• nuri dersimi, bir dersimli olarak kafamı en çok kurcalamış olan, belki de mücadelesine birazcık şüphe ile baktığım biri olmuştur. bunun için çok büyük kanıtlarım yok elimde, sadece bir şüphe, ancak bu beni ya da başkalarını bu konu ile ilgili sonuca götürebilecek bir şüphe de olabilir.

    nuri dersimi'nin, dersim önderleri ve aşiretler arasındaki ve mücadele sonundaki akıbeti diğerlerinden biraz farklı. birincisi dışarıdan gelen biri, seyit rıza'nın ingiliz elçisine yazdığı mektubu fransızcaya çeviren adam kendisi, buradaki ifadelerin doğru olup olmadığı konusunda dahi kuşkularım var. nitekim seyit rıza hiçbir yerde kullanmadığı ağdalı bir dili, ekselansları şeklinde bir hitabı, ve de en önemlisi aman dileyen bir üslubu kullanacak, zor durumda kalmış ölümden korkan bir ihtiyar mıydı? mücadele içinde, ihtiyar yaşına rağmen gene de özgürlük diyebilmiş bir adam, her şeyi karşısına almış, nasıl böylesi bir üslupla ingiliz elçisine mektup yazar, üstelik de kendi evinde dahi ağalığı bitirmiş, evinin yuvarlak daire şeklinde bir mimarisi olan seyid rıza burada köşe yok(ağalar köşeye oturur) burada herkes eşit diyen seyit rıza neden dersim genareli sıfatını kullansın?neden ekselans yalakalığı yapsın? böylesi modern yani seyit rıza için zoraki olan bir dilin seyit rızaya ait olmadığını düşünüyorum. diyelim ki en iyi ihtimalle; oglu için milletvekilinden iş isteyen ve de zoraki modern üslubu kullanması için yanındaki ortaokul talebesi tarafından uyarılmış ihiyar bir köylü mü oluyor seyit rıza? nuri dersimi ortaokul öğrencisi oluyor burada.

    dersimin bütün aşiret önderleri asılmasına rağmen nuri dersimi 1960 lı yıllara kadar yaşamını sürdürmüştür. nasıl kurtuldu, ya da neden benzeri bir akıbet onu da bulmadı bilmiyorum? elbette bulsun demiyorum dedik ya bunlar sandece birer şüphe.

    sonra nuri dersimin kürt gençliğine hitabesi nedir kardeşim ya? bu pespayelik değil de nedir?bir dersimlinin ya da daha net koymak gerekirse nuri dersimiden başka o zamanlar yaşamış hiçbir önderin böylesi bir siyasi pespayeliğe, politik manipülasyon nutuklarını atma ihtiyacı duyacağını sanmıyorum. dersim insanı da ağası da dedesi de bu tevazu ile yaşar. usane seydinin de, fındık ağanın da, seyit rıza nında son sözleri ortadadır. hepsi kafasını urgana geçiren sandalyelerini kendileri tekmeleyen adamlardır. ancak batı da eğitim görmüş ve gelip değişik işlere imza atıp işin içinden canını kurtarmasını başarmış bu adama bir dersimli olarak saygı duymuyorum. soyismi dahi biraz eğreti duruyor. sanki bize ben sizdenim mesajı veren bir angajmanı taşıyor gibi.

    nuri dersimi, biz orta asyadan geldik diyip bizi türkleştiren zihniyetin başka ve karşıt versiyonudur. yani biz neyiz diye sormadan evvel, ne değilizi bilmek önemlidir. dersimli geçlerin kimlik arayışı için nuri dersimi iyi bir kaynak değildir. şeyh sait isyanının nerelerde durdurulduğu, seyit rızanın seyh sait ile yaptığı söylenen konuşma hala dersimlinin sözlü belleğinde yerinde duruyor, şimdi acaba biz, bütün bunlara rağmen hala peşinden gittiğimiz özgürlük arayışını ve birçoğu için mücadelesini acaba yanlış yerlerde mi veriyoruz?

    ez cümle,türk olmamanız sizi kürt yapmaz, kürt olmayınca da türk olmuyorsunuz. laik-dinci tartışması ve siyah beyazlığı kadar saçma bütün bunlar. dersimi, dersimliden öğrenmek icap eder.ve nuri dersimi bunun için iyi bir kaynak değildir. umarım tarih beni yanıltır ve bu şüphem ile beni de karıncalar falan yer.
  • kendisi ile ilgili suphelerin bir nedeni de; seyit rizaya ait oldugunu soyledigi mektuplari ve yazitlari seyit rizanin olumunden sonra yayinlamis olmasidir. nuri dersiminin hatiratlarinda bunlari gorebilirsiniz. ancak seyit riza yasarken etrafindakilerin ve gercek taniklarin ifadeleri yani sozlu tarihce burada yazilanlardan ve anlatilanlardan farkli tezler iceriyor.ustelik olaylarin nedeni, gelisimini yani en onemlisi isyanin icindeki manayi degistiren farkliliklar.hatta diyebiliriz ki dersimde bir tek nuri dersiminin tanikliklari bu sekildedir diger cahil denilen halkin tanikliklari bundan tamamen farklidir.
  • tarih ki yeniden yazılır ve tekerrür adamı katlar;

    nuri dersimi üzerinden siyasi manipülasyon yapıldığını ve dersimin bir türk politikasına karşılık nuri dersimi üzerinden de bir kürt politikası aracı haline getirildiğini zaten önceki yazımızda belirttik. kaynak diye önümüze serilen 3 tane kitaptan mı şefaat dileyeceğiz ki dersim meselesini öğrenmek isteyenler hemen bu kitaplara sarılır biricik elden. nuri dersimiyi alişerler falan karıştırdığımız elbette yok, ilk önce alişer ile ilgili yanlışlarını düzeltmesini tavsiye ediyoruz bilmeyen arkadaşa, alişer yurt dışına kaçarken falan değil mücadele içinde öldürüldü. zazacılık falan ne yanlış kelimeler bunlar. size mi soracağız ne oynayacağımızı, sizden mi minnet dileyeceğiz, biz dersimiz ve hatta désim iz. evet bize özgü birşey şefaat dilememek başkalarından. dimdik olmak ancak yanılgınzı var ki bu genetik ya da kanla gelen birşey değil dağlarının denize paralel olmaması ile ilgili. sularının da 40 yerde 366 gözeden fışkırması ziyaretgahlarının birbirlerine bakması ve gecenin gizinde kandil olması ile ilgili. lokma, müsahip, rayber ve elisi ile, hızırı ile ilgili, bilmem anlatabilidim mi?dersim diyarbakır değil dersim mardin de değil, edirne ve trabzon olmadığı, balkanlar olmayacağı gibi. sözüm ona kürt aydınlarının neden dersim festivalleri diğer kürt şehirlerindeki gibi olmuyor demesi gibi. olmayacak tabii orada semah olacak, cem olacak. çünkü orası dersim. eğer ki kürtler hala modern bir devlet kurmak istiyorlarsa modernizmin 80 yıldır ezdiği dersimden uzak dursunlar. dersimin 400 yıllık şimdiki yapısı içerisinde bir mücadelesi var, yeni işler değil bunlar.bunun içinde modernizm, ulus devlet, oryantalizm gibi basit kavramları irdeleyin.

