• (bkz: anittanin laneti) (bkz: hititler)
  • sevgili kankamin * kendine nick olarak sectigi * ahmet umit romaninin adi.
  • romandaki en hoş ayrıntı, kanımca, bi bölümün bitiş kelimelerinin diğer bölümün başlangıç kelimelerini oluşturmasıdır..
    ayrıca arkeologların akşam yemekleri, insanın ağız sularını sayfalarla buluşturacak cinstendir. bu nedenle tok karna okunması tavsiye edilir..
  • okudukça okunası sürkledikçe gidilesi kitap. ahmet ümite karşı bir hayranlık da uyandırmıyor değil hani, adam yemekten ermeni sorununa, arkeolojiden güneydoğudaki savaşa kadar her şeyden bahsetmiş...
  • konusu, işledikleri, kurgusu gerçekten başarılı olan ama bunun yanında ahmet ümitin klasik özelliği haline gelmiş olan diyaloglardaki yapmacıklık hissi ve fazla ilginç sonuyla süper sıfatını kaçırmış olan kitaptır. yine de oldukça okunasıdır. tavsiye edilir.
  • ahmet ümit in sinemaya çok yakışacağına inandığım ve bir solukta okuduğum heyecan dolu kitabı.
  • bir solukta okunan bir ahmet ümit romanı.ancak ahmet ümit'in kitaplarına daldıkça aslında yazarın biraz da kasarak bir agatha christie havası yakalamaya çalıştığı açık.zira nasıl ki agatha christie'de katil tahmin edilemiyorsa ahmet ümit de bunun için elinden geleni yapıyor ama bu çaba bazen komik sonuçlara da yol açabiliyor.şahsen patasana'da hassiktir lan bu kadar da olmaz artık demişliğim oldu.
    fakat kitabın en güzel yönü daha önce ödev hazırlarken canımı sıkan hititler'in kültür ve tarihlerine dair hiç sıkmayan hatta keyiflendiren,patasana'nın tabletlerinde cisimlenen dönem savaşları,katliamlar,inançlar ve aşklardı.
    bölümleri bazen sıkılarak hadi ya gerginlik gerginlik diye okurken tabletler bir çırpıda bitip bu kadar mıydı denecek bir tad bırakıyor insanın aklında....
  • tabletlerdeki dil ve anlatımın eserin genelinden üstün olması sebebiyle sadece tarihi polisiye havasına sahip olan eser.
  • dildeki yapmaciklik ve hatta ozensizlik super kurgusu olan bir roman olan patasana'nin en buyuk sorunudur.
    tabletler 2700 yil once varolan bir ifade sekliyle yazilmis hissini uyandirmiyor. arkeoloji grubunun kendi aralarindaki konusmalar ise hep ahmet umitin o bolumde anlatacagi konuya -bolgenin yemek kulturu, pkk ile savas, ermeni techiri, yabancilarla turklerin algilama farkliliklari vb.- pas acacak nitelikte duzenlendiginden yapay duruyor.
    romanin bir diger handikapi ise katilin son dakikaya belli olmamasi icin gosterilmis ve bir yerden sonra rahatsiz edici bir hal almis olan caba bence. polisiye roman okurlari katil olmak icin daha mantikli nedenleri olanlarin cogunlukla katil cikmadiklarini bilirler. patasana'da yer alan hemen herkesin katil olma nedenlerini tek tek anlatmanin akiciliga zarar verdigini dusunuyorum. ben kendi adima katilin kim oldugunu, kimse ondan suphelenmedigi icin, kitabin daha sonuna gelmeden bulmustum.
    biraz da guzel seylerden bahsedeyim. yan hikayeler hem iyi secilmis hem de romanin atmosferine uygun sekilde yerlestirilmisler. polisiye roman akiciligi kaybedilmeden gayet ilginc ve faydali bilgiler veriliyor. turklerin birbirleri arasindaki iliskiler ile gruptaki yabancilarin bu iliskilere yaklasimlarinin anlatildigi yerler etkileyici. techir ve pkk sorunu ile ilgili tarafsiz gozlem ve degerlendirmelere yer verilmis. ve bence en onemlisi, uc bin yillik bir hikaye, gunumuz gercekleri ve polisiye kurgu ile gayet guzel bagdastirilmis.
    tavsiye olunur.
  • ahmet ümit'in okuduğum ilk kitabı "kukla" idi, anlattıkları ile etkilemişti beni... sonra aradan yıllar geçti seyyar bir satıcıda patasana isimli kitabı görünce yazarını biryerlerden hatırladığımı düşünüp aldım... ve soluksuz okudum... ve iyi ki yapmışım...tavsiye ederim...
hesabın var mı? giriş yap