• diyaloglardan ziyade monologlarla sürdürülen bir ilişki türü.
  • illegal bir süreci baştan kabul etmeden sürdürülemeyecek ilişki tarzıdır. herşey dolaylı yollardan yaşanır. sürekli hüzün hali yedekte mevcut, tek kişilik hücre tipi örgüt modeli bakidir. olabilecek en mükemmel kazanım ilişkinin karşılıksız ilga edimesidir.
  • platonik aşk yaşayan bir kız ya da erkeğin aşık olduğu kişiyle hayalindeki ilişki türüdür.
    edit: çok zorladım bi açıklama uydurmak için. iki kişilik fiilleri tek taraflı sözcüklere eklememeli...
    (bkz: platonik aşk)
  • partner sarhoş edilmiş, bayıltılmış ya da öldürülmüş* durumda iken gerçekleşmesi belki mümkün olan ilişki*.. yoksa diğer türlü nasıl bilmesin lan karşı taraf ilişkiye girdiğini*..
  • gerçekten yaşanması pek de mümkün olan ilişki çeşididir. şöyle anlatalım efendim:

    hoşlanılır birinden ve yakınlaşılır doğal olarak. sıcak bir samimiyet doğar arada ve paranoya başlar; sanarsınız ki birbirinizi tanıma sürecindesiniz. karşıdan herhangi bir çekimserlik görülmediğinden devam edilir yaklaşmaya, hayal kurmaya devam edilir. hatta zaman zaman coşuverir insanoğlu zira karşı taraf çekimserlik bir yana dursun, kamçılar samimiyeti. özetle normal bir ilişki gibi başlar.

    sonra gün gelir artık karşı tarafın sizin niyetinizi bildiğinden eminsinizdir. söylemiş olabilirsiniz ya da çok belli etmiş olabilirsiniz, farketmez. işte platonik ilişkinin en kilit noktası budur. platonik kişisinin niyetini öğrenen karşı taraf kişisi bir karar vermek zorundadır: ya kalp kıracaktır olmaz diyerek, dostunu, gerçek ve yalansız bir samimiyet kurduğu insanı kaybetme riskini göze alacaktır, ya da zorlama bir ilişki yaşamayı seçip hem kendini hem de uzun vadede platonik kişisini acıya sürükleyecektir. bu iki seçenekten herhangi birinin seçilmesi konumuzu hiç ilgilendirmez. konumuz zaten bunların yanına bir seçenek daha uyduran ve uygulayan karşı taraf kişileri sayesinde peydah olmuştur. evet bu kişiler üçüncü seçeneği, olmayan seçeneği uygularlar: kaçamak cevaplarla umut vermemeye çalışarak ama kırmadan üzmeden o muhabbetten sıyrılmak, akabinde de konuyu değiştirmek. sanarlar ki platonik kişisi düşünmeyen bir varlıktır. düşünür efendim, der ki mesela "sanırım henüz hazır değil. e ama olumsuz bişey söylemedi. demekki biraz rölantiye alarak devam edicez" platonik ilişki yaşadığı paranoyasına sahip olanlara ilişkinin bu evresinde şunlar tavsiye edilir:
    1-platonik kişisi: siz siz olun "dur bi dakka" deyin. "bana bişey söyle, bu öyle iki kem küm ile geçiştirilecek konu değil. emin değilim de, daha tanımıyoruz birbirimizi de hatta gerekirse olmaz arkadaş kalalım de, ama bana bişey söyle" eğer ki bu esnada bu konuda cevap alamazsanız, ilişki bitene kadar alamayacaksınız demektir.
    2-karşı taraf kişisi: siz siz olun, karşınızdakine bu safhada tüm niyetinizi açıklayın, gerekirse nasıl konuşmanız gerektiğine dair bir bilene danışın, ama her ne olursa olsun, kırmak dökmek pahasına da olsa aranızda bir aşk doğmasının mümkün olmadığını karşınızdakine anlatın. yakıp yıkacağınız gün bu gün olsun, platonik kişisinin sizin başka biri için aşk acısı çektiğinizi farkettiği gün değil!! bir gün nasıl olsa kırılacak onun kalbi zaten...

