• (bkz: silt)
  • 12 eylül döneminde cılkı çıkarılan, şimdilerde iyiden iyiye ayağa düşürülen bir ödüllendirme biçimi. birileri dur demezse arabaların yollara sığmaması gibi insanların aldıkları plaketler de sandıkları vitrinlere sığamayacak hale gelecek. tabii birileri bu anlamsız ödüllendirmelerin medyada haber olmasına da fren koymalı...
  • türkiye'de büyük piyasası var. birileri bu işten manyak paralar kazanıyor. çünkü bu plaket olayını bir "devlet geleneği" diye tedavüle sokmuşlar, sağlam tezgah kurmuşlar. tıpkı gıda işi gibi, plaket işi ölmez abi.

    25 şehit veriliyor. komutan iki gün sonra olay mahalline varıyor. valiye ziyaretin anısına plaket veriyor. vali de ona ziyaretin anısına bir plaket veriyor. maçtan önce flama değiş tokuşu gibi bir şey. planlı bir ziyaret olsa eyvallah bir hazırlık yapılabilir ama komutan acil durum üzerine geliyor. biraz yavaş geliyor ama olsun, neticede görevini ifa etmek üzere geliyor.

    bu akıl almaz alış ve veriş merasimi için vali ayrı hazırlık yapmış, genelkurmay başkanı ayrı hazırlık yapmış.

    valinin çeyizinde bir adet kilim ve bir adet satranç takımı ile birlikte bir adet plaket var.

    diğer yanda medyada çıkan haberlerden son derece üzüntü duyduğunu söyleyen genelkurmay başkanı da ankara'dan boş gelmemiş. o da valiye bir plaket taşımış.

    genelkurmay başkanı bu bir devlet geleneği diyor. vali ise genelkurmay başkanının popülerliğinden yararlanma düşüncesiyle hareket ettik diyor.

    genelkurmay başkanı hediyelerle birlikte poz vermesinin medyaya yansımasından rahatsız olmuş. buna benzer bir şey southpark'ın red hot catholic love adlı bölümünde işlenmişti. katolik rahipler oğlan çocuklarıyla cinsel ilişkiye girmelerinden değil oğlan çocuklarıyla cinsel ilişkiye girmelerinin basına yansımasından şikayet ediyorlardı. onlara göre oğlan çocuklarıyla cinsel ilişkiye gimek katolik rahip olmanın bir ayrıcalığıydı ve bunda yadırganacak bir durum yoktu. tek sıkıntı bunun medyada yer almasıydı. afyon'daki durum da buna benziyor. afyonlu katolik gay taşfırın ustaları ne der bu işe? tutulacak tarafları yok.

    konuştukça batan bir vali ve konuştukça batan bir genelkurmay başkanı. özürleri kabahatlerinden büyük. yaptıkları açıklamalardan anlıyoruz ki 25 askerin şehadetinin bunların günlük hayatlarında alışkın oldukları muameleye zerre kadar etkisi olmamış. varsa yoksa plaket.

    güneydoğu'da, karakol baskınlarından veya büyük çatışmalardan sonra bölgeye giden komutanlar ve diğer yüksek topuklu zevat acaba ankara'dan kaç plaketle yola çıkıyorlar? bölgedeki mahalli idareciler acaba asli görevleri gereği şehirlerine gelen üst düzey yöneticilere verilmek üzere stokta yaklaşık kaç plaket bulunduruyorlar?

    bak ne diyorum sana; büyük para var plaket işinde.
  • saçma sapan uygulamaların ortak adı.
    hele o kadife kaplı kutu yok mu?
    yani timsah ağzı gibi bu kadar ergonomik olmayan tak tak kapanan, demek ki hiç açılmasa daha nefis olan kutusu var bunların.
    içine konulan " şey " hangi malzemeden olur ise olsun,
    o kutunun içinde bir türlü duramaz, fırlar, yerleşmez falan filan.
    ya yok mu bunun yaratıcı bir tasarım örneği ?
    madalya ve kupa bakidir.
    bu şiltti, plaketti, tabakdı, çanaktı; ne idi ise
    bambaşka bir şey olsun allasen ya.
    ya da herkese madalya verin olsun bitsin.
    yok olmuyor çok sıkıcı, çok sıkıcı.
  • her geminin de en az bir plaketi mutlaka bulunmaktadır.
  • tasarrufun şu karanlık nesnesidir.

    plaket olayına kişisel yaklaşımım için (bkz: #30118288)

    .
hesabın var mı? giriş yap