paragat

• bir tür balık avlama yöntemi. misinanın ucuna belirli köstek aralıkları bırakarak olta iğneleri bağlanır, hasır bir kefenin içerisinde toplanır. 50 iğneli olanı vardır 100 iğneli olanı vardır bunların. sonra denize bir uçtan diğer aksi uca hareket ederek uzun misina açılarak bırakılır. sabaha karşı da toplanır. ha olur da bir yunus sürüsü bulunduğunuz denizde ufak bir gezintiye çıkmışsa o zaman paragatınıza elveda diyebilirsiniz. çünkü gövdesi iri yunuslar paragatınızı istemeden de olsa koparıverir.
• sözlükte troller gibi dibi süpürerek değil yemleme usulu ile belirli bir gruptan yazar tespit etme çabasındaki teşebbüslere isminin verilmesini istediğim balık avlama metodu.
• (bkz: parakete)
• o kadar çok iğneye yem takmak usandırıyor insanı. akşam bırak sabah topla bir zevki yok.
• sanırım 10 iğneye kadar amatör balıkçılara paragat atma izni var. elbette kimsenin bu kurala uyduğunu düşünmüyorum. teknik için longline fishing olayının primitif hali diyebiliriz. yemi sepetin ağzına teker teker takarsın, gece açıklarda bırakarak sabaha karşı geri çekersin. artık allah ne verdiyse toplarsın.
  
  iğneleri çok zahmetli bir süreç neticesinde sepetin ağzına takarsın. bu da adamı usandırır. eski bir hikayeye göre bu tekniği, kocası sürekli pavyona giden bir rum kadın bulmuş. gece boyu iğneye yem takan adam pavyona gitmeye vakit bulamazmış.
• bir memleketin sularına, denizlerine, başlıklarına, meralarına, canlılarına o kadar zararlıdır ki... trol kadar kötüdür. yapmayın, yaptırmayın... olta balıkçılığı yapın bunun yerine.
• mercan gibi yüksek kaliteli balıkları avlamak için kullanılır.