    evet devam ediyoruz. tavsiyeler dinlenmedi diyelim ve üçüncü safhaya geçildi. her gün bir ışık beklenir karşı taraftan, bir umut beklenir bir mesaj.. bu beklentiler karşılanır da hatta. samimiyet ilerler gün be gün. daha doğrusu siz öyle sanarsınız. aslında olan şudur: karşı taraf da kaybolmuştur bu işin içinde ve ne yapacağını bilememektedir. o yüzden "kırmamaya devam" düsturuyla tavizler verir. evet taviz.. işte sizin umut sandığınız, ışık sandığınız şeyin adı tavizdir aslında. ve bu taviz sıçtığınızın resmidir maalesef. bu evrede işte iki tarafta da ince hesap sormalar, çok çabuk kırılıp gücenmeler başlar, bi sıkıntıdır çöker ilişkinin üstüne. "zaten biliyo artık, tam saha press yapmamam için hiçbir sebep yok" yaklaşımındaki platonik kişisi artık tüm gardını indirmiş ve methiyeler düzer karşı taraf kişisine ekseriyetle. cevaplar sadece şirindir. "sıpa" ve "delü" iki güzel örnektir bu cevaplara.

    ve dördüncü safha: karşı taraf kişisi bir gün deyiverir ben aynı şeyleri hissedemiyorum diye. dikkat edin, baş döndürücüdür bu diyalog ve genellikle sıcak bir şekilde son bulur. yani aslında pek bişey değiştirmez. sadece platonik kişisi soğuk duş etkisi yaşar ve sıkıfıkı samimiyet dolu dizgin devam eder bu diyalogdan sonra da.. tek bir farkla: artık platonik kişisi çok daha hızlı sürüklenir her türlü umut ışığının peşinde, ve çok daha fazla acı çeker beraber geçen her dakika. yani kısacası daha ikinci safhadayken bu ilişkiyi bitirememişseniz eğer, inanın dördüncü safha, yani olayın tamamen platonik olduğunun ortaya çıktığı safha da bitiş olmayacaktır asla!

    çünkü bir de beşinci safha var: eğilip bükülür her geçen gün platonik kişisi. evet, üçüncü safhada indirilen gard çok daha dayanıklı bir şekilde geri gelir. ömründen ömür kaybeder o'nun karşısında "sağlamım, dağılmadım ben aslında" duruşunu sergileyebilmek için. içinde kopan fırtına yan yatırmıştır oysa kendisini. ne güzel de devam etmektedir samimiyet ve ayrı bir boyut kazanmaktadır artık. en mahrem sırların paylaşılır olması iki kişi arasında o kadar olağandır ki, paranoyadan kurtulmak mümkün değildir. bu paranoyadır işte bu ilişkiyi ayakta tutan. hem "asla benim olmıycak" korkusu kemirir insanın içini, hem "belki de değişiyodur bişeyler" umudunun kurdurduğu hayaller sürükler çıkmazlara. ve en korkutucu soru akla ancak yalnızken, ancak gardsızken düşer: "bir gün birisini sevip bi ilişki yaşamaya başladığında ne olucam peki ben? kankası mı?" yoo dostum yoo!!! bir paranoyalar silsilesidir platonik ilişki ve asla kankası olmazsınız o kişinin siz. en korkuncu, en komiği ve can yakanı da budur aslında: evet bu ilişki karşı taraf kişisi yeni bir ilişkiye başladığında, birine gönlünü kaptırdığında son bulur, ve fakat siz kendinizi asla kankası ya da eski bir takıntı olarak göremezsiniz. paranoyanız size platonik bir ilişki yaşatmıştır ortada hiçbişey olmamasına rağmen, ve siz bir de ayrılık acısı çekmeye mahkumsunuzdur efendim, evet, ortada hiçbişey yokken...

    büyük bir üstad çok daha güzel anlatmıştır belki de bu platonik ilişkinin nemenem bişey olduğunu sadece iki dizeyle:

    ölümdür yaşanan tek başına
    aşk iki kişiliktir

    edit: nüksedebiliyormuş.
  • alakasız yerlerdeki oyun alanları gibidir, dışarıda hayat çok farklıyken senin duvarları pembeye boyayıp içerde bi halt var zannetmendir..
  • platonik sevmek zor olsa da platonik sevilmek daha üzücü. belki sen de seveceksin ama haberin bile yok.
  • cevap atmadı ama engellemedi de.
  • cinsel duygular barındırmayan saf bir arkadaşlıktır.

    mitolojik olarak bakıldığında; platon’un anlattığına göre sokrates içsel ve ruhsal güzelliği temel alan saf bir aşk olması için sadece fiziksel şehvetin ötesinde olan daha büyük gerçek aşkı keşfetmişti. bu “platonik” aşk çok derin ve felsefi bir tutkuydu ancak günümüzdeki kullanımı fiziksel bir ilişkinin olmadığını anlatır.
hesabın var mı? giriş yap