    şimdi;

    dersimi kürt demek yaşadığı bölgeyi temsil ediyor barzani bilmem ne? birazcık dil ile ilgilenmiş herkes zaten bunun fars-i ki bak burada dahi kullanıyorum bir ek olduğunu bilir. yani diyelim ki nuri dersimi evet kürt ve kürtler selahattin eyyübi gibi isimlerinin sonuna bu i ekini alırlar. ee? yani bizim de zaten anlattığımız bu idi. kürtlerin mücadele denilen şeyin içinde durup durup türk kürt kardeşliğini bunun içinde sunni birlikteliğini ortaya atmalarına ne diyeceksiniz? yani hadi biz sizin tabirinizle zazacılık oynuyoruz(ne komik şeyler bunlar) peki siz ne yapıyorsunuz. selahattin eyyübi de kürttü, nuri dersimi de kürttü. peki sonra. artık bir tarih yarattın kendine, o değil de ahmed-i hani var sanırım ahmed de yaşadığı yerin adı sizin mantığınıza göre bir de o bir şiirinde sema etmekten felan da bahsediyor bunlara hiç girmicem.milliyetçi bir türk tarihinin karişısına milliyetçi bir kürt tarihi koydun ve herşey artık daha güzel öyle mi?kara yılan da aslında kürt. hani birilernin hazreti muhammed de türk idi demesi gibi. yahudersimde herkesin lakabı vardır kimse öyle büyüklük sevdasına da girmez, sizin mantığınıza göre zaten diğer dersim önderleri kürt değil de çünkü isimlerinin sonunda i eki yokdu.oldu mu şimdi? yok ama ben bütün bu lafları başka bir yerimden anlamak istedim. nitekim bayat mevzular, birazcık sözlü tarih çalışmanız gerekiyor. dil herşeydir, tanıklıkların hemen hepsi dilde kalır. şeyh sait ile anlaşamadık efendim biz yapamazdık, alevi dediler ve seyyid rıza nın sofrasına oturmadılar. ne yapalım şimdi bütün bunları bir kenara bırakalım, kırmanciyi unutalım, inancımızı duvara asalım ve sizinle birlik olalım. yok öyle. dersimin üzerine gönderilen askerler diyarbakırdan şırnaktan seçildi, peki neden? çok mu seviyorlardı bizi. yani sizler devlet politikası denilen şeyin içine düştünüz, kullanıldınız, şimdi bir kaftan arıyorsunuz. bir de bizi oynamakla suçluyorsunuz.
  • kendisi hakkında şüphelerim, yapılan münazara sonrasında doğrulandı. çünkü bu kadar önderin arasında sözüne ve söylediklerine seyyid rıza dan ve diğerlerinden daha çok itibar edilen nuri dersiminin buna neden olması dersim mücadelesini tamamen bir kürt mücadelesine dönüştüren simge olmasıdır.

    "nuri dersimi dışarıdan gelen biri" ifadesi onun dersimli olmadığını ifade etmez. elbette dersimde doğduğu evi biliyoruz o derece yani ancak dışarıya gitti okudu büyük adam oldu bir takım öğrenci hareketlerine de katıldı. dersime geri geldi ve işte bu geliş bir dışarıdan geliştir. çünkü dersiminin fikirleri modernizm temellidir.

    bizi manipülasyon yapmakla suçlayanlar ve dersim hakkında diledikleri gibi yazanlar elbette bizi bilmez zannetiler. madem bir yazı yazacaksın ve ciddi münazara istiyorsun bunun için nedenlerin olmalı. yani yeri geldiğinde kitaba sarılıp yeri geldiğinde "75 yaşındayım, şehit oluyorum, kürdistan şehitlerine karışıyorum. dersim mağlup oluyor, fakat kürtlük ve kürdistan yaşayacaktır, kürt genci intikam alacaktır, kahrolsun zalimler! kahrolsun kahpe ve yalancılar" gibi ne idüğü belirsiz bir ifade kullanıp okuyucunun tercihine bırakırsan yanlış yaparsın.bu ifadeye dersimde herkes güler. he ihsan sabri çağlayangililin söyledikleri malum ancak bak sana baştan söylim bilimsel olmak bir tercih ve hatta bir ideolojidir bunu anla. benim elbette babamdan dedemden duyduğum tarih benim için başkalarının anlattıklarından daha değerli. çünkü bilimsel bilgi aldım diyen herkes dersimde döndüğü yeri kötüledi. farklı olmalı dedi ve onu bir siyasi mücadele içine soktu. oysa bu sırada babalarımız dedelerimiz bize bir tecrübeyi anlatmışlardı. o da yavuz ile idrisinin ortaklığı ortak selahattin eyyübü geçmişi idi.bu konuda ağız dolusu konuşmak kimsenin hakkı değil, bilinsin

    benim okuduklarım ve canlı tanıklıklarını dinlediğim ve saatlerce kaydettiğim yaşlıların anlattıları arasında bir paralellik ve akli bir birliktelik söz konusu.yani sizin için bir bilgi bilimsel olmalıdır, ancak benim için bilim bir dedikodudur "o şöyle yapmış, bu böyle söylemiş, şuymuş buymuş". hee bunu da hala akademik eğitimini pozitif bilimlerde devam ettiren biri olarak söylüyorum.neyise bu kayıtlarda kırmanci olarak seyyid rızaya ait olan söz herkesin ağzından ortak olarak çıkan "hükümete be şeref ü zeker" sözleridir. bunların hiç birinde ne kürdistan, ne kürt teali cemiyeti, ne de başka bir kelimeye rastlamadım. tabi bu insanların okuması yazması yoktu bilmezler işte kardeşim adamlar yazmış diyorsan başka kaynaklar da vericem rahat ol.

    bir diğer konu kendisinden alıntı yapılan mehmet bayrak zaten dersim tarihi nuri dersimiden öğrenilmeli diyor. onun eserlerini derleyen kişi mehmet bayrak ayrıca alevilik ile ilgili çalışmaları da değerli.ancak mehmet bayrak bunu atatürk ün katliamdan haberi yoktur iddealarına karışılık söylüyor.yani burada işler şöyle yürüyor atatürt tarafı nuri dersimi tarafı. türk ve kürt gençliğine hitabe, hadi savaşın. anlatmaya çalıştığım ve karşısında olacağım dil bu. bir tarafta türk methiyesi bir tarafta kürt methiyesi. nuri dersiminin izlediği yol ve hatta kürtlerin tarihi bir ders alarak izlediği yol aslında atatürkün izlediği kurnaz yoldur. şimdi madem meraklısınız türklüğe kürtlüğe, sizin için birisi illa ki türk ya da kürt olmalı ise şu bilgileri verelim.

