• çalma çirpma mevzusunda ayri bir baslik konusudur bu. güzel argomuza kelebekten girmek gibi yüzlerce ince lakirdiyi kazandirmis, gone in 60 seconds gibi filmlere konu olmus, güvenlik ekipmanlari sektörüne devasa paralar kazandirmis, sabah park yerinde otomobiliniz yerine yeller estigini farkettirmis öyle ilginç bir meslektir, uzmanliktir..
  • ortaokuldayken başımdan geçen olay.

    her ortaokul çocuğu gibi yaş 14-15. yaz tatili ve her yaz tatilinde olduğu gibi ben babama dükkanında yardım ediyorum. saat 5 civarı dükkandan çıkıp eve doğru giderken (evle dükkan arası yürüyerek 15 dk.) yolda bu arkadaşımı -fatih- görürüm. ve yine "hadi gel babamın arabasıyla gezelim biraz" der. normalde hiç yanaşmayan ben bu sefer şeytan dürtmesiyle teklifi kabul ederim.(fatih yazın bir tamircide çalışmakta ve tahmin edileceği gibi üstü başı yağ içinde)

    her zaman ki gibi anahtar fatih in babasında olduğu için kapı levyeyle açılır, araba düz kontakla çalıştırılır. artık herşey hazırdır ve yola çıkılır. bir 20-25 dakika arabayla gezilir kızlara hava atılır (hay allah belamı versin. mantığa bak. kafa anca ona çalışıyor) tam son tur sırasında evden 5-10 dakika uzaklıkta polisler çevirir ve eğlence başlar.

    lütfen gözünüzde canlandırmaya çalışın. eski bir araba, şöförü 14-15 yaşlarında, üstü başı pislik yağ içinde, kapı levyeyle açılmış, levye yanıbaşımızda ve araca düz kontak yapılmış. herhangi bir polis dinler mi çalmadık babamın arabası desen. takiben nezarethaneye gidilir/götürülür. ailelere telefon açılır(saat 19 sularında) ve gelmeleri beklenir. tabi yakın arkadaşımız yusuf*'u anmanın gereği yok. hep yanıbaşımızda.

    tam 7 saat nezarette beklenir. bu süre içinde acaba 2,5 luk pet şişe denemesinin mi yoksa pipiden tavana asılmasının mı seçileceği düşünülür. nihayet gece saat 4 gibi fatih in babası gelir. (bize ders olsun diye geç gelir)elinde tabii ki karakol için getirdiği kumayalarla. biz salıveriliriz ve 7 saattir nezarette kalmamız yetmezmiş gibi bi de dayak yeriz babalardan. bu büyük bir ders olur ve bir daha da o arabanın yanına yaklaşılmaz.

    bunca sene sonra düşünüyorum da o olayın yaşanması muhtemelen benim için büyük bir şans. çünkü artık aklımı başıma toplamışımdır ve daha o yaşta geleceğin muhasebesini yapmaya başlamışımdır. ne de olsa insanın mahpusta düşünmek için çok zamanı oluyor. sonuç olarak bir daha herhangi bir suç işlenmez ve -bence- bu ülkeye iyi bir birey olunur.

    fatih mi? en son 18 yaşındayken görmüştüm ve evleniyordu.

    edit : araba eski model bir opel kadett idi.
  • bitmiş olan suç kategorisidir. mazideki yerini aldı, tıpkı işten dönünce elinde çanta gibi taşıdığı araba teyibiyle eve gelen baba gibi. araba alarmları da öyle. bitmiştir bunlar.
  • son zamanlarda adindan pek de söz ettirmeyen suc kategorisi.

    artik adamlar calma geregi duymuyor ki üstadim. ithalatini, ihracatini, yeri geliyor imalatini yapiyorlar...
    hirsizligin da bir edebi adabi vardi o bile kalmadi.

    dedemin söylemini duyar gibiyim:
    "hey gidi, nerde o eski hirsizlar...
    bizim zamanimizda camdan bir bakardik, o da ne araba yok.
    disariya kosana kadar adamlar bizim arabanin yerine baska arabayi koyuverirlerdi.
    e hadi bu arabaya da alistik derken bir sabah bir bakardik ki o araba da gitmis yerine eski arabamiz geri gelmis.
    gelmis gelmesine ama koltuklar deriyle kaplanmis, alttan neon isiklar takilmis, jantlarda firfirlar, kaportada stickerlar... arabamiz modifiye olarak geri gelirdi.
    sonra bir sabah yine giderdi.
    böyleydi bizim zamanimizda evlat... buralari hep dutluktu..."
  • akape zihniyeti yüzünden yerini otomobil kundaklamaya bırakmıştır. yakılan otomobilden ne çalacak adam? çok şükür ki sokaklar hayati tehlike içeren olaylara sahne olur hale geldi. gam dolsun.
hesabın var mı? giriş yap