*

  • daha sonra sahibine verilecek herhangi bir sey.
  • ariyet eğreti, ödünç anlamına gelip kökenindeki arapça sözcük ariyat biraz sakat ve kusurluyu da içeriyormuş.

    [aşık, bütün harmanı ateşe verir... başına testereyi korlar, sabreder, tenini biçtirir!

    aşka dert ve gönül kanı gerek... aşkın hikayesi bile müşkül olmalı!

    saki, kadehe ciğer kanını dök! derdin yoksa, bizden ödünç al!] feridüddin attar - mantıku't-tayr

    (bkz: ariyet/@ibisile)
  • karşıya geçme, karşıya hak geçme anlamındaki ödünç (ötnü-ötünç) sözcüğümüz "öte" kökünden geliyor.

    "ödeme" (öteme) sözcüğümüz de aynı kökten gelerek yine aynı mantıkla bir karşıya geçiş olayını bildiriyor.

    bu durumda aynı kökün türevi olan "öykü" (ötkü-ötkünç) sözcüğümüzün de karşıdakine aktarma olayını anlattığı sonucuna varılıyor.

    edit:

    ötki: bedel, karşılık.
    ötlük: öğüt.
    ötürmek: delmek (karşıya geçirmek).
    ötünmek: hikaye aktarmak.
    ötsemek: öte geçmek istemek, delip geçmek istemek.
    ötkünmek (öykünmek): kıyaslanmak.

    bu olayların hepsi bir karşıya geçirme işidir.
hesabın var mı? giriş yap