    'alevi kürtler' terimini, kendilerini kürt olarak tanimlayip tanimlamadiklarina bakmaksizin, zazaca ve kurmanci konusan tüm aleviler için kullanacagim. bu terimi kullanmam, onlarin 'gerçekte' ya da 'esasen' kürt ya da baska bir sey olduklari iddiasini tasimaz. alevi kürtlerin merkezi, dersim'den (tunceli ili ve ona komsu olan erzincan'in kemah ve tercan ilçeleri ile bingöl'ün kigi ilçesinden) ibarettir. dersimliler, bati dersim'in (çemisgezek ve pertek'in de kismen içinde bulundugu ovacik ve hozat'in) (zazaca konusan) seyhhasan asiretleri ile aralarinda hem zaza hem de kurmanci dillerini konusanlarin bulundugu dogu dersim (pülümür, nazimiye, mazgirt) asiretleri arasinda kültürel bir fark görürler.

    bir dizi alevi yerlesim bölgesi dersim'den bingöl, kuzey mus, varto boyunca kars'a kadar doguya uzanir. bu asiretlerin en büyükleri ve en iyi bilinenleri, kurmanci konusan hormek (xormek, xiromek) ve zazaca konusan lolan (zikredildikleri sira ile bkz.: firat 1970, kocadag 1987) dersim kökenli oldugunu iddia ederler ve bu asiretlerin gerçekten halen dogu dersim'de (zikredildikleri sira ile nazimiye ve pülümür) yasayan mensuplari vardir.

    daha batida, sivas'in zara bölgesi ve çevresinde önemli bir alevi kürt nüfusu ile, koçgiri asireti ile karsilasiriz. zaza lehçesinden çok kurmanci lehçesi kullanmalarina ragmen, koçgiri asireti bati dersimli seyhhasan asireti ile akraba olduklari iddiasindadirlar. dersimli asiretlerin baska
    bazi mensuplari, hem zazaca hem de kurmanci konusanlar, sivas'ta diger yerlesim bölgelerini olustururlar. dersim alevileri ile akrabaliklarinin diger bir belirtisi, aralarinda yasayan ayni soydan seyitlerin (özellikle kureysliler'in) varligidir. mehmet bayrak

    ayrıca bu konuda önemli çalışmaları olan martin van bruinessen a göre ,kendisi kürtlük türklük alevilik kitabının yazarıdır.

    "iki elit var. biri, ‘siz hepiniz türksünüz.’ diğeri de ‘kürtsünüz’ diyor. daha sonra buna ‘siz alevi kürtsünüz’, ‘sünni kürtsünüz’, ‘zaza’sınız’ diyen, kime ne olduğunu dikte eden bir çok elit ortaya çıkıyor. işte pkk bu noktada ulus bilinci oluşturmak için devletin şiddetini davet etmesi gerektiğine karar veriyor. diğer bir deyişle; ‘şiddetin, baskının artması, ezilenlerin bilincini daha da keskinleştirecektir.’ şeklinde özetleyebileceğimiz marksist felsefeye sarılıyor. pkk bilinçli olarak devletin şiddetini davet ediyor. gecekondularda polis copu yiyen, komandoların operasyonuna ve milliyetçi baskıya maruz kalan kitlelere ‘bakın burası onların toprağı değil, siz baskı altında bir ulussunuz.’ diyor ve bu şekilde ulus bilinci canlandırmaya çalışıyor."

    ayrıca dersimin aşiret dağılımını ve konuşulan dilleri inceleyecek olursak:

    1- abasanlar :zazaca pülümür-hozat-ovacık-erzincan(kırlangıç köyü,çağlayan bucağı,bağlı,karatuş köyleri) kığı ilçesi:(akımlı estigkavak,ayanoğlu,güzgörü köyleri) tercan :(başbudak, beşgözek köyleri) kelkit:(akdağ,kömürlük köyü),erzurum-aşkale(aşkale,gürkaynak ve koçbaba köyleri)

    2- abdalanlar :zazaca pülümür-hozat-ovacık

    3 -ağucanlılar: zazaca hozat(bargini),elazığ-erzincan-kemah-malatya-adıyaman-elbistan-pazarcık(girne),arapkir

    4- alanlar: zazaca mazgirt, mazımiye,iranı kuzey horosan bölgesi,erzincan merkez ilçesi (çamurdere, çamlık, karataş, başköy, çilhoroz, yayla kent, sertaş, askartallı, kılıçkaya, endere köylerinde)erzurum çat ilçesi,beşiktaş komu, tuzluca mah.

    5 -ali abbas evladı :zazaca ovacık-kemah-erzincan

    6- alhanlı aşireti :zazaca pülümür ,tercan

    7- arililler: zazaca nazimiye-pülümür-mazgirt-kelkit(akdoğdu köyü) erzincan tercan ilçesi(sarıkaya, yenibucak,kavaklık,küçük ağa köyleri)çayırlı ,çamurdere, başköy, karataş, çilhoroz, yayla kurt, sarıtaş,kartallı, çağlayan bucağı,kılıçkaya,erdene köylerinde hınıs(başköy

    8 -aslanlılar: zazaca ovacık-kemah

    9- aşuranlılar:zazaca ovacık-erzincan

    10 -baba mansurlu: zazaca pülümür-mazgirt-muhindi-nazimiye-tercan-sivas-erzincan

    11- bahtiyar aşireti:zazaca hozat-muş-kuzey horosan zağros dağları

    12- balabanlı :zazaca pülümür-erzincan-tercan-hınıs(güzelder köyü) raka, ruha,kırşehir, malatya(doğan şehir)

    13 -bal uşağı :zazaca ovacık-pülümür-çayırlı

    14- badilli :zazaca petek -kiğı-kelkit-halo-refahiye

    15 -beles :zazaca nazimiye-tercan-kığı-amasya-çorum

    16-bezmiş uşağı:pülümür.

