• yahu burdan adam şeriata geçicez demiyor, medine vesikası (gerçekten bahsedilen şekliyle bir vesika var mı tartışılıyor zaten) farklı grupların bir arada yaşamasını, kimliklerin kabulü falan gibi şeyleri öngören, o şekilde yorumlanabilir bir tarihsel unsur, bunu kullanacak, müslüman dindar kürt seçmen, varsa aynı modda hdp'ye sempati ile bakan müslüman sol modunda türk seçmenden oy alacak, varılacak bir çözüm ve barış koşullarıyla bu dediğinin de çelişmesi imkansız. bence biraz relaks olalım genşler.

    gerçi hdp oyları artırınca, hdp'nin suçu, seçimdeki oy oranının direk sonucu olmasa da pkk iyice bir coşuyor, o yüzden oy verenin kendi sorumluluğudur o manada elimi korkak alıştırıyorum yazarken de oy verirken de..
  • yani hakkaten kendine solcu/sosyalist/komünist, vs diyenlerin bazilariyla akp trolleri arasinda hicbir fark yok: hdplilerin söyledigi sözlerden cimbizla bir cümle secip o cümle üzerine tamamen farkli bir anlama insa etmek.

    demirtas'in aciklamasini sol gazetesinden ben de okudum; demirtas'in söyledigi sözlerin hangisinden rahatsiz oldu bazilari, yazsalar da bilsek. birisi "peygamberimiz, hz muhammed, allah, vs" dedi mi hemen aha seriatci diye damgayi basiyor bazilari. hayir umrumuzda degil aslinda ama onlar adina üzülüyoruz. isin trajikomik yani, selahattin demirtas'in bu sözü üzerinden hdp solcu degildir diyen vatandas ve onun gibi düsünenler kemalist diktatörlügün uygulamalarina devrim yasalari diye sahip cikiyorlar ki o devrim yasalarindan bir tanesi de diyanet isleri baskanligi'nin bizzat mustafa kemal atatürk'ün emriyle kurulmasi ve yapilan yasanin sonucunda aleviler'in bütün ibadethanelerinin kapatilmasi ve aleviligin varliginin silinmesidir. bu mudur laiklik, bu mudur devrim yasasi?

    halklarin demokratik partisi sizin anladiginiz sekilde arkaik bir solculuk yapmiyor; toplumun gerceklerini gören, sosyolojiyle savasmayan ama diger taraftan insanlari dönüstüren bir siyasi hareket. gözlerinizi biraz acin da kürt cografyasinda özellikle de kadinlardaki dönüsümü, onlarin toplumsal yasamdaki görünürlügünün ne kadar arttigini anlayin. sirf su esbaskanlik sistemi bile türkiye'nin fersah fersah ötesinde, siz gelmis, hdp solcu degil, seriatci demeye calisiyorsunuz. az bucuk beyninizi calistirin da "biz koca ülkede neden 13 bin küsür oy aldik" diye bir sorun kendinize. cevap olarak amerika diyenin cok feci kalbini kirarim!
  • hdp ne zaman komünist parti olduğunu deklare etti de böyle ideolojik angajmanı olduğu belli bir saldırı ile muhatap oluyor?

    hdp'den sosyalist bir devrim, bir sınıf hareketine öncülük etmesini bekleyen mi vardı da böyle ipe sapa gelmez laflarla, tam da bir yeni siyasi seçim arefesinde saldırıda bulunuluyor?

    sayın demirtaş'ın medine sözleşmesine atıfta bulunma nedeni farklı etnik kimliklerden, inanç türlerinden insanların bir arada yaşaya-bilecek olmalarına imkan verecek bir sulh ortamı yaratmaya yöneliktir.

