• yargıtay 8. ceza dairesi tetkik hakimi erkan özkaya tarafından yazılmış türk/polisiye roman.
    aslında tam polisiye de denemez. belli bir kısma kadar mistik, belli bir kısım sonrası ise polisiye/macera türünde seyrediyor.

    kitap bağımlılık yapıyor, elinizden bırakamıyorsunuz. tam sıfatı ile çarpıcı ve etkileyici.

    yazarın ilk kitabı olmasına karşın çıtayı o kadar yükseltmiş ki, ikinci bir kitap yazarsa neler olur diye düşünmeden edemiyorsunuz. ayrıca hikaye senaryolaştırmaya çok müsait ve filmi yapılsa muhtemelen ciddi bir seyirci kitlesine ulaşır diye düşünüyorum.

    ben spoiler vermeyeyim, siz okuyun ve görün...
  • 'kesinlikle bir başyapıt, bir solukta okunan etkileyici bir roman, heyecan dozu o kadar yüksek ki insan elinden bırakamıyor' filan yazacak değilim. aşikar kimliğimle şöyle dört başı mamur bir facebook güzellemesi yapmak ister miydim? emin değilim. gereksiz veya gerçek olmayan övgüler, birçok insanın kendi kötü özelliklerini görememesinin sebebi değil midir? ömrünce hiç eleştirilmemiş bir adam neden mükemmel olmadığını düşünmesin ki? neyse. bu sorgulamanın ucu bana da dokunabilir. kitaba geçelim.

    initially, (çok bilmişlik yapmak istemem, bu sıralar biraz ingilizceye merak saldım da. umarım yanlış yerde kullanmamışımdır) ben rezalet bir kitap bekliyordum. meslek hayatı boyunca "talebin reddine karar verildi. duruşmanın bırakıldığı bilmem kaç tarihinden önce müzekkeremize cevap verilmesi rica olunur. tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde. atılı suçlamayı kabul etmiyorum. emanetin bilmem kaçıncı sırasındaki sopanın müsaderesine karar verildi." gibi cümlelerle beyni hemhal olmuş bir adamdan, 8 yaşındaki bir kız çocuğunun ruhunun detaylı çözümlemesini ve edebi tahlilini bekleyemezsiniz. (görüldüğü üzere benim devreler de yanmış) yazarın her şeye rağmen beklentilerime muhalefet edip yüzümü kızarttığını söyleyebilirim.

    kitap (kitap diyorum çünkü ne bir hikaye olarak kalabilmiş ne de roman olabilmiş) 96 parçadan müteşekkil. hemen hemen her bölüm, heyecanı artırıcı ve fakat (doktrinden nefret ediyorum) eğreti duran, gereksiz cümlelerle sonlandırılmış. bence buna gerek yokmuş. zaten kitabın en sağlam yanı, heyecanı ve gizemi fasılalarla sonuna kadar koruması.

    firuz karakteri, kitabı hikaye olmaktan çıkarıp romana doğru evriltse de, eser, ortalamanın üzerinde bir senaryo çalışması olarak görülebilir. bir de kitabın başında pepsis ve tarantula kelimeleri hakkında verilen bilgi, sonraki basımlarda kitaptan çıkarılabilir mi? (her ne kadar "bir yargıç, bir haşhaşin'e bir suikastçıya dönüşebilir mi?" şeklindeki kapak yazısı ilgi çekse de) yazara ve fantastik eserlere özel ilgi duymayan okuyucuları kitabı okumaktan alıkoyabilir. halbuki kitap gerçeklerden çok da uzakta değil. teşekkürler.
  • yazarı tanıyan varsa bir daha kitap yazmamasını rica etsin. hem cümle yapısı ile hem olay örgüsü ile son derece başarsız bir kitap.
hesabın var mı? giriş yap