    17- balçikanlı :zazaca pülümür-erzincan-nazimiye

    18 -birmanlı :zazaca ovacık-pülümür- erzincan

    19- beyitan uşağı: zazaca ovacık(gözeler,paşadüzü,akyay

    20 -bezgar(topuz): zazaca ovacık(hun uşağı, cevizli dere, söyütlü, topuzlu, çakmaklı)

    21- beritan :kurmanca erzurum-erzincan-dersim

    22- birim: zazaca ovacık

    23- botanlı(balyanlı) :kurmanca mazgirt

    24-bütünkanlı(bodikanlı):zazaca erzincan-tercan-kığı

    26 -caferanlı zazaca pülümür-erzincan-kemah-hınıs-dersime yakın bölgeler

    27 -bozukanlı kerel topuzlu ovacık-pülümür

    28 -çarekli zazaca pülümür(ağaşenliği)-erzurum-erzincan,yelekli köyü-tercan ve çayırlı

    29 -çinan aşireti zazaca tunceli

    30- demananlılar zazaca ovacık-pülümür-tunceli-mazgirt-pertek-erzincan-mazgirt-derviş cemal

    31-derviş cemal zazaca pülümür(şengül,bulmuş tosunlar köyü)-hozat-erzincan-çayırlı ,bulanık köyü,hınzori,zurum ve delaf köyü

    32-elhanlılar(elganlılar) zazaca erzincan,iran(albuz dağları,mazandara bölgesi)

    33- ferhatan zazaca çemişgezek- hozat

    34- fından zazaca hozat

    35-gevanlılar zazaca ovacık-hozat

    36- gülabi zazaca ovacık-kemah

    37- hadikenli zazaca ovacık-kemah

    38- haydaran zazaca nzaimiye,pülümür,mazgirt,erzincanın tercan ilçesi,bulanık ilçesi

    39- hayranlı zazaca nazimiye,pülümür

    40 hemenanlı zazaca tunceli

    41- hesenanlı kurmanca dersim,mazgirt,kığı,erzincan-çayırlı şefkür köyü

    42- hiranlı zazaca-kurmanca mazgirt, muhundu, pertek-derenahiyesi, haran bölgesi, varto nahiyesi, üstükara, karlıova, erzincan, dalav, şavşek, refahiye, tercanda kığı ilçesi, sütlüce , doluteknek, kabacalı, tilkitaşı, doluca, çamlıca, sarıdibek, akbinek, merkez ilçede dallıtepe, orta çanak, oğuldere, karapınar, gözele, karlıova ilçesi, tuzluca, çiftiköy, sarıkuşak, kaynarpınar, soğukpınar, kaynak köyleri, gümüşakar, halitler, yeniyurt, eskikonak köyleri, tercan ilçesi, küçük ağa, gök pınar köyleri ve tanyeri bucağı, kelkit, yarbaşı köyü

    43- holikan zazaca pertek, erzincan,pülümür

    44- hormekli kurmanca nazimiye,kığı,varto,kuruçay,refahiye

    45- holifen zazaca ovacık

    46 -hıfen kurmanca pertek

    47- hurşidan zazaca nazımiye

    48- hüzmekli uşağı zazaca nazimiye

    49- iksorlu(izollu) zazaca-kurmanca mazgirt, malatya, huluman, riçik, göman, kilise, nazımiye, pülümür, yaylacık, sarıyayla,malatya, elazığ,urfa

    50- iskor zazaca hozat

    51- kalan uşağı zazaca-kurmanca malazgirt,ovacık,malatya

    52- karabali zazaca hozat, ovacık, çemişkezek,kırşehir (1701 yılında zorunlu iskana tabii tutulmuşlardır)

    53-kenanoğlu aşireti:zazaca.pertek

    54- karakali zazaca erzincan, pülümür

    55-kamsuran kurmanca nazımiye

    56- karsan(keçer) uşağı zazaca pülümür, ovacık, nazımiye, erzincan,tercan,karakoçan

    57-keçeli zazaca ovacık,çatköy, eğimli, çambudak,balveren,aktaş,yakatarla köyleri

    58-karen(keçer) uşağı;ovacık,pülümür,nazmiye,erzincan,tercan

    59- kekertiyanlı zazaca ovacık

    60 kefelan zazaca ovacık, pertek

    61 kevanlı(kevo) zazaca ovacık

    62- kemanlı(izollu) zazaca pülümür, erzincan merkez, turna derre kalıntaş, çoban yıldızı, turluk, ergani ilçesi köyleri, kığı ilçesi, akımlı, yazgünü, gözdibi köyleri

    63- keskehoran kurmanca pertek

    64- kırğan zazaca hozat, desk, ovacık

    65- kısmurlu zazaca nazımiye

    66- kolik kurmanca kemg. ovacık

    67- kodern zazaca mazgirt

    68- kimsorlu zazaca hozat, çemişgezek, ovacık, nazımiye,dereova, sivas divriği bölgesinde, tuzla yöresinde bir kısmı zorunlu iskana tabii tutulmuştur.

    659-koç zazaca hozat, çemişgezek, ovacık, kığı(holhol), kurmeşli,erzincandan sonra pülümür altınhüseyin köyleri.

    70-koçkiri zazaca-kurmanca pülümür, erzincan, sivas, kahraman maraş

    72-- kormeşli kurmanca pertek, erzincan

    73- kubanlı(kudenli) zazaca mazgirt, kığı, karlıova, erzurum, çat ve karakoçan ilçeleri

    74- kudanlılar: zazaca;tunceli,erzincan-cimni,pelitli köyü,drerbük köyü

    75- kulikan kurmanca çemişgezek, ovacık

    76-kabaklı kurmanca çemişgezek, ovacık

    77- kırmoslu(kismorlu) kurmanca çemişgezek, ovacık, kığı ilçesi, yaylıdere,sarıtosun, aysaklı, hasköy, batrayas, mercan köyleri, adıyaman, xıdosur kolu yerleşmiştir.

    78- kureyşan zazaca-kurmanca nazımiye, mazgirt, ovacık, tercan, varto, kiği, sivas, hınsı mansur

    79- lertikli zazaca-kurmanca erzincan

    80- laçinli kurmanca ovacık, hozat

    81- lolanlı zazaca pülümür, çemişgezek, vartu ilçesi,nazımiye-hınız,esenli, aşkale,gürkeynak köyü,muş-varto,bayburt,erzurum,kelkit

    82-maksut zazaca ovacık, hozat

    83- memokan(memekan) zazaca tunceli

    84- meskanlı(mestanlı) kurmanca nazımiye,ovacık,pertek

    85-mevaliler aşireti zazaca nazımiye

    86- mırzan kurmanca pertek, ovacık,tunceli(milköyü),urfa-viranşehir, suriye`nin resückayın yöresine yerleşmişlerdir.

    87- millan kurmanca pertek, ovacık,tunceli(milköyü),urfa-viranşehir, suriye`nin resückayın yöresine yerleşmişlerdir.

