nohut

• nohut gibi kozalı, irice tanecikli sebze veya hububat için "çok güzel verim aldık" anlamında, 'kongurdak gibi döktü.' derler (bkz: dökmek/@ibisile). bizim köy çukur çeylen'de doğru söylemek için özel çaba göstermedikçe herkes nohut yerine nuhut der. bunun ağızda ezilmiş sesletimleri olarak nuut, nuğt da duyulursa normal sayılır. batı akdeniz, göller yöresinde de benzer olacağını tahmin ediyorum.
  
  nohutun taze halinde kökünden sökülerek suya sokulup bir duş aldırdıktan sonra (böylece nohut bitkisi aşırı tuzundan arındırılmış olur) dalından çakıldak kopararak taze kırıntı olarak söğüş yenmesi gayet zevklidir. o yiyiş -bilmeyenlerin gözünde canlandırması zor olur- çekirdek çitlemeye benzer. ondan daha da iyisi çalı çırpıyla bir kamp ateşi yakılıp közlerinin ve kısmen ateşin üstünde yapraklarıyla birlikte ütmesi (yani ütülmesi) yöntemi vardır ki, buğday ütmesi bile yanına yaklaşamaz, zevki onu sollayacak sadece mısır/darı kebabı vardır. ki ütme terimi genel ve ortak olmasa, asıl mısırın hakkı olurdu, ütme darı o kadar harika bir şeydir. nohut kebabı/ütmesi de bir hayli iyidir. süt nohutun da ütmesi yapılabilir, biraz verimsiz olur, daha iyisi yaprakları sararmaya, nohutun taneleri de katılaşmaya yakın erginlikte olduğunda yapılandır. çoban eğlencesi olarak seçimlik ve tipiktir.
  
  ektiğim nohut,
  biçtiğim nohut,
  dibine sıçtığım nohut!
  şehre gidip leblebi olmuş,
  beni beğenmiyor!
  
  (ilk giri tarihi: 2.4.2014)
  
  (bkz: nohut büyüsü)
  (bkz: nohut unu)
  (bkz: nohut kahvesi)
  (bkz: leblebi), kırık leblebi
  (bkz: çakıldak), çakıldaklı cavır
  (bkz: mafrak)
  (bkz: göce/@ibisile)