*

  • kemigin tek bir yerde ikiye ayrılma biciminden sıyrılıp kucuk kucuk ya da bolge bolge birkac parca halinde kırılması durumudur. burda hayret edilecek $ey bu kırıga neden olan darbedir. yuzdeki elmacık veya burun kemiklerinde bu tur kırıklar gorulebiliyordu sanırım; elde tarak kısmında bizzat ya$adık - darbeyi vurana hayret edemedim zira tanıyoruz kendisini*
  • doktorun ve yardımcısının, kırığın bulunduğu bölgeye abanıp, çekip, iterek yerleştirme aşamasının imkansız hale geldiği kırıktır. plak ,vida, conta ve ingiliz anahtarı gibi araç gereçlerin kullanılması farz olmuş, ameliyatın kaçınılmaz olduğu kırık türüdür.

    hali hazırda cumartesi günü üst kol kemiğini dağıtan pek sevgili arkadaşımın ızdırapları ve haykırışlarının, bu kırığı aslında sözle ifade etmenin çok beyhude olduğunu anlamış bulunmaktayım. kolunu, bacağını veya herhangi bir kemikli bölgesini kırmayı planlayan kişi yada kişilere mümkünse tek parçalı ve temiz bir kırık temenni ederim.
  • istatistik veremem tabii ama bu tip kırığa sahip sağlıklı iyileşmiş insan göremedim. en iyisi yağmurda ağrıyor diyor, en kötüsü kalıcı fonksiyon kaybı yaşıyor.

    trafik kazası vb. öngörülemez tabii ama fizik kurallarını zevk uğruna zorlayanlar, yapmayın.
  • 2008 yılında abimin geçirdiği bir motor kazası sonucu ayak bileğinde 5 cmlik bir alanda parçalı kırık olduğunu öğrendik. ilk gidilen hastanenin acilinde ayağı dize kadar alçıya almışlar, kırığı ve alçıyı gören doktor "bu kırık alçıya mı alınır?" diye hemen alçının açtırılmasını ve abimin de bir üniversite hastanesine naklini sağlamış.

    üniversite hastanesindeki doktorlar ilk başta ameliyata kadar verdiler, ancak çok uzun süren bir süreçte iki defa (birinde yanlış parça gelmişti, diğerinde de dondurma ameliyatı yapacağız diye tutturdular bizimkiler razı olmadı) ameliyat olamadı. üniversitenin ve profesörlerinin tavrı bu süreçte çok sinir bozucu olsa da onların ameliyat edememesi ve sonradan önerilen ameliyata bizim razı olmamamız ayağa biraz toparlanma şansı vermiş olmalı ki sonrasında çekilen filmlerde bulduğumuz yeni doktorumuz dondurma işlemine falan gerek olmadığını ancak ayağın diğer ayaktan biraz daha kısa kalacağını, bunu da ilizarov adı verilen bir sistem kullanarak bir miktar uzatabileceklerini söyledi.

    ilizarov bilekten dize kadar gelen kemiklerin içinde ince demir parçalarının geçtiği bir sistem. ancak ilizarov sonrası da demirin bacağı deldiği noktalarda yara iltihaplanmaları görmek mümkün ve hastanede ilizarov sonrası bacağın yara kangreni olması sebebiyle bacağı kesilmek zorunda kalmış pek çok hasta gördük. o nedenle bu iltihaplanmaların ve yaraların önüne geçmek için eve çıktıktan sonra da ilk başlarda her gün alkol ve batikonla pansumanını yapıyorduk.

    sonrasında ilizarov çıkarıldıktan sonra bacak boyu diğer bacakla yine tam anlamıyla eşitlenmedi ve ayak iyi kötü eski hareketliliğini kazansa da parçalı kırığın olduğu yer kışın özellikle hala ağrıya sebep veriyor.

    tanım: tedavi sürecinde çok dikkatli olunması gereken zor bir kırık çeşidi.
  • çok beter bir şeymiş. gaziantep ve adana’da iyi bir doktor bilen varsa yeşillendirsin lütfen.
  • 4 yaşında kolumun üstüne düşmem sonucu yaşadım bunu. sol kolum dirsekten kırılmış, komple yumiyum gibi olmuştu, istemsiz sallanıyordu kafasına göre. annem koştu geldi, doktordan korktuğum için başlarda "koluma birşey oldu ama acımıyo" dedim durdum. hakikaten başlarda ağrı yok sadece bir gariplik olduğunu anlıyorsun, sonra da zaten ebesi sikiliyor kazazedenin.

