pıynar

• akdeniz bitki örtüsünün en önemli veya sık rastlanacak bileşeni. maki denir ya, aslında bildiğin çalıdır, ve köylü rahatça odununa, ağacına pıynar der, tarif etmesini istediğinizde ise toparlanır pırnal diye güya türkçe'leştirirler. pıynar palamudu önemli bir görsel öğesi, tohumu sayılır. ama üremek gelişmek için tohumuna pek de gerek duymaz, işgalci yapıda kökten, dipten yukarıya yakın yakın yeni dallar ve çalılar çıkartarak dağı, yamacı örter. kendisini yemeye ve kelleştirmeye gelecek keçileri beklerler. keçiler becerikli ön bacaklarıyla çalıların dikenlerine rağmen en tepelerine doğru arka ayak desteğinde tırmanırcasına yükselirler, böylece yukarıdaki püskülleri afiyetle atıştırırlar. o püskülleri yemeleriyle işte pıynar, çalı, ağaçlaşacak fırsatı bulamaz, köse kalır, keçi ayakları altında kalır. yoksa ardıç adayı olmasalar da rahat bırakıldığında pıynarlar ciddi, kalın ağaçlar olabilecek istidattadır.
  
  not: pıynar odununun külletmesi ile ço güzel çamaşır yıkanır, saçları da ışıl ışıl parlatır.
  not 2: pıynar odunu dayak atmak için seçimliktir, çok acıtır. onun seçeneği ise jop gibi esnek bir dayanıklılığı olan hayıt odunuymuş. pıynarın meyvesine, tohumuna da pelit denir.
  
  (ilk giri tarihi: 11.6.2014)
  
  (bkz: çırkmak)
  (bkz: loput), zoput, odun/@ibisile
  (bkz: komşu komşunun külüne muhtaçtır/@ibisile)
  (bkz: ahlat/@ibisile)
  (bkz: işaretler/@ibisile)
  (bkz: saçlar/@ibisile)
  (bkz: samra/@ibisile)
• "lafın arasına pıynarlı eşşek sokmak" deyimi içinde de kullanilan ağacımsı bitki çeşidi. dikenlidir. ayrıca yanarken çıkardığı ses ve görüntü insanı kendinden geçirir.
• trakyada(kuzey ege) pırnal denmektedir .