*

  • böyle bir kelimenin war olduğunu bilmeden abimle espri niyetli sawururduk bunu; ne zaman ki "hıncal ile erman" programı başladı ve cin erman, hıncal'a sürterken "bak şini obstrüksiyon yapıyorum" dedi, o vakit "hakkat warmış bööle bi kelime" ışığı yandı bizde lakin anlamını, değdirmek, sürtmek sanıyorduq.

    engelleme, celme takma, önüne set koyma, işini zorlaştıma gibi güç durumda bırakıcı, mağdur edici anlamlara denk düşer.
  • yetmişli yılların emekli mahalle kalecilerinden atyemez ferhat'ın müthiş veciz bir lafı vardır:

    "ben anlamam obskurantizmden, felsefikten, anarşikten; ama akılllara zarar obstrüksiyon yaparım!""

    (bkz: ne sağcıyım ne solcu futbolcuyum futbolcu)
  • kapalı ekonomilerin tıkaçı. her nerede kireç çözücü yaptırımı görüyor ya da gördürüyorsa...
  • londra metro sisteminin kabusu. "obstructing the doors causes delay and can be dangerous" yazar metrolar -bi ara öyleydi yani, şimdiki yeni gemi dizaynlılarda var mıydı hatırlamıyorum- ve istisnasız hepsi "obstruct the doors, cause delay, and be dangerous" diye düzeltilmiştir yolcularca.
  • futbolda topla giden oyuncuya karşı top ve oyuncu arasina girerek yapilan faullu hareket
  • hosbir çekmenin artistik terimsel ifadesi.
  • futbol maclarını anlatırken en cok kullanan ümit aktan'dır. arada sırada erman toroglu'da örnekler bunu. ama en cok kullanan uzak ara ümit aktan..
  • çok havalı kelime olmasına rağmen anlamı kötüdür, tıkanıklık, bariyer, engel olma gibi şeydir.
  • anlamı engelleme olan fransızca kökenli kelime
hesabın var mı? giriş yap