    üstelik iğneada'da idim. teyzemlerin bulgaristandan kalma yadigar lada arabası ile kırklareli yaptık 100 km, yeterli teçhizat yok, (sene 1997) ameliyatlık bu dediler. edirne tıp fakültesine sevk edildim, bir 60 km'de öyle gittim. yolda çektiğim acıyı hatırlamıyorum, fakat annem babam hep ağladın dedi. muhtemelen altıma da işemişimdir de bana söylemediler sağ olsunlar (ama sıçmadım, o kesin).

    sonuç olarak 10 gün yattım hastanede, ameliyat gittiğim gibi oldum, platin tel takıldı, epey ağrısı da oldu o süre boyunca. 12 tane koca dikiş izi hala dirseğimde duruyor. tavsiyem kolunuzu kırın ama böyle kırmayın.

    yukarıdaki entry'i okuduktan sonra doktoruma ne kadar teşekkür etsem az demek istiyorum, nispeten zor bir kırık çeşidi çünkü. kim olduğunu da hatırlamıyorum ama ameliyathaneye giderken asansörle çıktığımızda uzaya gidiyoruz demesi, ameliyat sonrasında eskisinden daha sağlam oldu deyip güldürmesi falan hala aklımda. hakikaten de bir daha ne ağrı sızı ne de bir hareket yoksunluğu yaşamadım.
  • 2014 yılında geçirdiğim trafik kazasında kafatasımın sol ön üst bölümünde oluşan kırık türü... parçalı olduğu için 8cm uzunluğunda (genişliği hatırlayamıyorum) bir kemik eksikliği var. bu bölgeye sert darbe almamam gerekiyor. sağlık sıkıntısı veya estetik kaygısı durumunda yeni bir ameliyat olup plaka ile bu alanın kapanabileceği söylenmişti. zaman zaman yaşadığım baş dönmeleri ve ağrıları dışında bir sağlık problemi yaşamadım, ameliyat sonrası oluşan çökükte zamanla daha düzleşti hala var olan küçük bir kısım ise hem çok belli olmuyor hemde saç altında kaldı. salgın sürecinde bu alanın boşluk olması ekstra bir risk oluşturur mu? bunu merak ediyorum....
  • sol ayak bileğimi bu şekilde kırdım.
    çıkıklı olması da cabasıydı.
    devlet hastanesinde üç dört traksiyon denemesiyle yerine oturtuldu. buradaki her denemenin acısını tarif edemem. allah kimseye göstermesin.
    ilk denemeleri yapıp da anamı ağlatan pratisyen hekimlere burdan selam ederim. çok kulağınızı çınlattım.
    lakin traksiyonu başaran uzman doktoru unutmuyorum. allah ondan razı olsun. bunu özellikle deneyimli birilerinin yapması gerektiğini düşünüyorum.

    neyse.

    daha sonra ameliyat dediler.

    hemen olmam gereken ameliyatı covid testi sonucu gelmeden yapmadıkları için ameliyatı kazadan iki gün sonra oldum.

    ameliyatı, spinal anestezi ile yaklaşık 6 saat sürdü.
    varın siz düşünün işte kaç parçalı kırık olduğunu.

    bugün itibariyle ikinci hafta geçti kazadan itibaren.
    içeride üç adet değişik boylarda ve şekillerde platin var. iki tane de (birinin ucu dışarıdan görünen) iğne benzeri şey de taktılar. bunlar sonradan çıkacakmış. ucu içerde olanı çıkarmak için lokal anestezi ile küçük bir ameliyat daha yapacaklar.
    dışarıdan zımba benzeri 44 dikiş, içeride platinleri fikslemek için kullandıkları 15 vida da cabası.
    doktorum elinden geldiğini yaptığını söyledi.
    üçüncü hafta sonunda alçım çıkacak ama yürümem üç ayı bulur dediler.
    ilk bir hafta psikolojim inanılmaz bozulsa da ağrılar azaldıkça ve şişler indikçe şimdi biraz daha iyiyim.
    ayağımı sürekli yatar pozisyonda altından yastıkla destekliyorum ki kan dolaşımı daha rahat olsun. kan sulandırıcı da alıyorum yine aynı amaç için.

