• oslo, 31. august

    reprise güzelliğini yapan joachim trier kardeşimizin yeni filmi, başrolde aynı çocuk var, uyuşturucu kliniğinden bir günlüğüne çıkan kahramanımız var, yine güzele benziyo

    http://www.youtube.com/watch?v=gz2g0f9yl5o
  • 31. uluslararası istanbul film festivali kapsamında gösterilecek olan joachim trier filmi.
  • istanbul film festivali her daim yeni şeyler keşfetmek için doğru adres olmuştur. bazen yeni kültürler keşfedilir, bazen hiç farkında olmadığımız gerçekler. bu seneki festival benim için norveç kültürünü daha yakından tanıma fırsatı oldu. filmleri izlemeden önce norveç hakkında huzur ve refah listelerinde üst sıralarda yer almalarından dolayı aklımda gelişmiş bir ülke profili vardı kuşkusuz. ama o gelişmiş ülkenin içerisindeki çarpıklıklar ve problemler hiç aklımda canlanmıyordu. ancak izlediğim filmlerden "oslo 31. august" bütünüyle problemli bir insanın yaşadıklarını konu alınca bu durum tersine döndü. çünkü yönetmen bu filmle yüksek refah içinde nasıl çarpık bir karakterler var olabilir sorusuna net bir cevap veriyor ve bu cevabın etkisiyle film bittikten sonra adeta suratınıza bir tokat yemiş gibi salonu terkediyorsunuz.

    film uyuşturucu bağımlısı anders'in yaşadıklarını anlatıyor seyircisine. yakın çevresiyle yaşadıkları ve sosyal bir insan olmasına rağmen çektiği yalnızlığın anders'e etkileri izleyiciye oyuncu anders danielsen lie'nin etkiliyici performansıyla çok iyi yansıtılmış.

    neden izleyelim diye soranlar için, anlattığı konu ve oyunculuk dahil her yönüyle izlenmeye değer bir film bence cevabını verebilirim. ayrıca cannes film festivalinde de programa girdiğini söylemekte fayda var.

    dipnot: diğer izlediğim norveç filmi "hodejegerne".
  • gelişmiş toplumdaki bireyin yalnızlığını ve yitikliğini anlatan joachim trier filmi. http://www.youtube.com/watch?v=gz2g0f9yl5o
  • anders "uygun görülmeyen" şeylere bağımlı, çünkü hayatında bağımlı olabileceği başka bişey yok, bağlanma ihtiyacını gidermeli.
    her şey yolunda giderken, bunun aslında bir yanıltmaca olduğunu görmek insanı yoldan çıkmaya ve yoldan çıkmayı savunmaya itebilir, anders bunu yapmalı.
    tek bir doğru yok, olabilir mi zaten? tepeden inme "evet artık her şey yolunda" saçmalığı da neyin nesi? aslında tedavi ya da başka bişey yok, aslında sadece ikna var. "evet her şey tamam hadi bunu kabul et ve seni kontrol etmemize izin ver" daha neler... ikna bir tedavi değil, zaten bağımlılığın tedavisine de inanmıyorum.
    her şeyin sonunda, anders'ın yürüdüğü sokakların, yüzmediği havuzun, dolandığı bahçenin anders'siz halini görüyoruz. şu dünyadan yok olup gitmemizin hiç bir anlam ifade etmediğini ama var olmamızın bir fark yaratabileceğini anlıyoruz.

    film ilk on dakikasında bir yerlerde, lykke li posteri var.

    not: bu filmin tam metnine ihtiyaç duyuyorum ama bulamıyorum. nerden bulacağımı da bilemiyorum.
  • --- spoiler ---

