• bi ara, "ceysın" adında tıfıl bi karatecinin, allaan hikmetiyle burş lii'den ders alması netincesinde ve brek dansçı zenci arkadaşının da yardımıyla, babasını döwen mafyaya karşı sawaş açmasını, onnarın adamını bi güzel döwmesini konu alan, içinde, nazireli aşıklar da barındıran bi film wardı.

    o sıralarda sinemalarda "altın yumruk" olarak gösterilen bu filmin, türkiye'min her yerinde binnerce hayranı, geceleri rüyasında, burş lii'den ders alan binlerce çocuğu türemişti. daha sonra 60 farklı adla ortalıkta dolaşan bu filmde yer alan pes etmek yok teslim olmak yok sözü, gençliğe azimli ve kararlı olmayı aşılamış, o filmdeki hareketlerle kendini okuldaki öğretmenlerini korkutarak sınıf geçmeye çalışan gençler türemişti.

    filmin altın hareketi hawada 180 derecelik parendeyle yapılan döner tekmeydi... van dam'da ilk defa bu filmde, acımasız bi "karate"ci olarak görünmüş, ring iplerine oturuşuyla zihinlerde yer etmişti. bi dönem hep bu filmden esintilerle etrafta dolaşan "genç"ler wardı etrafta biliyosun...
  • zenci bir hötöröf vardı o filmde, "renk" katmak için ordaydı ama işi ne diye düşündürmüştü bol bol.
    her filme böyle bi tane ne idüğü belirsiz havada duran karakterler eklenir.buna da eklendi, bruş li yi tenzih ediyorum.
  • pes etmek yok teslim olmak yok sözünü akıllarımıza kazıyan film... türkiye'de altin yumruk ismiyle tanınıp sevilmesinin ardından, daha başka yüzlerce isimle tekrar tekrar satılmıştır... hatta "altın yumruk 2" diye 10 tane ayrı film görmüş olabilirim mübalağasız...

    (bkz: altin yumruk donemi)
  • jason, çok artiz bi ismi olmasına rağmen karateye gönül vermiştir... babası karate hocası, annesi işe giden-gelen kadın olan ceysın'ın babasının karate okuluna bir gün mafyacılar gelir: "bize haraç falan ver yoksa seni incitiriz derler", adamların babasına posta koyması genç ceysın'a bu çok koyar, bi kaç numara göstermek ister ama babası onu engelleyiverir...

    haraç mafyası tekrar geldiğinde yiğit baba, babayı alır... evet, ceysın'ın babasının ayağını kırmışlar, karate okulunu yerle yeksan etmişlerdir, bu da ceysın'a çok koyar, ceysın ise o heyecanla bir kaç darbe yemeyi kâfi görür... [bu sekansta kendini hiç kasmadan darbeleri atan kıyasıya cool abi de jean claude van damme'dan başkası değildir, van dam'ın çıkış filmlerinden biridir bu]

    karateci baba o şehirden taşınıp barmen olarak hayatına dewam etmek, ailesini de korumak ister, taşınırlar, arabaları steyşın'dır... öyle ki ceysın'ın içindeki karate ateşi onu başka aksiyonlara körüklemektedir, baba karateyi bırakmasına rağmen oğlan gider ilk bulduğu dojo'ya yazılır, şovlaşırlar...

    ceysin bu yeni şehirde bir kıza aşık olmakta sakınca görmez, hem zenci arkadaştan da zarar gelmez, bu arada babasını döven adam kızın kickbox kralı abisini dövünce bu ceysın'a çok koyar ve o saniye kafasının tası atar, eee artık, bruce lee hayranı olan jason'a bir gün karate tanrıları bruce lee'yi öğretmen olarak gönderirler... artık ceysın'ın tek hedefi o van dam dürzüsünün mna koymaktır, tam o sırada zencinin brek dansçı olduğu ortaya çıkıverir...
  • van damme ın ringin iki ucuna dayadığı bacaklarını ardına kadar ayırması türk evladının kafasına sifir acmak gibi geri zekali bir muammayı sokmuş ve bir kuşağın bacaklarını ve beynin pergel gibi kanırtarak zehirlemişti.evinde halı da parkede sıfır açmaya çalışıp tandonlarının canına okuyan, kasıklarına ağrılar sokan çok insan tanıyorum.başarıp hakkı koşar olduğunu sanan insanlar da tanıyorum.

