• "normal nedir?" sorusunun cevabını tanımlayan ifade. başlıktan da anlaşılabileceği üzere burada incelenmek istenen şey normalin kendisi değil tanımıdır.

    "normalin tanımı" ( ve benzer şekilde "doğrunun-yanlışın tanımı") tarih boyunca en çok değişmiş kavramlardan biridir. hatta tarihe bakmaya lüzum yok, günümüz toplumları arasında bile farklılık gösterir "normalin tanımı".

    "normalin tanımı" doğası gereği anormaldir aslında. çünkü standart ve genel geçer değildir, sürekli değişim halindedir. ama bu açıdan da diyalektiktir aslında. kendi kendisini olumsuzlar. "normalin tanımı" bu değişimin belli bir andaki enstantanesidir.

    "normalin tanımı" ne kadar yetkindir? "kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun" şeklinde bir sözlük tanımı (kaynak: tdk) ne kadar genel geçerdir? "kurala uygun" dendiğine göre demek ki ortalıkta bir de kuralı koyan birisi var demektir. kuralı kim koyar. kuralı hakim olan, iktidar olan koyar. yani güçlü olan koyar. güç değiştiğinde kurallar da değişir, normal de değişir.

    peki değişmez, mutlak bir "normal tanımı" yapılamaz mı? mutlaklık ve değişmezlik arayışının kişiyi idealizme ve mistisizme götüreceği aşikardır. sonuç yine aynı olur. katı bir tanım.

    bu durumda mutlak olmayan, değişime açık ama olabildiğince de genel geçer olan bir tanım yapılmaya çalışılabilir. sınıflar ve toplumlar üstü bir tanım. fakat bu da çok ütopik bir yaklaşım olur. uygulamaya geçirilemez. (liberallerin özgür toplumuna benzedi).

    başladığımız noktaya geri döndük. "normalin tanımı" nasıl yapılabilir? yoksa "normalin tanımı" yapılamaz mı? antik çağda sofistler’in ileri sürdüğü "kesin bilginin mümkün olmadığı" fikri gibi "normalin tanımı"nı yapmak da mümkün değil midir?

    bu noktada imdadımıza "kendi özgürlüğümüz bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter" sözü yetişsin. nasıl özgürlükler birbirini sınırlıyorsa insanların "normal"leri de birbirini sınırlamalı ve buna göre bir "normal tanımı" yapılmalıdır.
  • normal kendi kendini tanımlar aslında, bütün sapmaların orta yoludur normal. bu kadar sapma içindeki evrende en çok sapılandır aslında normal. gerekçesi nedir peki...normal olmak için herkes gibi olmak gerekir. ne kadar çok sürüye uyan varsa onlar normaldir bu gerekçeye göre. çünkü onlar yığıldıkça toplanırlar ve saptıkça yığılırlar bir araya, işte o vakit yığılanlardan bir yığın olup çıkar karşımıza normal olan değer...sapmaların ortak adı olan normallik...
  • insanların rahat yaşayabilmek ve insanları sınıflandırıp ezebilmek için uydurdukları bir tanımdır. aslında "normal" kavramına hiç mi hiç gerek yoktur. fakat öncelikle insanların beyinlerini şimdikinden daha farklı kullanabilmeleri gerekmektedir.

    "normal"in tanımını belki herkes farklı bir biçimde yapıyor ama şu bir gerçek ki "quasimodo" hiç kimse için normal değildir. ya da sokakta sevişen bir çift görmek pek çok kişi için anormaldir ve ayıplanasıdır. aynı şekilde "bill gates" anormal bir adamdır ve herkes onu diğer insanlardan farklı bir kefeye koyar.

    ankara'nın göbeğinde çarşaflı bir kadın görmek yine pek çok kişi için normal değildir. söz konusu kadına herkes dik dik, dövecekmiş gibi bakar. fakat çarşaflıların mahallesinde baldırınızı açıp dolaşmaya kalksanız, bu sefer anormal olan siz olursunuz, aynı bakışlara siz maruz kalırsınız.

    kanımca, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: "normalin tanımı insandan insana değişir fakat her bir birey için normal, kendi çevresinde yaşayan insanların genelinin sahip olduğu düşüncelerdir." bir önce verdiğim örnekte siz kara çarşaflı olmayıp evinizden çıkmayan, camdan gizli gizli dışarıyı seyreden bir kadın olun. evinizin önünden geçen, şort giymiş bir kadın size normal mi gelecektir anormal mi?..

    demek istediğim şu ki, her birey için normal kavramı bireyin kendisine değil, çevresine göre şekillenir.

    herkesin çok çirkin olarak gördüğü bir insan, kendine benzeyen bir insan gördüğünde onu "normal" sınıfına sokmayacaktır. belki kendisine yakın hissedecektir ama kafasındaki düşünce "o da benim gibi anormal. beni anlayabilir." olacaktır.

    asıl önemli olan şu ki "normal" kavramı, beraberinde "güzel - çirkin", "doğru - yanlış" kavramlarını da getirmektedir ki bu kavramlar hemen hemen her insanın bütün hayatının üzerine kurulduğu kavramlardır.

    mesela sokakta pipinizi açıp işemeye kalkarsanız ve yakalanırsanız toplumun gözünde ( ve belki yasalara göre, bilemiyorum) yanlış bir şey yapmışsınızdır ve suçlusunuzdur. "normal" kavramınız toplumun geri kalanınınkinden farklı olduğu için suçlu oldunuz.

