• istanbul film festivalinde gösterilen adi bir porno film. eş değiştiren konulu seks filmlerinden bile basit bir şekilde işlenen rezil yapım. sorsan festival yönetimine sanat yapıyoruz falan derler...
  • çok cesur bir fransız filmi. toplumun değil bireyin istediklerinin önemli olduğunu anlatır, dünya büküm büküm, bi boğazım bi çüküm temasını işler. oyunculuklar şahanedir*, ince espiriler de seyirciyi hem güldürür hem kızartır.
  • şahane naiflikte bir swinging filmi.

    --- spoiler ---

    -hayatım swinger'lar çok feci insanlardır.

    --- spoiler ---
  • arnaud ve jean-marie larrieu'nun yonettigi, sabine azema ve daniel auteuil gibi fransiz sinemasinin iki onemli isminin oynadigi, 2005 yapimi bir fransiz filmi. kizlarinin evden ayrilmasinin ve emekliligin ardindan basbasa kalan naif ciftimiz adam ve eve tarafindan dogaya cagrilir, once doga bastan cikarir onlari sonra adem ve havva.
  • (bkz: mutluluğun resmi)
    (bkz: le bonheur/#9356969)
    le bonheur'de eşinin, bir başkasıyla olan birlikteliğiyle kendi mutluluklarını çoğalttığını öğrenen kadın intihar eder, bu filmde ise herşey güllük gülistanlıktır, hatta ideal hayat tarifidir çoklu ilişkiler, ikili ilişkiler hiç zedelenmeden pir-ü pak kalır öylece herşeye rağmen, nasıl oluyorsa ` : hüsn ü kuruntu`.
  • bildiğin konulu porno. oyunculuklar zayıf; yılların bıkkın, ortayaş sendromundan müzdarip daniel auteuil i bile filmde figüran görevi görüyor. yapımın zaten yegane amacı swingers mantalitesini göstermek olarak görünüyor, bunu da hiç evirip çevirmeden sinemasal motiflerle süslemeden dümdüz önümüze seriyor.
  • filmin kendisi neyse de, denemeler başarılı. karanlıktan ortaya çıkan metaforlar ve ilişkilerin hayatı renklendirmesine ait anlamlı mesajlar taşıyor. birilerinin evleri yanıyor. gitmek lazım, başka yere ama bir insanı da yanında taşımak, deneyselliği ile birlikte çok fazla güç gerektirir. öncelikle o karanlıkta kendimizi bulmalıyız dostum, en yakınımızda olanımız en sevdiğimiz. bir yandan da eyvallah, çok fazla yeniden yapmaya uğraşıyoruz, pes etmeyi, yenilmeyi kabullenemiyoruz. fakat dikkatimizi çekmeli, çok takmıyorlar, takılı kalmıyorlar.

    en nihayetinde sevgililiğin metafiziğini yanlış öğreniyor ve sağlam biçimde o yanlışa koşullanıyor gibiyiz. diğer yandan insanın görünmez bir eşi olması ve birlikte bulundukları resimde, gerçek hayatın heykelleri olmaları benim henüz boyaları yeni yeni tanımladığım dünyaya, gökyüzünü kavramayamadığım gidişatta ufka bakakalmam ile eşdeğerdir.

    ve tabii ki;
    (bkz: nerde bende umursamayı bırakacak o yürek)
  • insani gerçeklikte bir film. asıl etkileyici olan gerçeklerin insaniliği, insaniliğin gerçekliği..
hesabın var mı? giriş yap