• çıldırtan ortamdır, milletin ne kadar samimiyetsiz, ne kadar yavşak, ne kadar yalancı-dolancı olduğunu gözler önüne serer.

    hemen hemen her ofiste bulunan 120+ kilolu bir teyze girer içeri:

    - bilmem ne hanım bugün ne kadar şıksınız.
    - (başka bir lavuk) güzelliğinize güzellik katmışsınız maaşallah pütü pütü tü.
    - (another yavşak) bir de siz kilo mu verdiniz, incecik olmuşsunuz.

    lan piçler hayatınız bu kadar mı yalan sizin? göz göre göre sözüm ona bu kibarlığınız şirin olma çabanızın ne kadar komik olduğunu görmüyor musunuz?

    başka bir durum, hemen hemen her şirkette insanlar birbiri ardından dedikodu vs. yapar, örneğin x hatununun hiç iş yapmadığından vs. dem vurulur sonra x hatun içeri girer.

    - hoşgeldiniz x hatun, bugün yine güzelliğiniz üstünüzde, görüşemiyoruz walla.
    - evet y hatun biliyorsunuz işlerim çok yoğun falan, başımı kaşıyacak vaktim olmuyor.
    - bilmez miyiz? keşke kendinize bu kadar yüklenmeseniz, sizin için üzülüyoruz walla.

    lan sikikler az delikanlı olun, bir dakika önce sayıp sövdüğünüz insanın yüzüne karşı bu kadar alçalmayın.

    bir başka durum genelde hatun-yoğun iş ortamlarında yaşanır, bilen bilir hatunların yapacak işi olmadığı zaman tek eğlenceleri dedikodu yapmaktır, en az 5 kişiden oluşan hatun sürüsü bir odada toplaşır, x erkeği o odada iş yapmaya çalışırken şu muhabbetler yaşanır:

    -x bey sizi rahatsız etmiyoruz di mi? öyleyse gidelim, lütfen söyleyin.
    - yok canım ne rahatsızlığı, bilakis burada sizin neşeli muhabbetinizi dinlemek beni mutlu ediyor, bir şey içer misiniz?
  • iş hayatının acı ve tatsız gerçeği malesef.
  • sabah daha işyerine bile girerken gösteriri kendini:

    - x bey nasılsınız?
    - çok iyiyim y hanım siz nasılsınız?
    - sizi gördüm iyi oldum, eşiniz nasıl?
    - sağlığınıza duacı, ....

    vs. vs. en az 15 dakika saçma salak ilgileniyormuş edasıyla yapılan bir muhabbet düzülür, birisi de demez ki aga hayatım bok gibi, sana ne benim eşimden çoluğumdan çocuğumdan, kibarlık maskesi yüze geçirilmiş yavşakları oynar herbiri.
  • her ofiste farklı boyutlarda ama mutlaka aşağıdaki denklem şeklinde olan ortamlardır,

    x ile y "samimi" iken, z hakkında söyledikleri = x ile y'nin arası açıldığında y'nin, x hakkında, z'ye söyledikleri

    (bkz: karaktersiz)
  • (bkz: sözlükte gitgide artan samimiyetsizler)

    sözlükte de böyle bir durum var ne yazık ki.
  • kadın patronun sekreterine 'aşkım, buraya gelir misin?' diye hitap etmesi bu ortamın karakteristiklerinden biri.
  • mesâi başladıktan sonra, 15-20 dakika boyunca sırayla herkese günaydın diyerek ( günaaaydın hikmet beey, günaaaydın şevval hanııım) o yediği 1/5 saati bile kâr sayan insanların oluşturduğu ortamlardır.

    koridorda birbirlerine yalandan gülüp, geçince 'heestireheestire' diye arkasından sövenler de vardır.
  • büyük bir firmada tek part-time eleman olursanız ve bütün çalışanlar yıllardır aynı firmada çalışıyorsa sizin düştüğünüz ortamdır. sıkılır herşeyi bırakıp gidesiniz gelir, maddi sıkıntılar gelir aklınıza devam edersiniz.
  • bir de bunların çoluk çocuk muhabbetlerine girilen ortamları vardır.

    +canım ufaklık nasıl?
    -büyüyor teyzesi işte bir görsen o kadar akıllı ki.
    +tü tü maşallah, aynı annesine çekmiş
    -darısı başına canım. (bu arada cep telefonundan fotoğrafını gösterip) bak ne kadar tatlı oldu teyzesi.
    +ayyy yerim onu şuna bak aynı annesi.

    afedersiniz de yapacağınız muhabbeti sikeyim sizin.

    edit: imla.
  • tüm çalışanlar erkek ve aynı kuşaktan olursa daha az oluşur bu ortam ama ille de oluşur bazen.
hesabın var mı? giriş yap