• fransa'nin en cok tartisilan erkek romancisi diye de nitendirilen yazar.
  • (bkz: sabit tutku)
  • "psikanalize girdim ve anladım ki bende zerre kadar eşcinsellik yok" diyor
  • gerçek adı philippe joyaux olan, 1936 bordeaux doğumlu p. sollers, ilk romanı bir garip yalnızlık (1959) ile aragon ve mauriac'ın ilgisini çekerek edebiyat dünyasına hızlı bir giriş yaptıktan sonra park adlı romanıyla 1961'de medicis ödülünü kazandı. 1960'ta julia kristeva ve genç kuşaktan birkaç yazarla birlikte tel quel dergisini ve dizisini kurdu. uç sol bir siyasal çizgiye koşut bir yazı kuramı arayışına giren ekip, çalışmalarıyla 70'lerin sonlarına dek fransa, italya ve abd'de etkili oldu. sollers dram adlı romanıyla (1965) kuramsal savlarının bir örneğini sunduktan sonra, aynı yolda yasalar (1971), h (1973) ce cennet'i (birinci cilt, 1981) yayımladı. deneme ve araştırmalarıyla da döneme damgasını vuran sollers'e roland barthes bir kitabını ayırdı. l'infini dergisinin de kurucusu ve yöneticisi olan sollers, oyuncunun portresi'nden kaplan yılı'na uzanan yapıtlarıyla fransa'nın en çok yankı uyandıran yazarlarından biri olmayı sürdürmektedir.. *
  • "...... zaten bu konuda soylenmesi gerekenleri victor malraux soyledi. yoksa louis breton muydu? andre aragon? albert sartre? virginie duras? jean-paul camus? simone yourcenar?stephane verlaine?fredric mallarme? paul char? antonin claudel? marcel celine? louis-ferdinand proust? guy ducasse? yoksa isodore debord?" studyo'dan yine sollers'in metne tekme tokat giristigi baska bir bolum.
    yukariya (bkz: #2720384) sevgili lostandfound'i un alintiladigi bolume donecek olursak, sollers'in bu "iyi olunmemis olumler" dedigi nasil bir tasinmadir? geriye sadece aci bir hatirlanis birakanlardan mi soz ediyor yoksa hemsirenin telaffuzunu duzeltip olenlerden mi? beklenmedik yolculuklar diye de bitiriyor, yoksa beklenmedik bir yolculuk mu olum?
    yoksa emile drieu la rochelle'nin olumu mu? michel deleuze'unki mi? takeshi dazai'ninki mi? osamu mishima'ninki?
    pablo celan? gilbert boutin? julius brutus? ulrike baader? jerzy koestler yoksa arthur kosinski'ninki mi?
  • peki sevgili sollers, anlasilan senden bir yanit alamayacagim. ama emin ol bos durmuyorum. bu aksam simdi senin x-referanslarin arasindan gercek bir ilmegi cekip cikariyorum. iste burada,simdi:
    "basitlik sozcugunun tehlikeli bir niteligi var. ve ben bu gece yasamin belirli bir saydamligi karsisinda artik hicbir seyin onemi kalmadigi icin olmek istenebilmesini anliyorum. bir insan aci ceker, mutsuzluk uzerine mutsuzluga ugrar; katlanir butun bunlara,yazgisini benimser, iyice yerlesir icine. saygi gorur. sonra bir aksam, hic: bir zamanlar cok sevdigi bir dostuna rastlar. dostu biraz dalgin konusur onunla. evine donunce adam kendini oldurur. sonra gizli dertlerden, dramdan soz edilir. hayir... ille de bir neden gerekirse dostu onunla dalgin konustugu icin oldurmustur adam kendini. boyle iste.
    dunyanin derin anlamini duyar gibi oldugumda onun basitligi sasirtir beni. ilkeleri buyuk seyler icin saklamali, kucuk seylere acima duygusu yeter. disi kedi yavrularini besleyemiyordu. yavrular birer birer oluyordu. olu kokusu sidik kokusuna karisiyordu. o zaman bu duskunlugun ortasina oturdum; bu curume kokusunu icime ceke ceke. bu gece bana dogru gelen sey, bir cocuklugun goruntusuyse, ondan alabilecegim ask ve yoksulluk dersine nasil kucak acmam? bu saat evetle hayir arasinda bir aralik, bir duraklama olduguna gore, yasama umudunu ya da yasama tiksintisini baska saatlere birakiyorum" *

    boyle iste sollers.
  • "kişi her şeyi bir de kendi doğrulamaya çalışmalı."

    philippe sollers
  • türkçeye çevrilen kitapları şunlardır:
    tanrısal hayat, venedik karnavalı, hayran olunası casanova, sabit tutku, stüdyo ve bana göre yazarın en iyi eseri olan kadınlar.
    kadınlar ve stüdyo; birinci baskıları tükendiği, yeni baskılarının da yapılmadığından dolayı şu an için ancak ikinci el olarak bulunabilir.
  • "kadınları düzmek gerekiyorsa bu, yadsımayı daha yakından tutmak için gerekiyor. çoğu insan bundan kaçınır. dairenin içinde, kürenin içinde. delik yok. kendini beğenmişlik yok." (kadınlar)
  • "..onu unutuyorum, onu hatırlıyorum, ona güveniyorum, o benim içimden bir yol açıyor kendine. o ben olduğunda, ben kendim oluyorum. beni sarıp sarmalıyor, beni bırakıyor, bana öğüt veriyor,kaçınıyor, uzaklaşıyor, bana yeniden katılıyor. ben onun suyunda bir balığım, onun çoğul isminde bir isimim. benim doğmama izin verdi, beni nasıl öldüreceğini de bilecektir.." demiştir kendileri.
hesabın var mı? giriş yap