• orofarinksi olusturan dil kökü, yumusak damak, tonsil(bademcik), ve orofarinks posterior duvarın mukozasindan kaynaklanan, malign(kötü huylu) hastalıktır.
    etyolojide sıklıkla hpv rol oynar. tedavisinde cerrahinin yanı sıra özellikle erken evre hastalıkta radyoterapinin başarısı da yüksektir.
  • oro ve farinks latince kelimelerden oluşan oro oris kelimesinden gelip ağız anlamına gelir. farinks ise türkçe anlamı yutakdır. orofarinks kelimesi birleşik olarak yutağın hemen üstündeki boşluğu temsil eder.
  • şubat ayında (2020) bana teşhisi konan hastalık.

    hiç bir sağlık sorunum yokken, bir sabah ağzımın içinde, sağ bademciğime yakın bir bölgede tuhaf bir his ile uyandım. parmağımla kontrol ettiğimde aft-sivilce karışımı bir lezyon olduğunu farkettim ve doğal olarak fazla önemsemedim. aradan 15-20 gün geçti ama bu şey bir türlü geçmedi. yine bir sabah, dilimin ucunun sağ tarafında küçük bir his kaybı ile uyandım. artık bir doktora görünmenin zamanı geldiğini düşünerek kbb'den randevu aldım ve gittim.

    doktor sağ bademciğimin ön plikasında (öyle diyorlarmış) yaklaşık 1 cm çapında bir lezyon olduğunu, bu bölgede 20 gündür iyileşmeyen bir lezyonun ciddiye alınması gerektiğini ve hemen biyopsi yapılması gerektiğini söyledi. doktorun tavrından durumun ciddi olduğunu fark ediyorsunuz zaten.

    doktor aynı gün lezyonun olduğu bölgeden parça aldı ve eve gittim. bir hafta kadar sonra doktorun asistanı tarafından arandım ve hastaneye çağrıldım. ben kötü bir şey çıktığını tahmin ederek patoloji sonucunu whatsapp'tan istedim ve sonuç: in-situ skuamoz hücreli karsinom. bir kaç google aramasıyla kanser olduğumu anlamam uzun sürmedi. hastaneye gittim, doktor kötü huylu bir tümor olduğunu, onun derhal oradan çıkartılması gerektiğini söyledi. ultrasonla boyun lenf bezlerime bakıldı bir şey çıkmadı.

    tüm bunları bu aşamaya kadar eşim haricinde kimseyle paylaşmamıştım ama bu noktadan sonra anne-baba-kardeşlerime durumu anlattım ve doktorun acilen ameliyat olmam gerektiğini söylediğini söyledim. başka bir tıbbi alanda profesör olan halam arandı, patoloji sonucumu görünce kendisi de durumumun çok ciddi olduğunu ve hemen iyi bir uzman tarafından ameliyat edilmem gerektiğini söyleyerek beni başka bir prof'a yönlendirdi. beni muayene eden ve teşhisi koyan doktoru arayıp durumu anlattım ve teşekkür ettim.

    halamın yönlendirdiği prof'a gittim, o da muayene etti ve o tümörün oradan acilen çıkartılması ve ek olarak da boynumdaki lenf bezlerinin temizlenmesi gerektiğini söyledi. ağzımdan ameliyat olmaya kendimi yeni yeni alıştırmışken mevzuya bir de boyun diseksiyonu eklendi ve ben işte bu noktada "sıçtım" moduna girdim. moral falan kalmadı tabi.

    tümörün aynı yöndeki lenf bezlerine sıçrama ihtimali için tüm lenf bezlerinin de alınması gerekiyormuş. "sıçrayıp sıçramadığını göremiyor musunuz" diye sordum "ultrasonda görünmemesi mikroskobik olarak sıçramadığı anlamına gelmez, o nedenle her ihtimale karşı temizlenmesi gerekiyor" yanıtını aldım.

