• bazı bünyelerde cumartesi'den başlayan sendromdur. cumartesi bitmesin diye kişi yapacak şey bulamasa ve boş boş duvarara baksa da uyumaya direnir. sonunda yenik düştüğü uyku zaten pazartesi öncesi son tatil günü sendromu ile geçecek pazar gününün yarısını da alıp götürüverir.
  • bitmesi hic istenmeyen gecedir fakat hem bitmesi istenmediginden hem de ertesi gun okula, işe vs. gidileceginden erken yatılması gerekn bu yüzden de en çabuk biten gecedir, bu çabukluğun insan bunyesinde yarattığı etki de pazar gecesi depresyonudur.
  • pazar gecesi ile beliren pazar banyosu sendromu da vardı küçükken.
  • aslında, pazar öğlen saatlerinden itibaren başlayan depresyondur. yani, temize çekilecek tonlarca ders notu var, sonra hastayım, burun contası bozuk musluk gibi şıp şıp damlıyor. sonra pazartesi günü için "yine okula gitcez amınakoyim" stresi var tabii... ben depresyona girmeyim de kim girsin?

    yani aslındaa, yapılması gereken şeylerin insanın gözünde dağ gibi büyümesiyle alakalı bir şey olmalı bu. bir de iki gün tatil yapmanın verdiği rahatlık. of amınakoyim yaaa bi kerede okul bana gelsin! bi kere de dersler beni çalışsın. sıçayım böyle işe!
  • butun hafta hazirlayabileceginiz sunumu son gun pazara birakip, uyandiktan sonra aksam yazarim moduna girip, ilerleyen saatlerde raporun yetismeyecegini anladiginda insanin girdigi depresyondur bu. guzel dilimiz turkce sayesinde seksen cumleyi birbirine baglayip bu entry'yi yazmayi ba$ardigim icin de kendimle gurur duyuyorum acikcasi.
  • küçük yaşlarda şahane pazar izlerken oluşmaya başlayan depresyondur.
  • pazartesi sabahi depresyonundan bir adim geridedir. (bkz: the second great depression)
    en azindan pazartesiden bir uyku uzaktadir. belki uyku uzun surerse baya bir uzaktaymis gibi de gelebilir insana.
  • ilkokul hayatım boyunca beni boğan durumdur. "yarın olacak, nebahat hanım (psikopat ilkokul öğretmenim) bi ara punduna getirip, entipüften bi bahane bulup kafamı gözümü yaracak" endişesiyle sabaha kadar uyuyamazdım. hakikaten de ya mendilim buruşuk diye, ya da yakam yamuk diye, beden eğitimi ayakkabılarım çamurlu diye, artık sen bul, neyse işte ottan boktan sebeplerle tokadı yerdim. sonradan ortaokulda çok bocaladım. her derse ayrı hoca giriyodu, hiçbiri de beni dövmüyodu. ben de "bunlar ne sümsük hocalar, hoca dediğin iki tane patlatır" diye düşündüğümü hatırlarım. sonra anladım ki, nebahat bildiğin manyakmış, ama annemler kendisini öğretmen sanıyormuş
  • banyo kokusunun ütü kokusuna, pazar tatilinin okul korkusuna karıştığı, bütün tv kanallarında futbol programları olan, uyanması uyunmasından güç sabahlara hamile ruh sıkıntısı.
hesabın var mı? giriş yap