    88- nenikan kurmanca çemişkezek, ovacık

    89- panikan zazaca ovacık

    90- parçikanlı zazaca-kurmanca ovacık,malatya

    91- pezgevran(pevzugerililer) zazaca ovacık, pertek, hozat

    92- perihanlı zazaca ovacık

    93- pilvenkli zazaca-kurmanca pertek

    94- piranlı kurmanca pertek (yamaşoba köyü)

    95- pirsultanlı zazaca pülümür,erzincan-avcılar köyü ,sıvas

    96-perikanlı zazaca nazımiye

    97- rekşait(reskan uşağı) kurmanca ovacık, hozat, çemişkezek

    98-rutanlı kurmanca hozat, nazımiye, pülümür,kuzey horosan mazderen bölgesinde ,erzincan-çağlayan bucağı, yalınca uluköy, melihtekli köyleri

    99- şadilli zazaca-türkçe mazgirt ilçesi (kızılkale, aydınlık, özdek, beşoluk, çatköy, gelinpınar, akkavak, kepektaşı, obrukbaşı, güneyharman, örsköy, yazevi, beşoluk), kığı, iran, mardin, refahiye

    100-sağcılar zazaca tunceli

    101- sarı saltuklular türkçe hozat

    102-şam uşağı zazaca ovacık, çemişkezek, hozat, erzurum, sivas, erzincan

    103- şadanlı kurmanca pülümür

    9104-şavak kurmanca pertek, hozat, çemişkezek

    105- şavalanlı zazaca-kurmanca tunceli, nazımiye, pülümür, tunceli, erzincan

    106- seyyidalan zazaca-kurmanca tunceli, nazımiye, hozat, çemişgezek

    107- seyyid sabunlar kurmanca pertek

    108- sultan munzur zazaca ovacık, erzincan

    109- seyhan zazaca mazgirt

    110- sisanlı zazaca pülümür

    111-sekakan kurmanca pertek, tunceli, tercan, afganistan

    112- seydanlı(sidanlı) kurmanca mazgirt

    113- semkan zazaca-kurmanca çemişkezek, ovacık, pertek

    114- seyit kemalan zazaca ovacık, erzincan

    115-seyit ahmet dedeler zazaca ovacık, erzincan

    116- silanlı zazaca ovacık, erzincan

    117-suranlı zazaca-kurmanca mazgirt ,erzincan-elmalı,tercan-bulanı,cimi,üzümlü

    118- süleyman uşağı zazaca ovacık

    119-süleymaniler zazaca tunceli

    120--sıh çobanlılar:mazgirt,elazığ,erzincan,çorum-alaca/keşni köyü

    121 şiğ hesananlı zazaca-kurmanca ovacık, mazgirt, pülümür, gümüşhane, erzincan-çayırlı

    122- şeyh mehmedanlı zazaca mazgirt, pülümür, nazumiye, tunceli merkez

    123- titanik uşağı -zazaca hozat

    124- yusufanlı -zazaca tunceli, mazgirt,kamut sütlüce bucağı ve köylerinde, merğo ve çihik

    125- zekeran -kurmanca çemişkezek

    126- zerkanlı -kurmanca çemişkezek, erzurum, hınıs, marat, mardin, aksaray üzere beş kola ayrılır.

    127-zerkevik- zazaca dere çıkaran-tembin dağlarında otururlar.

    kaynak: ali kaya, başlangıcından günümüze dersim tarihi ;bkz. sayfa ,81-94 ;birinci basım haziran1999, ikinci basım temmuz 2002,üçünçü basım 2003.can yayınları- istanbul

    buradan dersimin yapısı ile ilgili illa bir sonuç çıkaracaksanız ki bu benim için önemli değil bu en azından dersim kürttür yanlışından bizi kurtarır. dil en önemli unsur değil mi millet kavramı için? hee şimdi zazaca kürtçenin lehçesi mi diyeceksiniz?

    dersimin üzerine salınan hamidiye alayları elbette devletin bir politikası ancak devlet hangi boşluktan ve fikri durumdan yararlanarak bunları yaptığı açıktır? neden dersimliler şeyh sait isyanında kullanılmak istenmedi aynı devlet tarafından. neden dersimdeki alevi kürtlere kürtlük derken, şafi kürtlere müslümanlık diyorlar, selahattin diyorlar, idrisi diyorlar?

    bir diğer konu;

    nuri dersimi kürttü bunu reddetmedik yani kendisini nasıl tanımlıyorsa odur buna laf etmeyiz ancak şu isim meselesine dönecek olursak dedik ki önceki yazımızda diğer dersim önderleri bu iismleri taşımıyordu;öldürülen diğer dersim önderleri;

    . abbasan aşireti reisi miço ağa, 1938'de dersim'de kurşunlanarak
    öldürüldü.

    pezgoran aşireti reisi ibrahim ağa, 1938'de yakılarak öldürüldü.

    karabal aşireti reisi kangozade m.ali ağa, 1938'de öldürüldü

    ferhedan aşiret reisi cemşiiağa, 1938'de öldürüldü.

    abbasan aşireti reislerinden ibrahim ağa, 1938'de öldürüldü.

    yusuf an aşireti reisi kamber ağa, 1938'de elaziz'de öldürüldü.

    kırgan aşireti reisi zeynel ağa, 1938'de dersim'de öldürüldü.

    karabal aşiret reislerinden kocoağa, 1938'de dersim'de öldürüldü.

    albeyan aşiret reislerinden kocoağa, 1938'de dersim'de öldürüldü.

    karabal aşiretinden emekli subay haydar efendi, 1938'de
    istanbul'a sürüldü.

    beran aşireti reislerinden hasan efendi, 1938'de istanbul'a sürüldü.

    seydan aşireti umumi mümessili dr. nuri dersimi, 1937'de suriye'ye
    iltica etti.

    pevangan aşiret reisi cafer ağa, 1938'de dersim'de öldürüldü.

    peyavangen aşiret reislerinden süleyman ağa, antalya'ya sürüldü,
    orada öldü.

    bamasoran aşiret reisi yusuf ağa, 1936'da 30 kişi ile beraber çığ
    -altında kalarak öldü.

    bahtiyaran aşiret reisi yusuf ağa, 1936'da 30 kişiyle beraber çığ
    altmda kalarak öldü.

    alan aşiret reisi ali ağa, 1938'de dersim'de öldürüldü.

    .

    kırgan aşiret reislerinden mustafa ağa, 1938'de öldürüldü.

    soran aşiretinden hıdırağa, 1938'de öldürüldü.

    şadyan aşiret reisi veli haki rejiki, dersim'de kalmıştır

    kaynak: vet.dr.nuri dersimi
    hatiratim (dersim ve kurt milli mucadelesine dair)
    ozge yayinlari ankara 1992
    yayina hazirlayan: mehmet bayrak
  • şahidi olmadığı yaşamadığı olaylara yazdığı kitapla kaynak olan adam.

    sözlü tarih konusunda işin ucu elbette açıktır ve sözlü tarih modern tarih yazımcıları ve onların takipçileri tarafından çok da istenen birşey değildir. ancak sözlükte daha ilk yazdığım yazılardan biri de sözlü tarih üzerine idi. sözlü tarihin yazılı kaynakları sınırlı olan toplumlar için kaçınılmaz olduğu konusunu dile getirdim. ve de bu konuda leyla neyzi nin eserlerinden esin ve mihmandarlık almaya giriştim. sözlü tariihn ne olduğu, nasıl işlendiği, ve de en önemlisi bizim bunu yaparken yani sözlü tarihi işlerken bir kuyuyu kazma uğraşımız konuları önemli. şimdi konunun ikincil önemli diye münazara etitğimiz arkadaş tarafından dile getirilen şeyler, konu sözlü tarih olunca birincil şeyler haline gelir. yani nuri dersimi hakkında, dersim katliamı hakkında, kürtler, kırmanclar ya da örneğin sarı saltık türkleri arasında bir araştırma yapacaksanız sizin için o insanların dilleri çok önemli. örneğin bugun perteğin zeve köyüne gittiğinizde ki orası bilenler bilir ziyaret köyü olarak bilinir ve dersimin en kutsal mekanlarından birisi olan sultan hıdır oradadır oranın halkı kurmanci konuşur. canım koçgirililerin konuştuğu gibi onların yaptığı kurmanci cemlere de katıldım ve ben bu inancı o dilde de sonuna kadar yaşadım hepsinin ayağının turabı olurum. sonra örneğin hozatın merkez köylerine gittiğinizde sarı satuklular ya da sarı saltıklıları görürsünüz bu aile türktür, pirlerinin türbesi balkanlardadır ancak örneğin dedeleri kırmancide konuşur gene kırmanci cem geleneği azaldığı için kırmancı konuşan, kurmanci konuşan köylerde de mecburen türkçe cem olmaktadır. ya da nazmiye de dersimin bir diğer kutsal mekanı olan düzgun baba ya da kendi söylenişi ile duzgı bava da kırmaci cemler eskiden ve hatta dersimin hemen her yerinde kırmanci söylenişe ait cemler yapılır.yani bilinmeliki dersimin kendine ait bir rengi var. başka renlere boyamak anlamsız, tıpkı diğer insanların vatanları gibi. peki biz sözlü tarihe neden yönlendik? sanılıyor ki ve söyleniyor ki bizler 80 sonrası blaa bala bla.. sanılıyor ki bizler kürtlükten kaçıyoruz. eğer 80 senelik cumhuriyetin bize dayattığı şey türklük değil de kürtlük olsaydı evet sizin deyiminizle 80 sonrası avrupada bir itirafçı mitçi artık her ne ise bizleri ne kadar etkilemişse(adını yeni duydum) onun yolundan gitmişiz. evet ne cumhuriyet ne osmanlı ne de başka bir güç dersimi yozlaştıramadı ancak almanyada bir itirafçının fikirleri dersimi yozlaştırmaya yetti ve benim gibi metropol farelerini türetti:)

    bizim kimlik arayışımız ve hatta farkındalığımızın dünyada gelişen başka fikir ve düşüncelerle ilgilisi var, bu sadece bizim içinde geçerli değil, bugün anadoludaki lazlar ve gürcülerde ve hatta abazlarda benzeri bir kimlik arayışına girdi. dediğim gibi bu kimlik ve birey olma ile ilgili. bunu algılamak çok zor değil. kafayı pamukçu örneğinden lütfen kurtarın o hiçbir şey. yani yeni birşehir efsanesi yaratmaya gerek yok. bu ancak fazladan bilgi kirliliğine neden olur. gene belirtlemek de yarar var desimde oluşan kürtlük bilinci de 80 sonrası bir durum. çünkü bilmezsiniz ama dersimin bütün yaşlıları neredeyse 80 yıldır susuyorlar, ağızlarından cımbızla seçersiniz lafları, ağır konuşurlar, aralarda düşünürler, siz bir tanıklık dinlemek istersiniz ilk gün konuşmaz, sana ısınması lazım, sonra seni dener, özünü sözünü aileni öğrenir, merakını merak eder vs. sizin de ondan almak istediğiniz şey bilgidir ve kayıt etmek istersiniz, kaydedilmesin diyenini ben görmedim, ancak yeri ve zamanını seçerler bilgiyi gerçekten sahip olmak isteyene verdikleri intibasını sizde bırakırlar. burası benim için yazması eğlenceli kısmı ancak uzatmayacağım. sözlü tarihte değiştirmeden kaydetmek , doğru tanıklığı civardaki kişilerden doğrulamak önemli. yani siz ayran yayan bir teyzeye hadi bana 38 i anlat dediğinizde size önce bir güler sonra derki "kurban olam, bak o aşağı evlerde filancası vardır onun ailesi şudur budur o bilir" ona gidersiniz. sözlü tarih konusunda bilgi üniversitesinden dersimli tarihçi bülent bilmezin dersim üzerine yazdığı bir iki yazı ve sabancı üniversitesinde bu konuda çalışmalarını sürdüren leyla neyzi nin istanbulda bellek, kültür ve aidiyet, ben kimim, kitapları etkili olmuştur. leyla neyzikonusuna girmişken burada onun bu konudaki ifadalerine yer vermekte yarar var bu ifadeleri ise gene modern bir tabirle kaynak göstermek açısından veriyorum, yani benim de bildiğim şeyleri bu işin akamesinden birine tastiklettiriyorum. postmodern bir aidiyet duygusundan, kimlik sorgusundan ve de türkiyede en önemlisi ulus kavramının altında neler olduğu sorusunun sorulması gerektiğinden bahseder bu konuda sözlü tarih ile ilgili dha detaylı bilgileri başka bir yazı konusunda vereceğim. bütün bunları anlatma nedenim sözlü tarihin gerçekten tanıklık, ikinci derece tanıklık, duyumsama, söylence, efsane vs. gibi dinlediğinizde ne olduğunu angılamanız gereken yönleri vardır ve sözlü tarih için bunlar kaçınılmazdır. örneğin siz bir ağacı ya da çeşmeyi de kayıt altına alabilirsiniz, onunla ilgili emin olun, yukarıda saydığım bütün öznellikleri bulabilirsiniz. yani birisi evet o çeşmenin yapılışını anlatır, birisi bir sene kışın dondugunu, diğeri yazın sulaırn çekildiğini ve hiç akmadığını anlatır. bir diğeri illa ki oranın başında bir delinin maniler söylediğini o deli için oranın çok değerli oldugunu anlatır, ve illa ki çalışma yaptığınız yer dersim ise birileri o çeşmenin başında 4 tane ak sakallı dede görmüştür ortalarında bir mum yanar hepsi beyazlar içindedir ve sohbet ederler.

    dersimlinin kürt, zaza, kırmanc, kurmanc, türk vs. bütün bilinçlenmesi ki bu bilinçlenme gurbet ellerdeki dersimliler için bir bilinçlenmedir aynı süreçte gelişmiş bir bilinçlenme. şimdi siz bunun neresinden tutarsanız hem ele gelir hem dem geldiği kadar elde kalır. yani seyfı dursun şöyle der zaten zazacılık oynar, ali kaya çağdaş yaşamı destekleme derneği üyesi imiş. bunların hepsini bir kenara bırakalım ve tekrar nuri dersiminin sözlü tanıklıkları yazılı metinleri dönüştürmesine dönelim. evet alişer ile zarife nin aralarındaki konuşmalara mevcut, karşılarında rayberi görüyorlar ve rayber alişerlerin kirvesi, zarife durumu farkediyor, alişer zarar gelmez içlerinde kirvemiz var diyor. ve ölüyorlar bu konuşma benim yazımda aktardığım bir konuşma değil ancak bu konuşmanın elbette birebir böyle gelişmediğini kabul edebiliriz. yanlarında biri mi vardı bilmiyoruz, ancak zaten dersim üzerine konuşuyorsanız orada bir kuşun dahi bu konuşmalara şahit olduğunu size anlatabilirler. bunu kabul etmezsiniz elbette anlayabiliyorum. ancak efendim nuri dersimi nasıl oldu da seyit rıza nın son konuşmalarına şahit oldu. idamın gerçekleştiği yerde, asılacak olanalar,dönemim emniyet amiri, iki asker ve idamı gerçekleştiren çingene(bu tabir çağlayangil tarafınfan kullanılır). şimdi nuri dersimi bu kadar temiz mesaj veren ifadeleri nereden tanıklık ederek çıkardı. yani sizin akli selimden bahseden biri ve kaynakları ortaya çıkaran biri olarak baştan bunu reddetmeniz gerekmez mi? yanlış olma payı var diyorsunuz ve bu sizin için geçerli bir sebep bi kaynak olması açısından öyle mi?

    nuri dersiminin dersime kendi istediği tarihi biçme sevdalısı olduğu bir adam olduğunun bir diğer kanıtı. dersim kelimesinin yorumlayışıdır. bunu kürdistan tarihinde dersim adlı kitabında yapar. nuri dersimiye göre dersim kelimesi der-sim yani gümüş kapı anlamına geliyor. oysaki dersimde ağırlıklı konuşulan kırmacide kapı çevar, çevara anlamındaıdr. ancak kürtçenin lehçesi olan kurmancide der, deri kapı anlamına gelir. yani deri-sim i düşer ve dersim olmuştur. elbette dersimde kapı ya der-i diyenler vardır ancak burada nuri dersimi gene bir hata ve büyük bir hata yaparak dersim kelimesine dahi kendi dilediği anlamı biçiyor. yani dersim e dair 100 taneye yakın anlam tarihi biçilirken siz bunlardan istediğinizi almakta serbestsiniz. ama bunun güncel olarak orada taşayan insanlara en uygun olanı olması gerekir. yani örneğin tekrar sözlü tarihe dönecek olursak munzurun hikayesini birilerinden anlatmasını istediğinizde size kalıp da munzurun ağası vardı ağası hacca gitti diye başlayan bir hikayayi anlatılırsa oturup bir düşünürsünüz abi ne ağası ne hacca gitmesi, burası dersim bu insanların inancı belli, bu sefer başka bir hikaye dinlersiniz o hikaye "munzur, ibarihim peygamberin çobanı" idi diye başlar ve dersim inancındaki lokma, süpürge, güneş, gölge, kurban, ikrar imgelerini size verir ve siz o hikayeyi sahiplenirsiniz. nuri dersiminin anlatısı da biraz bunun gibi, dersimdeki anlatılara kullanılan dile uymuyor. ancak siz dersim özünde kürt derseniz ve hala bir öz millete inanıyorsanız o benim ve bu tartışmanı sorunu değil. tekrar etmekte fayda var ki dersim halkı türksün diye dayatılan kimlikten kaçarak kendi kimliğine bulma yoluan gitti ve bunun dünyadaki gelişen daha büyük fikirlerlerle ilişkisi var.yani bunun modenizm, postmodernizm, oryantalizm, teoloji ile ilişkisiz olduğunu düşünmek en iyi ihtimalle safdillik olur. ya da başka bir siyasi fikri arkasından getirir.

    yani dersimin gençleri fikir arayışına girecek bir kısmı kürtlük diyecek ve bunun için canını verecek? bunlar iyi öyle mi? ancak bir kısmı, kırmanci diyecek,zaza diyecek, türk diyecek, marxizm diyecek bunlar kötü. bu dersimi ve dersim halkını metalaştırmak dan öte birşey değildir

    benim üzerinde durduğum dil meselesinin ikincil bir mesele olarak karşılanması normal. ancak elbette dil birincil meseledir. siz manayı ve bilgiyi ne ile algılıyor ve anlıyorsunuz? hele ki yazılı kaynak yoksa çok azsa dil yeniden söylüyorum herşeydir. ee şimdi kısıtlı olan yazılı kaynakların nasıl değerlendiirildiği ortada. dersim tarihinde şafi kürtlerle ya da suuni kürtlerle bir tarihi işbirliği olamamıştır, olmamıştır, seyit rıza, kestiği koyunu yemeyen şeyh sait ile elbette beraber savaşamazdı.bu iddea nasıl ve nerede çürütüldü?burası es geçilmiş. ve elbette seyh saitin adamları tarafından alevi köylerine saldırılar gerçekleşti, anlaşma bozuldu ve dersimli aşiretlerin birçogu şeyh sait ile savaştı. ancak bunu devlet eli ile yapmadılar. 1937-1938 yılına kadar dersimde devletin bir eli ve hakimiyeti yok. o tarihlerde jandarma karakolları kurulmaya başlanmış.bunu feodal bir aşiret yapısı ve kendini koruma içgüdüsü ile tc. ordusuna ve osmanlı ordularına yaptığı gibi yapmış. yani dersim türkiye cumhuriyeti ile de şafi kürt aşiretlerle de savaşmış.şimdi siz mi düşman mınısz biz mi düşman olduk sorusunu sormak hiç bir fikre sığmaz. çünkü siz bu tarihi soruları şimdiki anlayış ile cevaplandırabilirsiniz. evet tarih kendi zamanında önemlidir ancak biz aynı süreci yüzyıllarıdır yaşıyoruz. ve maalesef şafi kürtler alevilere hala düşman hala alevi eti yenmez,yemeği yenmez mantıgı birçogu eğitimsiz şafi kürtler tarafından hala geçerli. zaten kürtlerin gelişmiş bir ulus bilinci yoktur efendim eğer gerçekten gelişmiş ve yaygın bir kürt ulusu bilinci kürtler arasında gelişecek olsaydı alevi kürtlere daha çok sahip çıkardı. şu aşamada bu sahip çıkma kürt aydınları ve abdulllah öcalan gibi kürt liderleri arasında yer bulmaktadır. abdullah öcalan dersimin 5000 yıllık bir alevi tarihi var ve bu farklı bir komün yapılanmayı gerektirir, dersim komununu öneriyorum orası için diyor örneğin. tersi biçimde başlangıçta türklerin bir ulus bilinci vardı ve türk alevileri bektaşiler vesaire ile herşey yolunda gitti. ancak cumhuriyet tarihinde yaşanılan alevi katliamları malum ve bu katliamlar sonrası bir yol ayrımına gidilmesi, kürt aydınlarda gelişen ulus bilinci(bunu millet farkındalığından ayıralım, ulus bilincinin altına farklı azınlıkları katıyorum) dersimi onlar arasında daha da değerli kıldı. ancak bu değerin dersimlinin bilincinde ne anlama geldiği tecrübe ile sabittir. bunu hiçbir tarihi veri ile örtüştürüp hadi beraber olalım diye 21. yy da bir ulus devlet çabasının maşası olmayacaktır.
  • nuri dersimi üzerinden yürüttüğünüz faydalı ve açıklayıcı kimlik münazarasına bir dersimli olarak şu bakış açısını katmak ve olaya kısmen de olsa farklı bir bakış açısı katmak istiyorum.