    var yapacağın bir sınıf devrimi varsa yap da biz de kurtulalım, elinizi tutan namerttir!..bunun ötesinde de toplumun ve devletin demokratikleşmesi için, en büyük umudu haline gelen hdp'ye de saldırıp durmaktan vaz- geç. saldırman gereken o kadar organize aygıt, örgüt ve ideolojik yapı gözünün önünde duruyorken ne bu hdp'ye saldırmak!..
  • ortadoğu'da ben dinlerden bağımsız bir düzen kuracağım diyen komünist sosyalist ne ise halktan gerçeklikten kopuk saçma sapan hayallerde yaşıyordur sadece. o bölge halkının ışid, hizbullah ya da akp din görevlilerinden islamı öğrenmeye çalışmasından ziyade işçi emekçi hakkı, adalet, eşitlik, barış diyebilen insanlardan islamı görmesi lazımdır.

    yaklaşık iki sene önce halkların demokratik kongresinden sonra aynı grup tarafından demokratik islam kongresi de organize edilmiştir. medine anlaşması demokratik islam kongresinde okunmuş bu şartlar altında huzur, kardeşlik, eşitlik sağlanacağı da konuşulmuştur. bu islam kongresinin toplanması yeni bir olay da değil 11 mayıs 2014'de toplanmış. yani demokratik toplum kongresi ve demokratik islam kongrelerine katılan hdp'nin medine sözleşmesine onay vermesi epey bir eski olay aslında. selahattin'in ve hdp'nin görüşlerini hedeflerini araştırdığım için beni bu haber şaşırtmamıştır.

    eleştirmeden önce açın okuyun. ne demek istiyor sözleşme yüzde doksanı dinine bağlı bölge halkına bu sözleşme ile yaklaşırsan nasıl sonuçlar ortaya çıkar biraz da düşünün.

    medine sözleşmesinin maddelerini ufak bir arama ile rahat bulabilirsiniz. medine sözleşmesinin ilk kez anıldığı demokratik islam kongresinin sonuç bildirgesi ise şu şekildedir.

    "demokratik islam kongresi adı altında toplanan bizler 'her kim bir insanı yaşatırsa bütün insanlığı yaşatmış gibi olur' (maide/32) ayetinden hareketle barış için çalışanları, barış için mücadele edenleri allah'ın selamı ile selamlıyoruz. gittikçe yaygınlaşan şiddet sarmalı, bölünmüşlük ve çatışmanın islam coğrafyasını kaosun içine sürüklediği açıktır. oysa islam, taşıdığı mesajla, adalet, barış ve insanlık adına söylenebilecek en son evrensel ilkeleri temsil etmektedir. kalıcı ve kabul edilebilir bir barışın inşasında islami ve insani duyarlılığı olan tüm toplumsal kesimlerin ne tür katkılar yapabileceği ve nasıl bir çalışma yöntemi geliştirilmesi gerektiğine yönelik değerlendirmelerde medine sözleşmesi referans olarak kabul edildi. sözleşme'nin medine'de yaşayan tüm toplumsal grupların müzakereler sonucunda hak ve hürriyetini yazılı garanti altına aldığı açıktır. kongremiz günümüzde yaşanan sorunların çözümünde diyalog, müzakere, istişare ve anayasal düzenlemeler çerçevesinde medine sözleşmesi'ni model olarak önermektedir:

    toplumları birbirine düşman eden, telafisi zor hasarlara yol açan cahiliye dönemine ait uygulama, düşünce ve iktidar anlayışları, farklı toplumsal kesimlerin barış içinde ve özgür iradeleriyle bir arada yaşaması önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. bugün coğrafyamız, taşıyamayacağı ağır bir krizle karşı karşıyadır. bu durum medine sözleşmesi referansı çerçevesinde ümmetin yeniden inşasını zorunlu kılmaktadır.

