*

  • dalidanın söylediği ("parole parole parole" diye) bir şarkı.
    bunu türki zenaatkârlar palavra palavraya çevirmiştirler, palavra mahsulü olarak. ajda pekkan neyin de okumuştur ha.
  • yahu bu adam dünyanin en ote sozlerini soylerken bu kadar dayanikli cikiyor da hiç pabuc birakmiyor ya bu kadin helal olsun. mükemmel de bi sarkidir, ajda pekkanin kafasina bko yagmistir muhtemelen kendi versiyonundan sonra.
  • fiat'ın reklam muziginde mina'nın söyledigi italyanca versiyonunun kullanıldıgı şarkı.
  • alain delon'un laflarini yillar sonra fransizca ogrenip anladiktan sonra tarafimdan "yuh be kardesim bunlar nasil laflar boyle" yorumu yapilan, kendisinin birak dalidayi beni yiyip bitirmisligi olan sarki. hani sana bugun sanki ilk gunku gibi bakiyorum geyiklerini bir yana birakin, "dunsun, yarinsin, susun busun, sen hicbir zaman okumayi birakmayacagim bir ask oykususun, eger var olmasaydin seni yaratirdim" diyerekten sahsimda fransiz erkeklerinde diger erkeklerde olmayan bir hayal gucu olduguna dair bir inanc yaratmistir. ne acayiptir ki simdiye kadar tanistigim fransizlar tam bir husran olmuslar, hayal gucu var olmayan varliklar olarak karsima cikmislardir. ama yine de soyle bir gercek vardir ki ne soylerlerse soylesinler, bendeniz afiyetle hepsini yiyecek yutacaktir.
    (bkz: fransizca kufretmek/#2898912)
  • italyancası için (bkz: parole parole)
  • bunu seven bunu da sevdi:
    (bkz: je ne sens plus ton amour)
  • zap mama tarafından söylenileni en güzeli olmaya adaydır. seksi şarkılar listesine girebilir.

    http://youtu.be/ci-c6iernn0
  • karameller, bonbonlar, çikolatalar... dalida söylerken ne kadar da lezzetli bir şarkıydı. sonra türkçesini dinledik ve ajda pekkan da fena söylememesine rağmen artık o kadar lezzetli değildi.
  • en sonu ".... encore des paroles, que tu sèmes au vent" sözleriyle biten şarkı. [(bkz: #1950174) ilk kaynağında hatalı yazılmış sanırım]

    şarkı sonundaki sözler "(hepsi) rüzgâra serptiğin (daha başka) boş lâflar" gibi bi anlama geliyor. ama dalida'ya hiç katıl(a)mıyorum bu konuda, bence içi çok dolu, çok güzel sözler söylüyor aslında şarkı soyunca alain delon..
    bende, kendisindeki bu jargonun yarısı olsa ilk gördüğüm güzel kıza yanaşır ve hiç düşünmeden konuşmaya başlardım :p
  • sadece bir şarkı değil, dalida ve alain delon karakterlerinin kendilerini oynadığı radyo tiyatrosu tadında bir eser benim nazarımda.

    alain delon: yakışıklı(adam 80 yaşına geldi hala yakışıklı), romantik, kadınları etkilemek onun için bir hobi. don juan de marco vs giacomo casanova mukayesesi var ya, hah işte o ikisini de bakkala sigara almaya gönderecek denli alfa kalır alain bu denklemde.

    şarkıda dalida'yı seven fakat iradesine söz geçiremeyip aldatan, yine kürkçü dükkanına dönen karakteri canlandırıyor. daha önceki tecrübelerinden yola çıkarak şekerlemeler, çiçekler ve güzel sözlerle kendini affettirmeyi amaçlıyor.

    dalida: canım benim, mahzun gözlü dilber. bu da aşka aşık kadınlardan. artık portofino mu olur, daha güzel yerler mi olur tanışır aşkıyla ve gözü başka birini görmez. dedim ya, aşka aşık. diğer erkekler etrafında pervane olur, gözü görmez ta ki aşk bitinceye kadar. bittiği an bırakıp gider ardına bakmadan. karizmatik ve dirayetli kadındır dalida.

    şarkıda, aşık olmuş fakat aşık olduğu adam tarafından incitilen bir kadını canlandırıyor. fakat dalida incitilse de gururlu kadındır, iki güzel* söze tamah etmez.

    alain daha öncekiler gibi olacağını düşünerek salvolarına devam ederken, bu ilişkideki daha ilk çapkınlık seferinde bu sefer baltayı taşa vurmuştur. dalida der ki özetle: "ben senin bildiğin kızlardan değilim!". alain yardırıyor, dalida "gözüm görmesin seni" diyor, "rüzgara söylenen şarkılar* gibi sözlerin, tınısı güzel geliyor ama bana hiçbir şey ifade etmiyor" diyor ve bir ilişki daha böylece sonlanıyor.

    *: ortaçgil'e saygısızlık olarak anlaşılmasın, "que tu sèmes au vent" sözünü şarkının içinde kullanılış bakımından bu tamlamaya çok yakıştırdım.
hesabın var mı? giriş yap