz çizmemi istiyor benden
    kurşun kalemi alıyorum
    siyah bir daire çiziyorum
    oğlum diyor ki bana:
    "ama bu siyah bir daire, baba
    deniz çizmeyi bilmiyor musun yoksa?"
    ona diyorum ki: oğlum
    eskiden deniz çizmekte ustaydım
    ama bugün...
    oltayı aldılar benden
    av yaklaşmıştı oysa...
    mavi renkle konuşmamı da yasakladılar
    özgürlük balığını yakalamamı da.

    3
    resim defterini önüme koyuyor oğlum
    buğday başağı çizmemi istiyor benden
    kalemi alıyorum
    bir üçgen çiziyorum ona
    resim sanatındaki bilgisizliğime şaşırıyor oğlum
    şaşkın şaşkın diyor ki:
    üçgenle başak arasındaki farkı bilmiyor musun baba?
    ona diyorum ki, oğlum
    eskiden başağın biçimini bilirdim ben
    somunun biçimini
    gülün biçimini..
    ama bu metalik çağda
    ormanın ağaçları
    silahlı adamlara katıldı ya
    güller, lekeli giysilere büründü ya
    silahlı başaklar çağında
    kuşlar silahlı
    kültür silahlı
    din silahlı
    bir somun alsam
    içinde tabanca buluyorum
    bir gül koparsam bahçeden
    silahını dayıyor burnuma
    bir kitap alsam kitapçıdan
    parmaklarımın arasında patlıyor...

    4
    yatağımın kenarında oturuyor oğlum
    bir şiir okumamı istiyor benden
    gözümden bir damla yaş düşüyor yastığa
    korkuyla izliyor oğlum ve
    "ama baba diyor, bu gözyaşı, şiir değil!"
    ona diyorum ki:
    büyüdüğün zaman oğlum
    arap şiir kitaplarını okuyunca
    sözcükle gözyaşının kardeş olduğunu göreceksin
    ve arap şiirinin yalnızca
    parmaklar arasından çıkan
    bir damla gözyaşı olduğunu...

    5
    oğlum kalemlerini, boya kutusunu önüme koyuyor
    bir yurt çizmemi istiyor benden
    fırça titriyor elimde
    ağlayarak düşüyorum...
  • aşkın kitabı'nı yazmış şair.
  • "yirmi yıldır aşkın yolu üzerindeyim
    ve hala yol meçhul
    bir kez katil
    çoğu kez maktul oldum
    yirmi yıl... ey aşkın kitabı
    hala birinci sayfadayım"
hesabın var mı? giriş yap