    2. medine sözleşmesi'nin birinci maddesinde "ümmet", çok kimlikli, çok dilli ve çok inançlı bir anlama sahiptir. siyasi ve itikadi yaklaşımlar, ümmetin farklı din, mezhep, inanç, etnik ve diğer tüm toplumsal gruplardan oluştuğunu dikkate almalıdır. temel hak ve hürriyetlerin kullanımında, toplumların ve bireylerin kendilerini ifade etmelerinde adaletli, eşitlikçi ve özgür bir anlayışı kurumsallaştırmaları ve hukuki güvenceye kavuşturmaları islami bir zorunluluktur.

    3. 'dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu, allah'ın ayetlerindendir' (rum/22) ifadesi, farklı toplulukların başta anadilin kullanılması olmak üzere, temel hak ve hürriyetlerini garanti altına almıştır. halkların dillerini, kültürlerini, farklılıklarını özgürce yaşaması yüce allah'ın vermiş olduğu bir haktır; hiçbir siyasi otorite ve dini yorumun toplumları bundan mahrum bırakması kabul edilemez.

    4. kürtler, yaşadığı topraklarda tarih boyunca din ve ümmet adına üzerine düşen her türlü sorumluluğu ve fedakarlığı yerine getiren kadim halklardan biridir. şimdi ise kürtlerin karşı karşıya kaldığı otoriter laikçi, ulus devletçi, mezhepçi ve ırkçı saldırılar karşısında ümmet'in de sorumluluk ve fedakarlık göstermesi gerekmektedir.

    5. toplumun yarısını oluşturan ve diğer yarısını da doğuran kadınlar sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik alanlardan uzaklaştırılmışlardır. genel yaşamın içerisinde ve özellikle savaşlarda kadınlar ve çocuklar üzerinden yürütülen çirkin bir saldırının olduğu aşikardır. kongremiz, özelde eril zihniyetler ve iktidarlar tarafından kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, cinayet, çocuk evlilikleri ve her türlü egemen yaklaşımı reddetmektedir.

    6. kur'an'da idareci vasıfları övülürken, hem de bir kadın yönetici üzerinden adil olma ve istişare önerilmektedir. dolayısı ile kadının topluma eşit katılımı tüm toplumsal sorunların çözümü için vazgeçilmezdir. kongremiz bu bilinç ve anlayışla kadınların tüm alan ve konumlarda özgün, özerk ve eşit temsiliyetini kabul etmekte ve tanımaktadır.

    7. halkların islam'ın kendilerine tanıdığı meşru, tabii ve siyasi hakları kullanmalarında yaşadıkları zorluklar, baskılar, zulümler ve idamlar kabul edilemez. bu bağlamda iran'da yaşanan idamlar, mısır'daki idam kararları, bahreyn ve suudi arabistan'daki mezhepçi siyaset anlayışının doğurduğu haksızlıklar ve zulümler, yemen ve libya'daki dar aşiretçi yaklaşımlar, toplumların kalbine vurulmuş büyük bir hançerdir. siyasi aktörler halkların talepleri karşısında şiddet kullanmaktan vazgeçmelidir.

    8. türkiye'de kürt sorununun barışçıl çözümüne dönük tarafların ortaya koymuş olduğu irade herkes tarafından önemsenmelidir. barışın kalıcı hale gelmesi için ivedilikle yasal düzenlemelerin, medine sözleşmesi'nin müzakere yöntemleri de dikkate alınarak hayata geçirilmesi gerekmektedir. bu vesileyle kongre katılımcıları, islami çevreleri de sorumluluklarının farkına vararak, barış sürecine aktif katılmaya davet etmektedir. başta türkiye ve suriye olmak üzere iran ve ırak'ta da kürt sorununun haklar ve adalet temelinde çözümü müslümanların sorumluğundadır. tüm toplumsal kesimlerin, cemaatlerin yanı sıra islam işbirliği teşkilatı, arap birliği gibi kurumların da sürece daha aktif katılması gerekmektedir.

