odtü kampüsü ^*

• (bkz: odtü yerleşkesi)
• devrim stadyumu olsun çarşısı olsun çayır çimen yolları olsun sevilesi yanının sayılarak bitirilemeyeceği kampüstür. candır.
• gez gez bitmeyen, insanın yaşaması için herşeyi barındıran dünya üzerindeki sevilesi yerlerden
• haftasonları mesire alanına dönen güzide kampüs bugün bayram tatiline giden mezunlar ve komşuları ve çocukları ve akrabaları olmadığı için çok sessiz sakin, mis gibiydi.
• allah'ın sadece mü'minleri cennetine alması gibi, kampüslere de sadece oraya ait olanlar girer. burası da, yıllar önce bir kere araba içinde girip çıktığımız geniş bir ormanlıktı. bitmeyen yollardan geçerken, buranın dışındaki dünyada neler kaçırmış olabileceğimizi düşünmüştüm. o düşünceleri yol kenarındaki sık ağaçlardan başka duyan olmadı.
  
  neyse ki yıllar sonra, günümüzde, bazı mekanların her yere ulaşabildiğini gördük. çoğu yerin her noktadan görülebildiği duruma geldik de, “kaçırdıklarımız” azaldı ya da kalmadı, ya da kaçırdıklarımızın bir önemi kalmadı.
  çünkü normalde bazı kültürlere göre, kimi kapılardan girmek için cinsiyetiniz yanlış kabul edilir. cinsiyetiniz “yanlış”sa her şey yanlıştır. (bu her hakkı yanlışlayan kültürlerin de umarım artık sonu gelmiştir.)
  
  (bkz: a room of one's own) (bkz: virginia woolf) kadın on yıllar önce de aynı şeyleri yazmış.
  “ladies are only admitted to the library if accompanied by a fellow of the college or furnished with a letter of introduction."
• bakımsızlıktan bitap düşen kampüs. şu kampüs yeni kurulan üniversitelerin birinin rektöründe olsa babilin asma bahçeleri gibi olurdu. çevre düzenlemesi diye bir durum yok, özellikle sosyal bilimler binasının alt tarafları mücavir alan olmuş. yürürken çanak çömlek kırmamak için dikkatli gidin, otların içinde büyük taşlar var görünmüyor.