• yönetmenliğini ertem göreç'in yaptığı başrollerinde zeynep değirmencioğlu, belgin doruk, salih güney, ömercik yedi cüceler; aydın babaoğlu, nuri turgut, mehmet aşık, tamer yıldız, ali akbaş bayar, harun atalay ve ayhan babaoğlu'nun oynadığı bir türk filmi.1970 yılında çekilmiştir.
  • pamuk prenses'in 1970 yapımı yeşilçam versiyonu. başrolünde zeynep değirmencioğlu oynuyor. yakışıklı prens rolünde salih güney var. pamuk prensesin güzeller güzeli annesini belgin doruk canlandırmış (ki bu onun sinemadaki son rolü zaten). filmde oynayacak cüceleri bulmak için gazetelerde ilanlar verilmiş ve türkiyenin dört bir yanından cüceler akın etmiş. filmde rol alan cücelerin giydiği kıyafetleri belgin doruk bizzat dikmiştir hatta. filmin bir diğer ilginç tarafı da, tavşan dişli, kızıl saçlı ayşecik'in film için saçlarını siyaha boyatıp, dişlerini porselen yaptırmasıdır (ki bu da belgin doruk'un fikridir).

    http://www.sinematurk.com/…muk-prenses-ve-7-cuceler
  • kız kardeşlerimi toplayıp 1972'de bu filme götürmüştüm. izmir'de bir açık hava sinemasına gittik, ışıklar söndü film başladı. bir de ne göreyim, film siyah beyaz.

    oysa afişlerinde renkli yazıldığını görmüştüm, hatta sözcüğün her harfi ayrı bir renk ile yazılıydı.

    tabii ki sinir oldum ve kendimi aldatılmış hissettim. ara olunca herkes gazoz almaya seğirtti, ben ise iyi bir genç vatandaş olarak derhal arka taraftaki makine dairesine koştum ve şikayetimi ilettim ama önceden de şöyle bir göz attım duvardaki afişe yeniden ve gördüm ki durum benim dediğim gibi.

    sorumlu kişi gayet kendinden emin biçimde merdivenlerden indi ve benim dediklerimi reddetti. afişte bu filmin renkli olduğunun yazılmadığını söyledi. ben ise yarı zafer sarhoşluğunda "buyrun isterseniz bakalım" dedim. buyurduk... ilginç olan iki tarafın da kendinden çook emin olmasıydı. az önceki afişin yanına yaklaştık ve baktık.

    sonuç ne mi oldu?

    tabii ki ben kaybettim:

    çünkü ben hafif kendini beğenmiş biçimde afişi gösterip "bak işte, koskocaman renkli yazıyor" dedim. adam gayet sakince "hayır, öyle yazmıyor" dedi.

    -nasıl olur? diye sesimi yükselttim. ikimiz birden afişe neredeyse burnumuzu soktuk. adam şöyle dedi:

    - bakın siz afişi dikkatli okumamışsınız, burada "renkli değildir" yazıyor.

    evet...

    gerçekten de öyleydi. kocaman ve ayrı renkteki harflerle yazılmış "renkli" yazısının hemen altında küçük olarak yazılan "değildir" sözlerini algıladım birden ve yıkıldım.

    süklüm püklüm kardeşlerimin yanına döndüm, eveleyip geveledim.

    yıllar geçti ama bu kandırılmanın etkisini hala üstümden atamamışım. meğer millet ne uyanıkmış o zaman ve ben ne kadar naifmişim.

    ben hala acısı içimdeki bu olayı yazmakla meşgulken; yıllar önceki o uyanıkların çocukları da şimdi bankalar için kredi kartı sözleşmeleri yazıyor; sigorta şirketleri için istisna maddeleri kaleme alıyorlar ve televizyon reklamlarının kimisinin altından yıldırım hızıyla geçen karınca dualarını millete yutturmakla meşguller.
  • (bkz: #15627406)
  • pamuk prenses ve 7 cüceler'in yeni bir amerikan versiyonu vizyona girmek üzere... tam bu noktada açıkhava sinemaları döneminden bir öykümü yeniden anımsadım. sözlüğe önceden yazmıştım... şimdi de köşe yazılarımın arasına girdi...