    9. suriye ve rojava'da yaşanan çatışmalar halkların birlikte yaşama iradesini tehdit etmektedir. kongremiz, aldıkları fetvalarla uyguladıkları şiddete islam'ı referans gösteren örgütlerin saldırılarının ve bunları destekleyen iktidarların politikalarının islam'ın özüyle asla bağdaşmadığı görüşündedir.
    10. kongremiz, bölge devletlerini ve yönetimlerini rojava ve suriye'de yaşayan tüm kesimlere insani yardımların ulaştırılması noktasında sınırlarını açmaya davet etmektedir.

    11.başta bölgemiz olmak üzere dünyanın değişik bölgelerinde yaşanan etnik ve mezhep temelli çatışmalar büyük bir endişe ve kaygı uyandırmaktadır. bu durum islam'ın evrensel barış ve adalet değerlerinden sapma anlamına gelmektedir. halkların barışı ve birlikteliğine zarar veren siyasetlerden derhal vazgeçilmelidir.

    12. islam'ın temel öğretisi ve siyaset tecrübesi farklı etnik gruplara, inançlara, dinlere ve kültürlere eşit yaklaşma üzerine kuruludur. bu kapsamda türkiye'de başta aleviler, ermeniler, süryaniler, ezdiler olmak üzere tüm grupların hassasiyetleri gözetilerek; temel hak ve hürriyetleri anayasal düzeyde de garanti altına alınmalıdır.

    13. kongremiz iktidar ve devleti önceleyen diyanet anlayışı yerine toplumu önceleyen sivil ve çoğulcu islam anlayışını önemsemektedir. diyanet'in din ve inançlar üzerindeki tekelini kabul etmemektedir. dini eğitim ve öğretim, başta medreseler olmak üzere sivil topluma bırakılmalı, bunun önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.kongremiz melle abdullah timoki, şeyh said ve said-i kurdi şahsında gerçek islam'ın öğrenilmesinde emeği geçen tüm medrese mensuplarına atfedilmiştir.

    14. kongremiz çağımızda egemen kapitalist moderniteye alternatif olarak adil, demokratik, çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü islam anlayışını önemsemektedir.

    15.kongremizin toplanmasına öncülük eden sayın abdullah öcalan tarafından gönderilen mesaj önemli ve değerli bulunmuştur. barış sürecine daha etkin katılımı için özgürlüğünü dualarımızla destekliyor ve istiyoruz.

    10-11 mayıs 2014 tarihlerinde diyarbakır'da gerçekleşen demokratik islam kongresine türkiye'den, iran'dan kürdistan'dan, arap coğrafyasından ve avrupa'dan islam alimleri, kanaat önderleri, akademisyenler, siyasetçiler, kadınlar, gençler ve sivil toplum kuruluşları yoğun bir ilgi göstermişlerdir. yaklaşık 350 delegenin katılımı ile toplanan demokratik islam kongresi çalışmalarını yoğunlaştırarak devam ettirme kararı almıştır. sürekliliği olan bir yapılanmaya gidilmesi ve çalışmaların daha yaygın, kapsayıcı ve sistematik hale getirilmesi için yönetimsel düzeyde bir heyet görevlendirilmiştir."
  • anladığım kadarıyla demirtaş norşin'de din adamları ile yaptığı sohbet esnasında söylemiştir. ayrıca başlıktaki gibi değil, entryde düzeltildiği gibi "referanslarımızdan biridir" demiş.

    bir siyasetçi derdini hitap ettiği kitlenin anlayabileceği en etkili dilde yapmalıdır. referanslarını da ona göre seçmelidir. din adamlarına hitap ediliyorsa hdp'nin parti programını islami referanslar içinde en iyi anlatan olaylardan biri medine sözleşmesidir. yok biz işçiye de, köylüye de, din adamına da, akademisyene de aynı kalıp cümlelerle derdimizi anlatırız diyorsanız, başarılar diliyorum.
  • (bkz: #55733220)
hesabın var mı? giriş yap