    öncelikle biz kimiz sorusunu bize o veya bu şekilde sorduran. kendimizi tanımlamamız hususunda beynimizin aidiyete ait izler taşıyan kıvrımlarında impuls etkisi gösteren bir özgürlük hareketin hakkını vermenin sonrasında ise aidiyet sergilediğimiz kimliği veya kimlikleri net bir şekilde tanımlamamız gerektiğine fazlası ile inanıyorum.

    dolaylı olarak yapılıyor olsa da kabaca dersim/cilik elitizmi olarak tanımlanabilecek olan, ortaya koyduğu söylem itibarı ile inançsal farklılıkları, lokal demografik özellikler gibi herhangi bir kültüre de haiz olabilecek “genel” özellikleri, ön plana çıkaran ve bunu bir farklılaş(tır)ma objesi haline getiren anlayışın muhtelif örneklerini genel olarak dersim kökenli olanlarda görmek mümkün. ve bu durum çoğu zaman kimliksel bir bunalım yaşıyor olmanın ürünü. dersimi ve dersimlilik kimliğini kavrarken bunu elitist bir kimliğe büründürmektense bence kendi içindeki alacalı renkleri görmeye çalışmak, bu kimliğin özünde bulunan çok kültürlü heterojen yapıyı iyi analiz etmek gerekli. bu çok kültürlü yapı altında atalarımızın nasıl bir tavır belirlediği ve bu kültürü o topraklarda barış içinde nasıl sürdürdükleri iyi anlaşılmaya çalışılmalı ve bu manipülatif söylemlerden uzak bir şekille yapılmalıdır. benim kültürüm bu kadar güzel bu kadar tatlı bir o kadar farklı demekle pek bir şey değişmedi, değişmeyecektir de.

    inançsal olarak önemli olan bazı ritüellerimize bir bakalım etkileştiği kültürler ve referansları nelerdir diye; mesela önemli geleneksel bayramlarımızdan biri olan ve kış aylarında kutlanan “gağan” ın batı ermenicesinde noel anlamına gelir. bu bayram dersim kızılbaş alevilerinde ermeniler gibi kutlanır. yine “medağ-madağ” diye bir kelime vardır. “medağ” bir kişinin ölümünden üç gün sonra verilen yemeğe verilen adıdır bu bizim kültürümüzdeki karşılığı da aynıdır.

    bizde bir sürü köyün, ziyaretin, mezranın adı ermenice olduğu gibi. bunun yanı sıra zedüştlük ve yezdilikte olan diğer ritüellerin kültürümüzdeki varlığıdır. güneşin kutsal olması, şafağın söktüğü vakitte güneşe karşı yapılan secde ve dualar. peré seré sodiri(şafağın koruyucu kanadı) inancı. güneş tutulmalarında kesilen kurbanları, jiyar-u diyar ları?, doğanın tanrısallaştırılması munzurun, duzgın bava nın kutsal olmasını, emek vermediğin yaban hayvanın dağ keçilerinin etinin yenmemesinin nasıl referansları vardır? tek bir kültürden söz etmek alevi kimliğini bektaşi dergahı referanslı türk kültürü olarak görmek ne kadar mümkündür?

    peki ya xızırı? darımızda yetişen dualarımızdan eksik olmayan kır atlı xızırı? aslanın üzerine binip yılanı kırbaç eyleyip sürdüğü anlatılan efsanevi tarihsel mitin kökenin gılgamış destanındaki tabletlerle birebir aynı olmasına ne demeli? bu ve bunlar gibi birçok ritüelin ifade ettiği ve toplumsal sosyolojinin bize anlattığı tek bir şey var ki insan yaşadığı doğaya ve çevresinde daha evvelinden iz sürmüş kavimlere ve komşu halklara benzer. antik çağlardan bizlere miras kalan bu kültür mezopotamya da iz sürmüş kavimlerin mirasıdır.

    hepimizin bildiği gibi kültür dediğimiz kavram eklektik yapılı bir olgudur, güzel bildiğini benimser kendine ekler yoluna devam eder. bu nedenle tekçi bir yapıya indirgenemez. farklı renkler barındırır çevresindeki ve evvelindeki ile anlamlıdır ve ancak öyle anlaşılır hale gelir. ve bu sebepledir ki dersimin dervişleri kırmanciye beleke(alacalı kırmanciye) demişlerdir bu alacalı renklerin oluşturduğu ahenkli kardeş görüntüye. bu sebepledir ki; seyit aşireti olan kureşanlıların dilleri zazaki iken qurmanci konuşan bamasurların talibi olmuşlardır.

    kürt ulusal hareketinin bu topraklar üzerindeki egemen ulus milliyetçiliğinin, yok saymak ve yok etmek üzerine dayalı politikalarına karşı verdiği mücadele çeşitli dönemlerde farklı manipülasyon ve politikalar ile seyreltilmeye ve izole edilmeye çalışılmış ve bu durumla ilgili tez, iddia veya saptırmalar kimi zaman etnik ayrıştırma kimi zaman ise dini ayrıştırma olarak vuku bulmuştur.

    bu durumu egemen yapı/anlayış açısından ele almaya çalıştığınızda, mevcut durumun aslında nasılda mantıklı bir politika altında ortaya konduğunu görmeniz çokta zor olmayacaktır. kuvvetli ve diri bir bütünden ise ayrışmış, kendi içinde zıtlıkları barındıran kavgalı parçalar ile mücadele etmek haliyle daha kolay olacaktır. bu iktidarın dolaylı idare stratejisidir.

    bu tanım ve varsayımlar ışığında biz kimiz sorusunun yanıtını bulmak, egemen kültüre yamanıp asimile olmaktan daha zor olsa da, en doğru tanım bizi biz yapan öğeleri iyi kavramak ve onlara sahip çıkıp yaşatmaktan geçer.
    dersimliyim diyip eğer anadilini bile konuşamıyorsan, inançsal ritüeller hakkında fikrin bile yok ise, bence oturup bir kez daha düşünmekte fayda var! acep bana ne oldu diye.

    (bkz: dersim sendromu)
  • kürdistan tarihinde dersim kitabının yazarı.

    kitap 1952 yılında halep'te (tilel caddesi, ani matbaası) gayet düzgün latin harfleriyle basılmıştır.

    342 sayfalık kitabın "fiatı 5 lubnan lirası"dır.

    kitabın son sayfasındaki adres:

    dr. vet. m. nuri dersimi
    cemaliye
    halep (suriye)
  • baş ibne.

    bu arada bal uşağı değil boloğuz'dur. bugüne kadar köyümden birinin aşireti tanımlarken bal uşağı dediğini duymadım.
hesabın var mı? giriş yap