    neyse fazla uzatmayayım, 12 mart tarihine gün verildi ve ameliyat oldum. ameliyat 4.5 saat sürdü. çıktığımda çenemin, dilimin, boynumun sağ tarafını hiç hissetmiyordum. tümör çıkartılırken, sadece tümörle yetinilmiyor, çevresindeki sağlıklı dokudan da bir miktar alınıyormuş. benim çene kemiğimin iç kısmı da alınması gereken bölgeye girdiği için, tömürön etrafındaki yumuşak doku ile birlikte çene kemiğimin iç kısmı da bir miktar tıraşlandı. dolayısıyla ameliyat sonrası ağzımın içini hiç hissetmediğim için konuşmayı falan geçtim, su dahi içemiyordum. burnumdan mideme beslenme hortumu takacaklardı ama 2. gün biraz su içebilmeye başladığım için doktorum "şimdilik böyle izleyelim gerekirse takarız" dedi.

    5 gün hastanede kalıp eve geldim ama süreç çok sıkıntılıydı. yutkunma hissim tamamen kaybolmuştu. ağzıma götürdüğüm çorbayı yutmaya çalışırken burnumdan çıkıyordu. ağzımdaki tükürükleri de kontrol edemediğim için geceleri dik şekilde uyumama (yattığımda ağzım-burnum salya ile doluyordu* ve nefes alamıyordum) rağmen öksürük krizleri ile uyanıyordum. yani o kadar zor bir durum ki bunu anlatamam. şimdi düşününce bile tüylerimi diken diken eden zorluklar yaşadım.

    bu arada çıkartılan lenf bezlerimin patolojisi de temiz çıktı.

    aradan 3.5 ay geçti, şu anda yüzümdeki bütün ödemler indi. hala çenemin sağ altında ve dilimin sağ tarafındaki his kaybı sürüyor. doktorum zamanla geçeceğini söyledi ama ben dilimden umudumu kestim. geri gelmeyecek gibi hissediyorum. dilimin yarısını hissetmememe rağmen konuşmam normale döndü. ilk zamanlardaki pelteklik kalmadı.

    tüm kanserlerde olduğu gibi baş boyun kanserlerinde de erken evrede yakalamak çok önemli. benimki 1. evre olduğu için şimdilik başka bir tarafıma sıçramadan yakaladık ve yok ettik ama tekrarlar mı konusu bir muamma. ve bu muamma insanı ameliyattan daha da çok yıpratıyor.

    bütün bunları belki birilerinin başına gelir de okur diye yazdım. çünkü teşhisten sonra günlerim-gecelerim google'da bu konuda insanların deneyimlerini aramakla geçti ama nadir bir kanser türü olduğu için fazla bir şey bulamadım. belki birilerini biraz bilgilendirmiş olurum.

    edit: ameliyatımın üzerinden 1 yıl geçti ve her şey yolunda. son çektirdiğim mr da temiz görünüyor. merak edip mesajla halimi hatrımı soran arkadaşlara çok teşekkür ederim, sağolun, varolun.

    edit 2: 1.5 yıl geçti sapasağlamım, soranlara teşekkür ederim

    edit 3: efsane geri döndü.

    edit 4: iki yıl dolmadan kulak tıkanıklığı ve dudak-burun uyuşması nedeniyle çektirdiğim mr'da tümörün bu kez daha derinden ve kafa tabanına uzanarak geri geldiğini öğrendik pet çekimime göre metaztas yok ama tümör artık ameliyat edilebilir değil. cuma günü kemoterapiye başlıyoruz. doktorum kt ile küçültüp, radyoterapi ile yok ederiz dedi. ama artık bilemiyorum. hakkımızda hayırlısı.

    edit 5: 3 kür kemoterapiden (dosetaksel + sisplatin) sonra çektirdiğim mr'a göre yeni tümör %70 küçülmüş. şikayetlerim de tamamen ortadan kalkmış durumda şu an. saç dökülmesi dışında bir sıkıntı yok. (kaş, kirpikler ve diğer bilumum tüyler duruyor ama sadece saçlar gitti ilginç bir şekilde) bu dosetaksel (taxotere) denen ilacın saç dökülmesini kalıcı yapma ihtimali varmış, o biraz geriyor beni. bakalım göreceğiz. (edit: yapmadı) kt'ye iyi yanıt aldığım için 3 kür daha devam edeceğiz, doktorum "radyoterapi ile tamamen yok ederiz" diyor. mesaj ile iyi dileklerini ileten bütün yazarlara teşekkür ederim.

