• radiohead in radiohead olmadan onceki adi
    (bkz: radiohead)
  • eğlenceli, hoş şarkıları var. (bkz: rhinestone cowboy)
    gelecek görüyorum. (bkz: like spinning smileys)
  • oxford da 80 li yillarin ortalarinda kurulmus bir pop-rock grubuydu.kuruculari thom yorke, colin greenwood, ed o brian ve phil selway idi.vakit ilerledi , colin in kardesi* siddetli yakarislarla istedigini elde etti ve gruba 1988 gibi dahil oldu
    bu isimle nereye kadarunlenebilirizki diye dusunen grup sonralari kendilerine radohead adini verip bir dunya markasi olmuslardir
  • gönderdikleri bir demodan sonra aldıkları cevap şu olmuştur:

    "your lyrics are crap. they're too honest, too personal, too direct and there's nothing left to imagination."
  • kadrosunda rasmus peterson, liz cotton ve charlotte cotton isimlerinde uc tane de saksafon bulunduran grup idi. az once 88 yilinda kaydettikleri 3 demo dustu; yasama sebeplerimden biri oldugu icin demiyorum, bir gun radiohead olacaklarini o kadar hissettiriyor ki bunlar. boyle kimi tipler vardir ya insanin etrafinda; bir potansiyeli oldugu sezilir, bu nedenden gizli bir saygi gosterilir ama aslinda hicbir icraati yoktur. iste on a friday o elemanin ta kendisi. uc demo kaydindan ikisi kendi capinda basarili olsa da gayet sacma dogruyu soylemek gerekirse. o ayri tuttugum parca, o kadar guzel ki; bir konsept harikasi olan amnesiac'ta bile siritmayacak guzellikte life in a glasshouse sonrasinda ya da oncesinde. pablo honey'nin ve hatta my iron lung'in ve hatta the bends'in neredeyse tamamindaki sarkilardan daha guzel. pablo honey ile on a friday arasindaki fark, radiohead'in ne yapmak istedigini anlama cabalarinin en net gostergesidir.
    velhasil ucunde de thom'un her zamanki gibi sesi berbat ve ama her zamanki gibi sesini kullanmadaki ustaligi konusuyor. jonny desen; paranoid android solosu atmak ister gibi ama cekiniyor, utaniyor sanki. minimal minimal. colin gayet kendinden emin baslariyla efendi efendi caliyor filan. phil selway'in davulu yine karakterli ve kendinden emin olmanin dinginligi icinde.
    ilkokulda, ortaokulda filan muhabbet doner ya; "cocugun kapasitesi yok, ustune gitmeyin", iste o geyige benzer bir durum bu. kimi topluluklar boyle ve hatta cogu. bu modelin sey surumu de vardir; dersleri sallamaz ama hepsinden gecer. pink floyd?.. bir de atom muhendisi olacakmis gibi cok calisip anca sinif atlamayi basaranlar vardir. coldplay?.. radiohead cok zeki suphesiz ki; bunu tartismaya kalkanin aklina sicma konusunda hemfikirizdir zaten sanirim. radiohead the bends seviyesinde yeterince zekidir; bir omur boyu yasanabilir bu tatta. ama o bir yandan calisir da ok computer gibi. "the yuppies networking!" derken bu dersleri neden gordugunu sorgulamayi da ihmal etmez kid a olur. okur adam olur, "hail to the thief olsun canlar!" der. oturur. oturtur.

    potansiyelin baskasi tarafindan degil; bizatihi kendi kendini gelistirdigi nadide ve fevkalade bir ornek, bir baslangic noktasi on a friday.
  • en sevilen şarkıları midioteque'dır. son 50 yılın en iyi albümleri arasında gösterilen bok computer da bu grubundur.
hesabın var mı? giriş yap