• bu aralar sıklıkla kafamı kurcalayan soru. üç kıtaya hükmeden, döneminin en güçlü imparatorluğu nasıl olur da amerika kıtasından pay almaya çalışmadı? üstelik amerika'nın keşfi imparatorluğun en güçlü zamanlarına denk gelmesine rağmen osmanlı'nın neden yeni bir dünyadan uzak kalmayı tercih ettiği bir türlü anlamlandıramadığım bir şey. sözü tarihsever sözlükçülere bırakıyorum.
  • (bkz: kadırga)
    (bkz: kalyon)
  • kızıldeniz'den hindistan'a gidecek kadar sağlam bir donanması olmayan osmanlı devleti sadece amerika değil coğrafi keşiflerin tamamına seyirci kalmıştır. şu an türkiye'nin uzay çalışmalarına bakması gibi. birkaç yüzyıl sonra torunlarınızda uzay yarışları için bu cümleleri kuracak. şimdiden geçmiş olsun.
  • koca imparatorluğu yöneten devlet kademesinin toplasan 1000 küsür kişiden oluşmasından dolayı. tüm imparatorluğun doğrudan saraydan yönetildiğini ve topraklarınızın avusturya'dan fas'a uzandığını düşünün. modern bürkorasiye geçişin sağlanamaması zamanla yönetim boşlukları oluşturdu. daha fazla toprak (hele ki başka bir kıtadaki toprak parçası) yönetilemez hale gelindi.
  • çok uzak olduğu için. sonra iklim de farklı. saatler falan. jet lag yok gerçi o zamanlar ama yine de tırsıyorlardı. amerika oğlum. arada denizler okyanuslar. acayip acayip insanlar. gitsen ne olacak hem? sıfırdan bir yeri alıp inşa etmek kolay mı? bak yanıbaşında suriye, ırak. öbür tarafta batının ahlaksızlığı. soru aslında neden iskandinavya'ya gitmediler şeklinde olmalıydı hem. ırkımız güzelleşirdi. keşke...
  • 15. ve 16. yüzyıl nesnelliğinde akdeniz, ipek ve baharat yolları gibi ticaret yollarının ellerinde olması ve mısır'ın bereketli ovaları osmanlı'yı açlık gibi bin yılların belası bir tehlikeyle yüzyüze bırakmadı. ayrıca hilafet makamı sömürgecilik üzerine değil islamın teblisine yönelik fetvalar veriyordu. osmanlı sömürgeciliği ve modern anlamıyla emperyalizmin gelişmeyi sağladığını çok sonraları farketti. ancak iş işten geçmişti. avustralya, yeni zelanda, güney amerika gibi bakir topraklar ingiliz, ispanyol ve hollandalıkların elindeydi ve koloniler oluşmaya başlamıştı. ayrıca pozitif bilimin para getirdiği gerçeğini de anlayamadılar. dönemin kraliyetlere bağlı kaşif gemilerinde bilim insanları bulunuyordu ve bu pozitif bilimciler bizzat kraliyet adına görevlendirilmişlerdi. aksi durumda donanımlı gemilerin yapılması zor bir icraat değildi. mesele islamı ideolojinin sebep olduğu akıl tutulmasıdır.
  • üç kıta yetmiş demek dördüncüye gerek duymamışlar.
    şaka maka bir yana adamların gemileri hint okyanusuna bile dayanamıyor, portekizliler sudan topluyor bizimkileri. o gemilerle atlantik'i aşıp nasıl gitsinler taa amerikalara.
  • nedenini bilmem ama amerika kıtasının verilmiş sadakası varmış. osmanlı oraya gitmiş olsaydı tüm kıta hala götü toparlamaya çalışıyor olurdu. osmanlı'nın elinin değdiği her yer gibi.
  • ihtiyaci olmadigi icin, bu kadar net. giden ispanyol ve portekizli de keyfinden gitmedi. ihtiyaci oldugu icin gitti. ama osmanli karsi tarafta boyle zengin ve bereketli bir dunya oldugunu bilseydi muhakkak giderdi. hep dusunmusumdur, kizilderililerle, azteklerle ilk karsilasan biz olsaydik nasil olurdu diye. bir dizi senaryosu bile olabilir.
hesabın var mı? giriş yap