    edit 6: 35 seans radyoterapi ve yukarıda editin üzerine 3 kür daha kemoterapi süreci de bitti. rt süresince dosetakseli keserek sadece sisplatin ile devam ettik. ben şahsen radyoterapinin hafif geçeceğini düşünüyordum ki bu büyük bir yanılgıymış. iki hafta laylaylom diyerek gidip geldim, yeme içmede hiçbir sıkıntım yoktu. "bu muymuş lan rt" diyordum ki.... 10. seanstan sonra falan yamulmaya başladım diyebilirim. (doktor 'yaşın genç, fiziksel durumun iyi, olabilecek en etkin tedaviyi vereceğiz' demişti, sanırım doz konusunda cömert davrandılar) dilimde inanılmaz acılar. aft, pamukçuk, kanama, ne ararsan var moduna girdim. yemek yemek hayal oldu. 8 kilo kadar kaybedince doktor "kilo kaybına önlem almamız lazım" dedi ve bana mama reçete ettiler.

    glucerna + fortinel + glutamin üçlüsüne abanarak 6 kiloyu geri aldım ama hala yemek yiyemiyorum. ağzımın içi (çok afedersiniz) pamuk tarlası gibi oldu. boynum, yüzüm şişti, yanıklar oluştu, boyun diseksiyonundan sonra kalan ameliyat dikiş yerleri kabuklanmaya ve kanamaya başladı. 35 seansı zor bitirdim diyebilirim. 10 gün kadar önce rt dahil tüm tedavi bitti. şu anda bünye hala "toparlansam mı yoksa daha başıma iş gelecek mi acaba?" gibi takılıyor sanki. kararsız kalmış gibi. kulak çınlaması, dolgunluk hissi, çok olmasa da ağrı devam ediyor. bugün gittiğim son kontrolde doktor, artık rt bittiği için iyileşmenin hızlanacağını, 1 ay daha sabredip tedavi görüyormuş hareket etmem gerektiğini, 1 aya kadar majör şikayetlerimin çoğunun biteceğini söyledi. ağzım için nistatin dışında bütün ilaçlarımı da kesti. şu anda beklemedeyim. 1 ay sonra bir akciğer pa ve kan tahlili, 2. ayda boyun mr, üçüncü ayda pet-ct ile bu sancılı sürecin ne işe yaradığını (veya yaramadığını) göreceğiz. hakkımızda hayırlısı bakalım. iyi dileklerini sunan arkadaşlara çok teşekkür ederim.

    edit 7: 17 temmuz 2022 itibariyle radyoterapinin üzerinden 1 ay geçti. ağzımdaki tüm yaralar geçti. mikostatin'in son şişesi de bitince doktora whatsapp'tan yazdım alayım mı diye, "yara kalmadıysa, şikayetin de yoksa bırakalım, ağız hijyenine dikkat et, yumuşak fırça ile sıkça fırçala, bolca gargara yap, tuzlu-karbonatlı su ile de yapabilirsin" dedi. şimdilik öyle devam ediyorum. ağrı bitti, kulakta dolgunluk hissi devam ediyor. ağzımda ve dilimde yara kalmadı ama tat kaybı sürüyor. yemek yiyebiliyorum ama tadını alamıyorum. tatlı mı tuzlu mu yediğimi bile anlamıyorum diyebilirim. akciğer çekimi ve kan tahlili için doktorla son görüşmemizin üzerinden 1 ay geçmesini bekliyorum, temmuz sonu gibi yeniden değerlendirecekler bakalım. msg ile destek veren tüm arkadaşlara teşekkür ederim.

    edit 8: 11 ağustos itibariyle akciğer filmi temiz görünüyor, kanda da sorun yok. doktor ağızdaki tat kaybı için daha beklemem gerektiğini söyledi. herhangi bir ilaç vermedi. bol su içmemi ve gargaraya devam etmemi söyledi. 1 ay sonra kontrastlı boyun mr çekilecek. sanırım ak koyun - kara koyun da o zaman ortaya çıkacak. ama genel olarak durumum iyiye doğru gidiyor. rt'nin etkilerini tam olmasa da atlattım sayılır. saçlar çıkmaya başladı ama sakallar yok ilginç bir şekilde. sanırım kemoterapinin etkisinin geçmesiyle saçlar uzamaya başladı, ama sakal bölgesi hala radyoterapinin etkisinde. msg ile iyi dileklerini ileten herkese teşekkür ederim.