    şimdi bir dolu şey yazmak var ama içimden gelmiyor o yüzden özet geçeceğim. ilk filmi reprise ile altın lale alan joachim trier'in ikinci uzun metrajlı filmi. film oslo'da geçiyor * kahramanımız anders elindeki son kurşunları oraya buraya sallıyor fakat olmuyor bir türlü ve film ilerledikçe ve açıldıkça da oslo da bir yaz günü anders'in önlenemez intiharı nasıl olur gördüyoruz. kişisel kanaatim altın laleyi hak ettiği yönde ama juri büyük ödülü gibi bişiy verdiler. bunun dvdsi felan çıkmaz indirin izleyin bir yerlerden mutlaka...
    --- spoiler ---
  • 31. istanbul film festivalinin yönetmenlik açısından en dikkat edilmesi gereken filmlerinden biri. özellikle anders'in kafede oturup diğer insanları gözlemlediği sekans bir point of view, bir circle of action dersi adeta.
  • reprise nedeniyle kendisinden beklentiler yüksek olan joachim trier'den, bence beklentileri tatmin eden bir film. temposu fena halde ağır ama güzel bir yaz günü oslo manzaralarını izlerken anders'le beraber şehirde kaybolması da pek güzel hani. başroldeki anders danielsen lie'nin enfes oyunculuğu ve yavaş yavaş çöküşü ile film daha da sıradışı bir hal alıyor.

    http://www.rosencruz.com/…ust-2011-film-incelemesi/
  • neden bilmiyorum ama anders'ın kafedeki konuşmalara kulak misafiri olduğu sahneden ayrı bir etkilendim. ki başlığa yazılanlara bakıyorum ve evet yalnız değilmişim diyorum. ama ben hakikaten nedenini bilmek istiyorum. anders karşı masada oturan kızın konuşmasını dinlerken içim acıdı resmen; tutamadım biraz da ağladım. atlas'ın o sıkış tıkış koltuklarına ilk defa bu filmde lanet ettim hatta; bir rahat ağlanılmıyormuş burada be diye söylendim içimden. bitiş sahnesi de ayrı bir vurucuydu tabii ama yok ben bu filmi hep bu sahneyle hatırlayacağım.

    filmi izlemeyecek bile olsanız okumaya değer:

    --- spoiler ---

    evlenip çocuk yapmak istiyorum.
    dünyayı dolaşmak, bir ev almak...

    romantik tatillere gitmek, gün boyu
    sadece dondurma yemek istiyorum.

    başka ülkelerde yaşamak.
    ideal kiloma inip orada kalmak.

    harika bir roman yazmak.
    eski arkadaşlarla haberleşmek.

    bir ağaç dikmek istiyorum.
    nefis bir akşam yemeği hazırlamak.

    kendimi başarılı hissetmek.

    buz banyosu yapmak, yunuslarla yüzmek.
    gerçek bir doğum günü partisi vermek.

    yüz yaşına kadar yaşamak.
    ölene dek evli kalmak.

    bir şişede coşkulu bir mesaj yollayıp,
    aynı derecede ilginç bir cevap almak.

    tüm korkularımın üstesinden gelmek.
    bütün gün bulutları izleyerek yatmak.

    antikalarla dolu eski bir ev almak.
    bir maratonu sonuna dek koşmak.

    harika bir kitap okuyup, güzel
    cümleleri hayatım boyunca hatırlamak.

    hislerimi yansıtan
    harika resimler yapmak.

    bir duvarı sevdiğim resimlerle
    ve sözcüklerle kaplamak.

    sevdiğim dizilerin
    tüm sezonlarına sahip olmak.

    önemli bir konuya dikkat çekip,
    insanların beni dinlemesini sağlamak.

    paraşütle atlamak, helikopter kullanmak,
    çırılçıplak yüzmek.

    her gün aradığım türden
    iyi işi bulmak.

    romantik ve eşsiz bir evlenme
    teklifi almak. gece açık havada uyumak.

    besseggen dağına tırmanmak, bir filmde
    ya da ulusal tiyatroda rol almak.

    piyangoda milyon kazanmak.
    faydalı işler yapmak.

    ve sevilmek istiyorum.

    --- spoiler ---
  • le feu follet in kafe sahnesi.
hesabın var mı? giriş yap