    o breakdansçı zenci de komik relief adamıydı berbat espriler yapar ortamı şenlendirirdi.(bkz: indian companion)

    bruce lee olması gereken adam da dürzü gibi bi herifti, bruce lee ismini taşıyamıyordu.böyle guile ın jilet hareketine benzer bir hareket öğretiyordu.
  • kumla'nın açık hava sinemasını ağzına kadar dolduran bir filmdi. ek sandalyeler falan koymuşlardı.
  • arkadaşlarla yaptığımız karate filmi muhabbetlerinde şaşırarak farkettimki,bu film yüzünden karate kursuna yazılmış bir jenerasyon var ülkemde.evet bende gaza gelmiştim,döner tekmeyle van damme'a geçirmek istemiştim,ama karate kursuna yazılmak?

    breakdansçı zenci ise filmin tek neşesidir.olmadık yerlerde süper figürler yaptıktan sonra,seyirciyi güldürme amacıyla sakarlık yapıp düştüğü,etrafı dağıttığı (jason ile ilk tanıştığında garajdaki rafı devirmesini hatırlayalım) görülmüştür.
    bu filmden aldığı gaz ile karate kursuna yazılmış eş dostun yanlarında böyle kavruk bir şebelek olmadığı içün karateden soğudukları söylenegelmiştir.karate öğrendikten sonra okulda "fol yok yumurta yokken laf sokan alaycı şişman piç"ler aranmıştır,bulunamadığı içün hırs yastıklardan çıkarılmıştır.

    güzel filmdir netekim...
  • (bkz: no remorse)
  • her beynimize işlemiş güzel karate filminde olduğu gibi, bu filminde sonunda bir karate müsabakası, turnuvası vardır. kimler arasındadır bu turnuva? hatırımızda kaldığı kadarıyla aktaralım:

    ceysın'ın yeni muhitinde 2 ana karate kursu vardır. birisi amerikanın karate kungfu şampiyonunun (ismini hatırlamadığımızdan kendisini engelbert olarak anacağız yazının gerisinde) ders verdiği iyilerin karate kursudur, öteki ise şişman orzpu çocuklarının piçlik yapmaya gittiği kötüler kursudur. van daymır'ın badigardlığını yaptığı çetenin elemanları yurt çapında kanser gibi yayılmakta, bütün karate kurslarının tapularını ele geçirmektedirler. sıra tabiki bu yeni şehrede gelmiştir, kötülerin karate kursu çabucak en kötülere devredildikten sonra iyilerin kursuna gelir. ama amerikanın gururu kareteci engelbert böylesi kolay vazgeçecek değildir. bir turnuva gündeme gelir. kazanan şehirden pılını pırtısını toparlayıp gidecek, bu sevdadan vazgeçecektir.

    netekim organizasyonlar yapılır, turnuva düzenlenir, iyilerin öğrencileriyle kötülerin öğrencileri er meydanına çıkıp kapışmaya başlarlar. seyircilerde saflanmıştır; iyiler arasında ceysın, ceysın'ın babası, ceysın'ın kız arkadaşı, ceysın'ın zenci şebeleği gibi, sıfatlarıyla ilkokul kitaplığı serisi oluşturabilecek potansiyelde bir kitle varken, öte tarafta van daymır ve tayfası beklemekte, kendi karatecilerini desteklemektedirler. kötü kalpli kursun öğrencileri dövüşler başladıktan kısa bir süre sonra bir bir mundar olmaya başladıklarında, van daymır gidişata bir dur demenin gerekliliğini kavramıştır bile. iki karşılaşma arasındaki bekleme süresinden hızlıca faydalanarak ringe çıkar ve "ben tek siz hepiniz" der. iyi kursun öğrencileri bu teklifi reddedemezler, kavgalar başlar. gerisi ise malumdur; van daymır, engelbert dışında bütün kurs öğrencilerini pataklar, engelbert'i şikeyle parayla ibnelikle pataklar, ceysın ringe atlar, van daymır'ı döver, zenci şebelek brekdans yapar, ve olaylar biter...
  • sözüm ona bruce lee olacak yandan yemiş çinli buna(jason) bir ayak bağlıyken diğer ayakla tekme atmayı öğretiyor"işin sırrı burda olum,bu hareketi yapan adam bu sporun kralıdır, çalışma falan hikaye,bu figürü kap benden ne adamlar döveceksin,ne hatunlar yiyeceksin biliyomusun,duacı olacan bana"gibi götten uydurma bi gazla çaylağımızı dolmalıyordu.uzun zaman bi kavga esnasında olayın kopma noktası "ben tekme atacam sonra eleman tutacak,sonra bu hareketi çekecem ve hasmım dağılacak"bu olacak diye düşünüp işin içinden çıkamamıştım,türkiye standartlarında bu hareketin bir anlamı olmadığını kafayı yediğim zaman idrak etmiş,filmi televizyonda her görüşümde hassittirlerimi ard arda sıralamıştım.
hesabın var mı? giriş yap