*

  • her iki grupta üniversitelerde eğitimin temel taşları olduğundan ayrıt edilmesi sadece maaş bodrosunda belli olan eğitimcilerdir.

    öğretim üyesi akademik kariyeri olan, ünvanı olan kişidir. araştırma görevliliği ile başlar, proflukla sona erer. birinci dereceden memur olarak emekli olurlar. ilk görevleri bilimsel çalışma yapmaktır.

    öğretim görevlisi, doktora yapabilir lakin akademik kariyer yapamaz. ünvan alamaz. eğer öğretim üyeliği kadrosuna geçmezse ölene kadar öğretim görevlisi olarak kalır. genellikle öğretim üyeleri üzerindeki birikmmiş ders yükünü azaltmak için, eğitimin birinci ikinci sınıflarındaki mecburi temel dersleri vermek üzere kadroya alınırlar.
  • bu hassas konunun karıştırılması özellikle belli bir yaşın üzerindeki hocaların beş boğa gücüne kavuşturur... işin ilginci bir çok yerde ısrarla karıştırılır bu husus... örneğin ethem özgüven' in birçok sesi bize yansıttığı sergisinin tanıtımında kendisinden öğretim üyesi diye bahsedilmesi...
  • birisine bu gorevi zorla kaskallami$lardir, digeri kendi istegi ile olmu$tur.
  • öğretim görevlisinin ders vermekten başka hiç bir yükümlülüğü yoktur. bir akademik çalışma falan da yapmayabilir. gerçi bu öğretim üyeleri için de mümkündür ama akademik çalışma yapmayan bir öğretim görevlisine genelde niye yapmadın diye sorulmaz, öğretim üyesinin yapmaması ise ayıplanır.
  • doktorasını bitirmeyen hiçkimse öğretim üyesi olamayacağı için, akademisyenler araştırma veya öğretim görevlisi olarak mesleğe başlarlar ve çoğu üniversitede doktoralarını tamamladıktan sonra hemen öğretim üyesi kadrosuna geçirilirler; çoğunlukla bir zaman meselesidir.
  • ogretim gorevlisi, universitenin kendi kaynaklarindan karsilayamadigi ya da uzmanlik gerektiren alanlarda sektorden akademiye kattigi, ders vermekle yukumlu bunyelere verilen isimdir. master, doktora sureclerini yasamazlarsa (zorunlu degildir) ogretim gorevlisi olarak olur ya da emekli olurlar...
  • her ikisi de genel olarak öğretim elemanı olarak isimlendirilir.

    öğretim üyeleri akademik hayatlarına araştırma görevlisi olarak başlarlar, belirli bir süre içinde (genelde 8 yıl) master-doktora eğitimlerini tamamlayamazlarsa kadroya geçemezler. tamamladıkları takdirde yardımcı doçent olur ve öğretim üyesi statüsü kazanırlar. rektörlük seçimlerinde oy hakları olur. akademik çalışmaya devam zorunluluğu bundan sonrasında pek de bir yoktur. devam ederlerse doçent ve profesör olup mevzuyu bitirler.

    öğretim görevlileri doğrudan öğretim görevlisi kadrosuna girerek işe başlar. hiç bir akademik çalışma zorunlulukları yoktur. zorunlu ders yükleri yardımcı doçentlerle aynıdır. rektör seçiminde oy hakları yoktur. ekstradan herhangi bir görev almak zorunda değildirler. başka üniversitelerdeki jüri vb. gibi angarya görevlerden muhaftırlar. arzu ederlerse akademik çalışma yaparlar (ve bulundukları üniversite bu çalışmalar sırasında onlara ihtiyaç duydukları tüm özgürlükleri sağlamakla yükümlüdür), master ve doktora yapmayı tercih ettikleri takdirde kadro bulunursa öğretim üyesi statüsüne geçebilirler.

    okutman ve öğretim görevlisi statüsü zannedildiğinin aksine tamamen aynıdır. tek farkı öğretim üyeleri dekanlıklara bağlı iken, okutmanların doğrudan rektörlüklere bağlı olmasıdır. rektörlüklerin öğretim görevlisi kadrosu bulunmaz.
  • öğretim üyesi doktora sonrasında akademik ünvan * ünvanı taşıyabileceği gibi, lisans eğitimi sonrası hiçbir akademik çalışma yapmasına gerek olmadan da, sırf bir konunun uzmanı kabul edildiği için üniversitede öğretim elemanı olarak çalışabilir. işte üniversitede kadrolu olmayıp ders verme yetkisini haiz kişilere öğretim üyesi denmektedir...
  • pek çok kişinin bilmediği, öğrenmediği ve bu yüzden de iki kavramı değişmeli olarak aynı kişiler için kullanmalarına sebep olan farklardır. kimse de nedense bu farkı anlatmaya pek yeltenmez. hayır kalkıp koskoca profesöre öğretim görevlisi diyorlar komik duruma düşüyorlar.
  • öğretim görevlisi genellikle meslek yüksek okullarında bulunan, ihtiyaç halinde fakültelerde görevli olan üniversite hocalarıdır. doktora yapmaları veya dil puanını aşmaları gibi akademik beklentiler beklenmez. tamamıyla ders yükünün tamamlanmasının amaçlanarak üniversitede görevlendirilirler. öğretim üyelleri ise yrd.doç.dr, doç. dr. ve prof.dr. gibi unvanlara sahip kimselere verilen unvanlardır. televizyonlarda profesörler için öğretim görevlisi tanımlaması tamamen cahilce bir yaklaşımdır. zira öğretim üyesi akademik çalışmalarla görevlidirler. lakin ülkemizde çoğu öğretim üyesi kendini meb'deki öğretmen gibi görerek davranırlar ve akademik çalışmalarda nadiren bulunurlar. ancak bunda akademik personelin içinde bulunduğu maaş adaletsizliği ön plandadır.
hesabın var mı? giriş yap