    edit 9: 4 ekim 2022'de radyoterapi sonrası ilk mr'ını çektirdim. tümöre dair bir şey görünmüyor. şimdilik atlattım gibi görünüyor sanırım: "sonuç: bilateral submandibuler, submental alanlardaki lap'ların dar çapları 7 mm'e varmaktadır. eski inceleme ile karşılaştırıldığında, hem sayı, hem boyut olarak lap'larda belirgin regresyon mevcuttur. daha önce izlenen orofarengeal düzeyde asimetrik kalınlaşmalar güncel incelemede seçilememiştir (regresyon). bilateral maksiller sinüs duvarlarında minimal kalınlaşmalar izlendi."

    haftaya perşembe günü çapa'ya gideceğim bakalım hoca ne diyecek. ama genel olarak kendimi iyi hissediyorum. şikayetim de kalmadı gibi. radyoterapi beni çok fena yaptı ama işe yaradı sanırım. hakkımızda hayırlısı artık. mesaj atarak güzel dileklerini sunan tüm arkadaşlara sonsuz teşekkürler.

    edit 10: doktorum da sonuçları gördü. mr cd'sine kendisi de baktı, radyoloji uzmanını çağırıp birlikte de baktılar. "sonuçlar çok iyi. tümör tamamen yok olmuş görünüyor. hala dokularında rt'nin etkisi var ama geçecek " dedi. çenemin altında sakal, kafamın arkasında saç hala yok. hepsinin zaman içinde normale döneceğini söyledi.

    bu arada kulak tıkanıklığı için de kbb gördü. "orta kulakta sıvı birikmesi var. östaki tüpü rt'den zarar görmüş muhtemelen. kulak zarına tüp takarız ama rt biteli daha 4 ay olmuş. şimdi tüp taksak kulak zarında kalıcı delik oluşma riski var çünkü dokularının iyileşmesi yavaş. biraz daha bekle, rt'nin üzerinden 9 ay - 1 yıl geçsin sonra bakalım" dedi.

    son durum bu şekilde. 3 ay sonra yine kontrole gideceğim.

    kanserin ikinci denemesini de şimdilik atlattım görünüyor. hakkımızda hayırlısı diyelim. 2. nüks olur mu onu zaman gösterecek. iyi dileklerini sunan herkese teşekkür ederim.

    son olarak; beni şifaya kavuşturan bu hocaların da burada adını vermekte bir sakınca görmüyorum. başta sona tüm tedavi sürecimi çapa'nın hocaları yürüttü. tanışma sırasına göre; 2020 yılında ameliyatımı yapan çapa kbb hocası prof. ismet aslan'a, nüks sonrası kemoterapi sürecini yöneten çapa medikal onkoloji hocalarından prof. adnan aydıner'e ve radyoterapi sürecimi yöneten radyasyon onkolojisi hocalarından prof. rasim meral'e sonsuz teşekkürlerimi sunarım,

    umarım bu entry'mi bir daha uzunca bu editlemem gerekmez. eğer bu bela (kbb kanseri) konusunda süreci birebir yaşayan biri ile konuşmak isterseniz, bir mesaj uzağınızdayım. herkese sevgiler, selamlar.

    edit: arkadaşlar kbb kanseri konusunda konusmak isterseniz msg atın dedim ama olay başka boyuta gitti. ağzında yara çıkan, dişi ağrıyan bana msg atıyor:) ağzını çekip atan bile var. sıkıldım kusura bakmayın. ağız içinizle alakalı şüpheli bir durum varsa bana msg atmak yerine bir kbb uzmanına gidin. eğer patoloji sonucunda kanser teşhisi konursa size sadece kendi deneyimlerim hakkında naçizane tavsiyeler (moral desteği, doktor tavsiyesi vs.) verebilirim. ben hekim değilim.
hesabın var mı? giriş yap