    "ben hala acısı içimdeki bu olayı yazmakla meşgulken; yıllar önceki o uyanıkların çocukları da şimdi bankalar için kredi kartı sözleşmeleri yazıyor; sigorta şirketleri için istisna maddeleri kaleme alıyorlar ve televizyon reklamlarının kimisinin altından yıldırım hızıyla geçen karınca dualarını millete yutturmakla meşguller."
  • güncel dünyada pamuk prenses ve 7 kişilikli rahatsız cüce olarak güncellenebilecek hikaye.
  • 1970 yapımı bu film, 1940 walt disney yapımı snow white and the seven dwarves filminden uyarlamadır.

    zeynep değirmencioğlu sanki pamuk prensesi oynamak için bu dünyaya gelmiş.
    o ne güzelliktir, disney'in snow white karakterine de birebir benzer, ve ben bu yaşıma geldim, pamuk prenses dendiğinde zihnimde hâlâ zeynep değirmencioğlu canlanır.

    beyaz atlı prens rolünde salih güney, film boyunca dişe dokunur hiç bir şey yapmamıştır, zindanda pamuk prensesin dadısının (ve merhametli celladın) öldürülmelerine de seyirci kalmıştır. babadan oğula geçmesi hasebiyle hiç emeksiz elde ettiği prensliği gibi, bir öpücük ile pamuk prensesi de kazanmıştır. adaletin bu mu dünya dedirtmiştir.

    cadı kraliçe rolünde suna selen harika oynamış. kurduğu her kumpas sonrasındaki bakışları/kahkahaları ve hedefe ulaşmak için her şey mübahtır anlayışındaki karakteri ile kendine hayran bırakmıştır.

    bir de, pamuk prensesi ormandan alıp, yedi cücelerin evine götüren keçi (filmde bir geyik rolünde) çok iyi oyunculuk sergilemiş. yol gösterici olarak bu keçinin hep önden gitmesi, dereyi aşmak için köprüden geçip, sonrasında yedi cücelerin evinin kapısını çalması ile gönüllerde taht kurmuştur. yaptığı bunca kılavuzluk yetmezmiş gibi, evin içindeki üst kata çıkan merdivenden de önce kendisi yukarı çıkarak, adeta pamuk prensesin fedaisi (veya bodyguard'ı) olmuş, eğer prensesin yiyeceği elmayı da (zehir olup olmadığını kontrol etmek babında) tatsaydı, sinema tarihinin en büyük fedaisi / bodyguard'ı / yoldaşı olacak imiş.

    yedi cücelerin sarkıt ve dikitlerden müteşekkil doğal bir mağarada madencilik yapmaları, hangi madeni çıkardıkları, madeni nasıl işledikleri, kime sattıkları gibi senaryoya/filme müspet bir katkısı olmayacak gereksiz bilgiler filmde işlenmemiş, bu kısım seyircinin hayal gücüne bırakılmıştır.

    neşeli cüce için de pek şirin yüzlü bir yüz bulunmuş. keza öfkeli de öyle.

    velhasıl filmin cast ajansı prensesten cücelere, keçiden cadıya, filmdeki karakterler için en uygun profildeki oyuncuları bulmuşlar. kendilerini tebrik ediyoruz, muhtemeldir eğer bu dünyadan göçtüler ise de, allah'tan rahmet diliyoruz.

    allah ve rahmet deyince aklıma geldi. allah'ın "biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik" dediği hz. muhammed'in hayatını anlatan çağrı filminde hz. hamza'yı seslendiren agah hün, bu filmde
    bilgin cüceyi seslendirmiş ve üst düzey bir performans sergilemiştir. hem çağrı filminde, hem de bu filmde, hançer ile kalp çıkarma siparişi veren bir cadı olması, sihir ve doğaüstü güçler bulunması, seslendirenlerin bile aynı olması, şüphesiz ki inananlar için ibret vericidir. habibim de ki, kalp gözü kapalı olanlar, bu iki filmdeki benzerliklerin arkasında yatan ibretlik gerçekleri anlamazlar. andolsun onlara cehennemde ne acı azaplar vardır.
  • bu film yeşilçam tarihinin en iyi 10 prodüksiyonu içine çok rahat girer.
  • bu film kesinlikle yeşilçam'da en iyi yabancı adaptasyonlardan biridir. şaka değil gerçekten.
hesabın var mı? giriş yap