    şimdilik durum bu.

    gelişmeleri güncelleyeceğim.

    güncelleme 1: evet ikinci hafta sonunda alçım çıktı. ayak bileğimi oynatmak için bir egzersiz verdi doktor.
    dikişlerimi de ameliyattan itibaren üçüncü haftanın sonunda alacaklarını söyledi. durumu iyimiş. bir seneye topallamadan yürüyebilecekmişim.içerideki platin sayısı üçün üzerindeymiş. 3 yıl sonra istersen aynı ameliyattan yapıp çıkartabiliriz ama tavsiye etmiyoruz dedi.
    ucu dışarıdan görünen iğne benzeri şeyler dokuları tutmak içinmiş. üç ay sonra onları da çıkartıcaz dedi.
    bir de birşeyi daha çıkartacaklarmış ama onu tam anlamadım.
    ha bir de buz tedavisi yapacakmışım ameliyatlı bölgeye.

    bir de ayak bileğini sabitlemek ve dışarı çıkarken kullanmak için açı ayarlı ve havalı walkerı henüz önermedi (bunu kullanabilir miyim diye ben sordum. dışarı çıkıp hava alabilmek için. zira sürekli evde durmak biraz sıkıcı :)

    güncelleme 2: alçı dikiş herşey çıktı. akabinde bir enfeksiyon tedavisi gerekti. bu gerçekten zordu. bir ameliyat daha ve yaklaşık 10 günlük hastanede kalış. tarif edilmez bir acıyla hastaneye gidiş akabinde olan şeyler bunlar. şu anda enfeksiyon geçti. .

    güncelleme 3: ameliyat ile içerideki teller ve bir vida alındı. işler iyiye gidiyor gibi.

    güncelleme 4: dorsifleksiyon hareketi kısıtlılığı mevcut. bir miktar da his kaybı var. fizik tedaviye gidiyorum ve dorsi için hareketler yapıyorum.
    günlük normale dönebileceğim ve bir miktar kısıt kalabileceği söyleniyor.
    hissizlik için ise zamanla geçeceği söyleniyor. umarım dedikleri gibi olur.

    güncelleme 5: kırık bilekte (tibia alt uç olan) olduğu için hareket kısıtlılığı kalıcı da olabiliyormuş. lakin aradan 7 ay geçmesine rağmen halen egzersiz yaparak ve zorlayarak merdiven inme pozisyonunu yapabilir hale geldi ayağım. ama oldu gibi. bildiğiniz inatlaştım.
    yılmamak lazım. morali bozmamak lazım. ben bozdum siz bozmayın. her gün kabuslar gördüm. acaba sakat mı kalıcam diye ama
    o ayak eski dorsiyi yapacak diye inanmak lazım ve inanın benim durumumdaki bir kırıkta bile eski haline yakın bir duruma geldiyse gerçekten olabilir.
    bazen gerçekten inancımı yitirdim.
    eskisi gibi olmayacak hiçbirşey diye.
    ama bozma morali.
    eskide kalacak hepsi ve yaşadığınız en kötü kaza bu olsun diye dua edeceksiniz.
    keşke olmasaydı ama oldu bir kere ve önünüze bakıp eski hale getirme için emek vermek gerekecek ama değecek inanın buna.
    şimdi egzersize devam. zorlamaya devam.
    platinlerin çıkacağı zamanı bekliyorum.
    yaklaşık bir yıl var çıkmalarına ama ben alıştım bile o şeylere. birisinin bir vidası dışarıdan biraz hissettirse bile sanırım onlara çok şey borçluyum. bir de egzersize. zorlamaya.
    doktor zorlayabildiğin kadar zorla demişti. bazen kırılacak tekrar diye korkuyorum ama yine de zorluyorum.
hesabın var mı? giriş yap