    aynı şekilde sokakta yanından geçen bir adamı bıçaklayan bir insanı düşünün. bıçağı sokarken içi hiç mi hiç acımadı. çünkü onun için (çevresinde yaşayan insanlar da sık sık adam öldürüp kavgaya karıştığı, her daim ölümle burun buruna yaşadığı için) ölüm gayet "normal". fakat diğer insanların çoğunluğu için ölmek sıradan, normal bir şey olmadığından kendisi suçlu oldu ve bilmemkaç sene hapiste yatacak.

    peki şimdi şunu sorayım: "çoğunluğun "normal" olarak kabul ettiği şeyler gerçekten normal midir? ya da başka bir deyişle çoğunluğun "doğru" dediği, gerçekten "doğru" olmak zorunda mıdır?

    benim cevabım, "hayır". eğer gerçekten öyle olsaydı, çıkıp birileri durumu sorgulamasaydı, biz hala dünyayı öküzün boynuzunda sanacaktık. (hoş, belki gelecekte biri çıkıp dünya'nın hakkaten öküzün boynuzunda olduğunu ispatlayacak, o zaman aval aval bakacağız...). ya da insanların "aa, ne kadar çirkin kadın" dediği birisine aşık olup onu "çok güzel" olarak değerlendirmek mantığa aykırı olacaktı.

    maalesef suç ve ceza kavramları temelinde "toplum düzenine" göre şekillendirilmiştir ve bahsi geçen "toplum düzeni" de, çoğunluğun "normal" kabul ettiği düşünce ve davranışlara izin verip gerisine izin vermemekten ibarettir. böyle olunca siz ne kadar isterseniz isteyin, toplumun genel kanılarına aykırı bir şekilde hareket edemezsiniz.

    bu toplumu bir millet olarak düşünürseniz yolda adam bıçaklayamazsınız(ki bu hemen her millet için geçerlidir) ya da elinizde bira şişesi sokakta dolaşamazsınız (bu da bizim millet için geçerli). toplumu başı kapalı bir aile olarak düşünürseniz, diğer arkadaşlarınızın yaptığı gibi başınız açık bir şekilde evden çıkamazsınız, ya da eve belirli bir saatten sonra giremezsiniz.

    sonuç olarak "normal" kavramının varlığı iki şeye yarar:

    1) suçları ve cezaları belirleyip herkesi tek tip insan haline getirebilmek, yasaların (ya da küçük toplumlarda törelerin, yazılı olmayan kuralların vs.) bağlamadığı insanların bu garibanlar sayesinde harika bir hayat yaşamalarına izin vermek.

    2) insanları "iyi - kötü", "güzel - çirkin" diye gereksiz bir sınıflandırmaya tabi tutmak.

    not: aslına bakarsanız geçmişteki hemen bütün savaşların, özellikle de bizim kurtuluş savaşı'nın kazanılması da "normalin tanımı" ile yakından ilgilidir. insanların kafasındaki "bizim vatanı işgal edecekler. e normal tabi. elde yok avuçta yok. kader böyleymiş." düşüncesi bütün komutanlarca "vatanı düşmana bırakmak şerefsizliktir, normal değildir"e çevrilmiş, bunun sonucunda savaş kazanılmıştır. işte bu savaşta ölmek artık "normal" olmuştur. fakat bu olay bize şunu da göstermiştir ki "suçlar ve cezalar her zaman çoğunluğa göre şekillendirilmemelidir. kimi zaman ölümün "normal" olması, "anormal" olmasından daha iyidir..."
  • bulent ortacgil pek de guzel deginmi$tir "normal"in tanimina..
    biri anlatsin hemen
    nedir bu normal
    canim sikildi artik
    yoksa ben miyim anormal?
  • kinsey abimizin** **** şu şekilde açıkladığı mesele: doğada normal ya da anormal diye bişey yoktur. daha çok görülen, daha az görülen diye bişey vardır. o da zaman zaman değişir.
  • (bkz: düz adam)
  • matrix'te (bkz: what is real).
  • (bkz: breakthrough)

    meali: ruhen çökmeleri bir/birer sıçrama tahtası haline getirmek mümkünse, o psikisayara ne ihtiyacın var? ölçüleri biliyorsun zaten. master seviyesinde bir jediye de ihtiyacın yok bu (a)normallik, (b)normallik, (c)normallik prospektüsünde.

    metapsikolojide tavan yapmış kardeşim, yolun açık olsun. normallik sana güç ve kuvvet versin. kendini baştan tanımla, olsun bitsin.

    normal kal sevgili karındeşim.
  • tuhaftır, hep normallerin(!) yaptığı tanımdır.
  • cogunlugun beklentilerine uygun olan, siklikla rastlanandir. normlara uyandir. butun kavramlar gibi normallik de biraz goreceli biraz da goreceli degildir. herseyin karari vardir.

    boyle normallere gicik olmak, normal olmamaya calismak falan bos islerdir. normal her zaman olacaktir. butun anormaller icinde de anormallik normlari olusacak, bu normlara en uyan anormal, normal olacaktir. boyle anormalin normal olma durumuna halk icinde "oy anam" denir.

    bol su icelim, sebze meyve yiyelim, boyle tanimlari sorgulamayalim.
hesabın var mı? giriş yap