ole

• microsoft'un futursuzca her yeni cikarttigi mokun ucuna prefix diye eklemeye bayildii teknolojisi. object linking and embedding. ole db bunun en guzel ve nadide orneklerinden biri. ki yani ole db ne arkadasim diye sorsan inanirim ki cevaplayasi gelmez microsoftdaki yetkilinin de.
• ole 2.0'dan itibaren (windows 95) eskiden ifade ettigi anlam kaldirilmi$ direk "ole" ismiyle kullanilmaya ba$lanmi$tir.. cunku ole 2.0 kendi icinde (bkz: com) (bkz: activex) gibi teknolojileri icherir..
• danimarkada bir erkek ismi, ole henson, ole olefson gibi
• nesne baglama ve nesne gomme(yerleshtirme). bir yazilim tarafindan olushturulan bir nesnenin ozelliklerini kaybetmeden bashka bir yazilim tarafindan kullanilabilmesini saglar. bu tur nesneler uzerinde deishiklik yapmak istenirse nesne uzerinden orjinal yazilima baglanmak olanaklidir.
• (bkz: linking) (bkz: embedding)
• (bkz: object)
• futbolda skor avantajini elinde tutan takimin oyuncularinin pasla$malari sirasinda taraftarlarin agiz birligi ederek cikardiklari ses kutlesi.
• ispanyol sevinç nidasının kökeni araplardır. ispanya'nın güneyine yerleşen arapların "allah" diyerek sevinmeleri ispanyolların dilinde 'ole'ye dönüşmüştür.
• bouncing souls un adidas sevgisi icerigi tasiyan eglenceli parcasi.
  
  bouncing souls no one can beat us
  we drink beer and wear adidas
  anywhere we get the itch
  we're off to find, a proper pitch
  lace our sambas, get on out
  of we go to kick it about
  win or lose we still have fun
  we won't quit until we're done
  we got heart when we play
  take you on anyday
  ole! ole! ole! ole!
  ole!
  ole!
• ustun varlik john coltranein yakla$ik 20 dakika uzunlugunda, kopartan piyano, flut , vurmali bi de bas solo ve melodilerine sahip her $eyiyle tamamlanmi$ hissi veren parcasi. dinlerken salinim yapma ihtiyaci hissediyorum her nedense.