*

  • gercekten ozel bir ilkokul. sadece finansal statu olarak degil, insan kalitesiyle de ozel bir okuldu. siniflar vardi, ama subeler yoktu. "besinci siniflar" diyince tas catlasa 25-30 kisiden bahsediyor olurdunuz.

    eski binasi goztepe'de bulunurdu. dort katli bir binaydi. en alt katta yemekhanesi, ozel jimnastik salonu (ucuncu katta alelade bir odaydi bu, hatirlarim), ikinci katta yuvasi ve her zaman kilitli olan, kimsenin cikamadigi ancak herkesin olesiye merak ettigi, "bir gun oraya cikip oranin sirrini ogrenecem" geyikleri yapan ilkokul cocuklarinin ortak meraki olan cati kati...

    cok da guzel bir bahcesi vardi buranin.. on tarafi sokaga bakar, ancak onunden hic satici gecmezdi. aygaz haric. goztepenin gobeginde olacak bir de... futbol maclari oynanir, bir ust siniflara karsi oynaniyorsa mutlaka bizden daha yasli olduklari icin hile yaparlardi...

    "arka bahce" vardi bir de, kucuk igrenc bir arka bahce. su deposunun yanindaki oglak boynuzlarini her sezinli hatirlamalidir.

    hele hele okulun binasinin arkasindaki arazi... cok buyuktu, cok sik agaclari vardi, ancak cok bakimsiz dev bir bahceydi bu, ortasinda ise ahsap bir bina bulunurdu. evin yaninda mutlaka iki veya daha fazla mercedes bulunurdu. hep "mit ajanlari bu evde kaliyor!" geyikleri yapmak icin birebir bir ortam olusturmustur.

    yuvadayken onunde kanguru cebi gibi bir cebi olan kirmizi-beyaz ufak kareleri olan onlukler vardi. ilkokul 1'e terfi edildiginde ise artik siyah-beyaz ufak karelerden olusan ilginc bir deseni olan, yine kanguru formasyonu, arkadan baglamali garip onlukler giydirirlerdi. pazartesi ve cuma gunleri ozel kiyafet giymek sartti, mutlaka gri okul uniformasi giyilmeliydi.

    en azindan seneler once, anlatildigi gibiydi. ancak, bitti. simdilerde goztepedeki guzide bina satilmis, yerine apayri bir yerde, apayri bir bina alinmis, subeler konmus, yuva genisletilmis, hatta 8 senelik kesintisiz egitim ile ortaokul bile yapilmistir. eski ozel sezin ilkokulu binasinin yerinde ise insaat vincleri gezinmektedir.
  • artik insaat vincleri yerine bir apartman yukselmektedir.

    mudurumuz hep bayandi, muduraanim (mudurahanim, mudur hanim, her neyse, biz muduraanim derdik). cogu insan ondan korkardi, ama genelde iyi niyetliydi.

    beden hocasi bir cadiydi, ama cok tatli insandi. herkes onu cok severdi. bazen o da cocugunu getirirdi, butun kizlar "ay ne sekeer" diye basina ususurlerdi.

    etek acmaca'dan cok, esofman indirmece, yani pantolon indirmece oynanirdi. kizlar da az azgin degillerdi, en cok onlar katilirlardi buna. ozellikle beden egitimi olan gunlerde bu cok yapilirdi.

    super mantisi ve limonatasi vardi. manti da bildigimiz mantidan cok, kiymali makarna cinsindendi, ancak guzeldi yine de. bir de pizza adi altinda abuk birsey yedirirlerdi, o garipti bak, hala cozemedim ne oldugunu.

    havuc kizartmasi da lezizdi tabii, eklemek gerek. bir de sekerpare filan verirlerse tatli olarak, daha da bir cosardi herkes.

    ancak bir kabak tatlisi derdi vardi, seneler boyunca surdu. en sonunda veliler olaya el attilar da bu yemegi kaldirdilar diye hatirlarim. istisnasiz, yemegi yiyen herkes lavaboya ususur, bu ususen kimselerin %70'i kusardi. bu yemegi seven tek bir insan vardi, o da linc edilirdi.

    bir de can evrensel diye garip bir oglan vardi, 3. veya 4. siniftayken aramiza katilmisti. zaten 20-30 kisilik olan siniflar, bir koy ortami misali, birbirine coktan isinmis oldugundan, yeni gelenlere iyi bakmazlardi. sinifin en uzun boylusu olarak (ahem..) bu cocugu korurdum, ancak herkes doverdi. zaten cocukta sackiran sorunu cikti diye daha da bir itildi. aslinda zeki bir cocuktu bana kalirsa, ama garip oldugu icin dislanmisti. umarim istedigi gibi bir astronot olmustur.
  • 4 senemi gecirdigim okul. suheyla ogretmen, hademelerden salih ve hasan abi bi de yemekhanedeki satı hatirlayabildigim gorevlilerden bazilaridirlar. ha bir de hic unutmam, bizim mudire hanim hava guzel oldugunda on bahcede soyletirdi istiklal mar$ini, o esnada sokaktan gecen ki$iler mar$ bitene kadar hazirol pozisyonunda beklemezlerse cok fena azarlardi sevgili mudiremiz bu insanlari.
  • yemekhanedeki kasik ve catallari bukmekten dolayi ilk disiplin tecrubemi* yasadigim okul.
  • göztepe'deki binanın ön bahçesinde bir tırmanma demiri bulunurdu. bu demirde baş aşağı sallanmak, ayakları yukarı takıp elsiz tırmanmak, yukarı tırmanınca demirin üstüne popoyu aşağı sallandırarak uzanmak gibi bizim keşfimiz akrobatik hareketler yapardık. eskaza okulu ziyarete gelmiş konuk okul öğrencilerine bu hareketlerle çılgın gibi hava atardık. bunun dışında okulun servis şöförleri de kendi şahıslarına münhasır tiplerdi. bizim şöförümüz erol amca'ydı. alman yapımı 6 silindirli bir ford transiti vardı. cadde tarafında oturan öğrencileri taşımak için yine bir ford transit kullanılırdı. ama bu beyaz renkli model daha büyük ve arka aksında çift lastiğe sahipti. o yüzden o servise binenler bize hava atarlardı. ama erol amca'nın minibüsü daha hızlıydı. sanırım bir şeyleri ile oynamıştı. okulun bahçesinde mendil kapmaca ve koşu yarışı oynardık. ben okulun en hızlılarından biriydim. ama bizim sınıfta tunç diye bir çocuk vardı, bir kere bile geçmek nasip olmadı. bunu okuyorsan sayın tunç efendi, selam ederim; hazır ve nazırım, bekliyorum efendim, bir yarış daha yapalım. neyse... öğretmenimizin adı gül öğretmendi. birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar hep bizi okutmuştu. biz mezun olduğumuzda başka öğrenciler ile çalışmak istemeyerek o da emekli olmuştu. daha sonra öldüğü öğrendim, çok üzüldüm. müzik öğretmenimiz de artık hayatta olmayanlardan. akordeon ve piyano çalardı. bizim sınıftaki sami ile bana ders verirdi. hatta bir kaç kere okulda piyano çaldırtmıştı bana. özel sezin ilkokulu, mutlu çocukluğumun mutlu bir anısı, ilk sosyalleşme denememdi. okulun yıkıldığını gördüğümde çocuklarıma ilkokulumu bile gösteremeyeceğim demiştim. artık tuhaf bir hüzünle aklıma geliyor sezin ilkokulu...
  • anaokulu ve yeni açılan lisesiyle birlikte uzun zamandır çekmeköy'de bulunan okuldur.
hesabın var mı? giriş yap