140 entry daha
  • kendi dilinden bereketli topraklar üzerinde vesilesiyle: "köse hasan’ın ölüm sahnesine takılmıştım. o sırada tam seyhan kıyısındayım. kendi kendime mırıldanarak, hasan’ın hemşehrisine vasiyetini en iyi biçimde vermek için nasıl dedirtmeliyim diye, bir, beş, on, tekrarlar yapıyorum. birden istediğim klişe düştü kafama: “-kardaşlar, beraber tuz epmek yidik. ola ki, benim size hakkım geçmiştir. benim iflahım kesik…” falan der ya? oralara gelince bir an köse hasan oldum sanki. elimde kızım için satın aldığım saç tokası. hemşehrilerime bunu kızıma götürmelerini vasiyet ediyorum. öyle dokundu ki, başladım ağlamaya. çevremde insanlar. görmelerinden de çekiniyorum. açtım adımlarımı ama, hemen kâğıda kaleme sarılıp o pasajı notladım." nasıl ve niçin yazıyorum

    orhan kemal üzerine yazının ustaları belgesel programının bir bölümü..

    1958 sıralarında nazım hikmet'e bir mektupla ortaya çıkan kemal tahir - münevver andaç aşkı/ilişkisi var. kemal tahir bir kahvede, 'yengenize atlamaktan geliyorum,' gibi bir söz edince orhan kemal onun üzerine saldırmış, arkadaşları iki yazarı zor ayırmışlar. nazım hikmet varşova'da münevver andaç'ı ziyaret ettiğinde, uzaktan vera tulyakova'nın kıskançlığı baskıları altında, otelde 4 saat kadar tartışmışlar ve ondan sonra ilişkileri daha da soğumuş. kemal tahir ise kendisi ölünceye kadar münevver'le mektuplaşmayı sürdürmüş, onu leipzig'te ziyaret etmiş.

    (bkz: bereketli topraklar üzerinde/@ibisile)
    (bkz: döğer savur), döğersavur
126 entry daha
hesabın var mı? giriş yap