*

  • dogru yazilisi nouvelle cuisine olan bu akım, yemekte minimalizmdir. koca bir tabağın içinde en fazla 2 veya 3 seferde yutulabilecek buyuklukte bir porsiyon yemeğe koca bir servet ödenmesi demektir.
    (bkz: karin doyurmayan yemekler)
  • (bkz: paul bocouse)
  • müzikteki minimalizmin aksine, yemekte asla tatmin etmeyen anlayış. servet ödemekten geçtim, ben o kadar az şeyi tıka basa yedikten sonra da yerim, ne olacak. bir de bu akımın bir kötü huyu da, namussuzların bit kadar hazırladıkları şeyin pek leziz olması. olmaz ki...
  • san franciscodan çıkan bir akım.
    tüm dünyada etkilemediği mutfak yok gibi.
    çin, japon gibi muhafazakar mutfaklar haricinde tümünde etkili olmuştur.
    nedir? bir gün şefin biri bakmış "ulan tabaklar dolu dolu gidiyor, masıl daha çok kazanabilirim" demiş ve porsiyonları küçültüp tabağa mümkün olduğunca estetik dizmiş. tabii yılların san franciscolusu yer mi bu uyanıklığı? "evladım bana şefi çağır!" diyerek garsonu mutfağa yollamış. şef gelmiş, başlpamış anlatmaya "yemek önce göze hitap etmeli, sonra damak tadı gelir" demiş. san franciscolu amca da "de hadi sittir lan ordan. bana acılı bir adana yolla" diyerek postalamış şefi. tabii şef bunu kendine yediremeyerek sunumları bizzat kendi yapmaya başlamış. en azından garsonlara madara olmam diye düşünmüş. klasik anlayışta yemek mutfakta hazırlanıp tabağa doldurulup servis edilirken nouvelle cuisine'de yemek masasının yanına konan küçük bir masadan müşterinin gözü önünde süslenerek servis edilir. bu da şefin bir çeşit intikamı sanırım. müşterilere göstere göstere öpüyor adamları. sonra tabii abd rahat durur mu herşey de olduğu gibi bunun da suyunu çıkarmış ve sadece estetik yemekler yapılır olmuş. yiyorsun, tadı tuzu yok. "bu ne lan?" dediğin an "nouvelle cuisine efendim" diye üste çıkan adamlar türemiş.

    mutfak kültürüne en büyük katkısı estetiği getirmiş olması. bir yerde mutfak ve sanatı birleştirmiş denilebilir. daha uçtaki uzantısı için (bkz: food carving)
  • yemeğin sunumuna özel ihtimam gösteren bir aşçılık tarzını ifade eder. giderek gözden düşmektedir.
  • tadina bakmadan tuz atan musterinin bu hareketini agir hakaret olarak algilayan seflerin hazirladigi mutfak.... tatli kisminda kesin intikam alir bunlar kendilerince ona gore....
  • yemekten cok seyredilmesi, cignemekten ziyade catalin ucuyla hafiften dokunup agza alinan mikroskopik parcanin emilmesiyle tuketilen yemeklerin mutfagi. hani disimin kovugunda kaldi deriz ya oyle. garip bir sekilde de doyuruyor insani, beynin cizik plak gibi " geberiyorum acliktaaan " vurgulu tekrarci bolumune psikolojik baski mi yapioruz farkina varmadan, istahimiz mi kaciyor ne oluyor ise anlasilmiyor bir turlu....
  • yeni dişi kuzen anlamına gelir...
  • “afrodit afrodizyak yazilar afrodizyak yemekler” isimli kitabinda (bkz: isabel allende) bu mutfak akimini pek sahane tanimlamis. “ kulaklarinda korsan kupeleri, ellerinde dovmeleriyle atlet yapili bir garsonun kendisini adiyla tanittigi, bana da sanki kendisine incil satmak istiyormusum gibi davrandigi su modern restoranlara hic guvenim yoktur. oralarda onume nouvelle cuisine yemekleri getirecekleri kesin. kacma sansim yoksa, her bir yemegin edebiyat elestirmenligine hevesli birinin yapmacik uslubuyla tanimlandigi, insani yorgun dusuren yemek listesiyle yuzlesmeye razi olurum. genellikle, ayni zamanda en basiti olacagi umuduyla en ucuz olanini secerim, ama her defasinda da onume bir psikopatin yarattigi yemegi getirirler. benim gosterissiz baligim, sapkaya benzetilmis olarak gelir karsima; havuctan yapilmis puskulleri, kerevizden tuyleri, cicek yapraklarini ve sogandan yapilmis sapka tulunu kaldirinca da geriye pek az alabalik kalir. bu sanat eserini bozmaya acir insan, sonunda catalimi batirmaya karar verdigimde de hepsi yikiliverir ve ari bicimindeki bir kirmizi turp gelip kucagima konar. (……) (bkz: nouvelle cuisine) ilginc olabilir, ama yemek -ve ayni zamanda erkekler- soz konusu oldugunda, ornegin ciplakligindan utanc duymayan durust bir balik gibi, daha saglikli ve daha sade gorunumlu olanlarini yeglerim ben."

    bu mutfak akimi konusundaki kisisel deneyimimse, hasbelkader davetli olarak gittigimiz bilmemkac (bkz: michelin yildizi) olan bir fransiz lokantasinda. corbayla ana yemek nasildi pek hatirlamiyorum ama, tatliyi halen hatirlarim. unutmak mumkun degil, aklima geldikce hala midem bulanir. kocaman bi tabagin ortasinda, etrafindaki baska sebzelerin destegiyle dikili duran minyatur bi patlican, hepsi de resmen tursudan bozunmus. yaratici ahcimiz kantarin topuzunu kacirmis, hem eksi hem de tuzlu bi tatli yarativermis, ben de zavalli denek.
hesabın var mı? giriş yap