patates
-
patates seyyar satıcılarının, pazarcılarının patatesi halka avaz avaz romalı soylu gibi padyades veya padyates sözcükleriyle ünlediklerini* biliyor muydunuz? domatesin en iyisi "yayla domatı"dır. patatesin eş söylenişlisi ise pattes.
patates (solanum tuberosum) yumruları nişasta bakımından zengin olduğundan önemli bir besin maddesidir. patateste nişasta %20, protein %2'dir. besin değeri 90 kaloridir. patates tohumuna milva denir. türkiye'de özellikle nevşehir, niğde illerinde patates yetiştiriciliği yapılır.
terekeme* türkleri patatese kartof derlermiş. ayrıca azeriler, osetler. rusça köklü bir sözcük olsa gerek. ispir'de kartul diyorlar. (rize çevresinde kartul/kartuli daha çok kurum, is anlamında.) erzurum, bayburt'ta kartol diyorlar. kürtçede de patates kartolmuş. kumpir bilinen bir şey. patates lazcada, bulgarcada kartofi. romencede cartof olduğunu da christian rosenkreutz'tan öğreniyoruz.
kitaptan değil bilgili abilerden aldığıma göre; patates, domates ve tütünün anavatanı amerika ama patlıcanın anavatanı hindistan. aynı aileden ama patlıcan asyalı. abimizin büyük ninesi domatese "frenk patlıcanı" dermiş. yani patlıcan yerli, domates ona benziyor anlamında. adlandırmalara bakınca avrupa'ya patlıcan domatese göre daha geç ulaşmışa benziyor; emin değilim.
"eğer pleiades (ülker/süreyya tk. yıldızı) parlaksa, ekim-mart arasındaki yağışlı mevsim, yani gözlemden sonraki üç ila dokuz ayı kapsayan dönem çok yağışlı geçecek demek. (...) böylece, soluk pleiades = el nino = aylar boyunca kuru hava = düşük patates hasadı denklemi kurulabiliyor!" mikdat kadıoğlu - patates çiftçilerinin hava tahmini
["bence çoktan almışlardır voltayı. o kadarına kafaları basmıştır her halde." "kafaları mı?" diye sırıttı irimias. "bunların mı? bunlar uşaktı ve ömürlerinin sonuna kadar da öyle kalacaklar. mutfakta otururlar, köşelere sıçarlar ve arada dışarı bakarlar, öteki ne yapıyor, diye. avucumun içi gibi tanıyorum onları." (...) "bunlar daha hala aynı yerde, o aynı kir pas içindeki taburede oturur, akşamları acı biber soslu patates tıkınırlar ve neler olup bittiğini de anlamazlar. kuşkuyla birbirlerini izleyip sessizlikte dolu dolu geğirir ve beklerler. metanetle ve pes etmeden bekler ve kendilerini açıkça dolandırdıklarını düşünürler.] laszlo krasznahorkai - satantango
"gerçi sachs, annesinin ailesinin boston'a göçmesine bir şairin neden olduğunu söylemekten hoşlanırdı, ancak sözü edilen şair, irlanda'ya ilk kez patatesi tanıtan ve bu yüzden de üç yüzyıl sonraki kıtlıktan sorumlu sayılan sir walter raleigh'den başkası değildi." paul auster - leviathan
(ilk giri tarihi: 24.2.2016)
(bkz: patatis), patatiz, pattes, patike, patata
(bkz: patatesli), (ara: patatesli)
(bkz: kartopel), kartofel, kartoffel, kartop, kartoşka, kartofil
(bkz: patates yiyenler), the potato eaters
(bkz: a torinoi lo), d'est
(bkz: mücver/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap