*

  • birden fazla konuda uzman doktorlarin bulundugu saglik merkezi.
  • genelde hastane acma arzusunda olan fakat yeterli parasi olmayan i$adamlari tarafindan acilan minyatur hastane. ozellikle geceleri bir i$iniz du$tugunde, sizi uykulu gozler ile kar$ilayan ve biri doktor (hatta bircogu pratisyen) biri hem$ire toplam iki ki$i, oranin -tabelasinda yazdigi gibi- pek de "poli" olmadiginin en acik kanitidirlar.
  • izmit'te mantı ve güveçkolikler polikliniği diye bir lokanta görmüştüm. yaratıcı zeka ürünü, takdir ediyorum..
    (bkz: gubidik lokanta isimleri)
  • doğru telaffuzu poliniktir, nasıl ultrasonunki ultrasyonsa bu da öyledir işte. bir de sanırım sadece bizim ameliyathane hemşirelerine özgü bir "özefagoskopiye özefaaguuskopi "ve "sistoskopiye sisteskopi "denişi vardır ki ondan hiç bahsetmiyorum bile
  • fransızca policlinique devlet hastanesi, ayakta tedavi görülen hastahane anlamına gelir. clinique de hastane anlamına gelir fakat başındaki poli eki çok anlamına gelir. aslında eski yunanca klinikós kelimesinden türemiş olan clinique yatmak, yatakla ilgili anlamındadır.

    uzun lafın kısası çok yataklı hastane işte.
  • grekçe polis(şehir)-klinike(hasta başı uygulama)
    şehir kliniği. esasen hanede açılmış klinik(bazı aile hekimlerinin poliklinikleri böyle), günümüzdeyse ayaktan tedavi merkezi.
  • zannedildiği üzere, şehir olan polis kelimesine değil, bunun da kökenine uzanan çoklu anlamına gelen poli kelimesine dayanan; yani bir çok kliniği bir arada içeren ve bir çok hastaya, bir çok klinik tarafından bakıldığı anlamına gelen, doktorun, hastası ile başbaşa kalıp, muayene ve tetkiklerini gerçekleştirdiği, kişinin hastalığının tanısını koyduğu, mümkün ise, medikal tedavisine başladığı, çoğunlukla acil müdahale imkanlarının bulunmadığı ve bulundurulmak zorunda olmadığı (bunun için acil servisler var), hastane binaları ya da bölümleri (idi eskiden).

    günümüzde banka veznesi olduğu düşünülen bu odalar, triaj denilen olgudan bihaber (aslında kendini her konuda uzman sanan, ama hiçbir şeyden haberi olmayan) adamların, markette tek parça ürün aldıkları için sıra dilendiği (ki bunun için de ekspres kasalar var, bizim millet ondan da bihaber) ve dilenmeye alıştığı koşullarda, "bişey danışacağım" bahanesi ile, içerideki hastanın hakkının yendiği ve mahremiyetinin ihlal edildiği, aslında hastanın ölümünden sorumlu olmadığı doktorunu mahkemeye vermesine rağmen, mahremiyetini ihlal eden adamı hoş gördüğü, hasta muayene odaları.
  • zordur.
    ameliyathane de zordur tabi de. poliklinik yapmak da zordur. sabahtan akşama kadar konuşup insanlara laf anlatmanız gereken her meslek zordur bence.
  • asistanlığımın poliklinik rotasyonunun ilk günüydü bugün. gratis kuyruğunda saatlerce sıra bekleyen halkımız polikliniğe gelince sıra bekleyemez. herkesin işi en acildir. benim de bir mesai saatimin olduğu, tuvalet, yemek, su gibi yaşamsal ihtiyaçlarımı gidermem için var olan öğle aramı ( yapamadı) kullanmam gerektiği kimsenin umrunda değil. 4 de ameliyathaneye çıkmam ( çıkamadı) gerektiği ve hastaları kesmek zorunda kaldığım için kapıda bağıranlar mı ararsınız, evrağını alıp gitmek için beşer dakika arayla defalarca içeriye dalanlar mı ( zaten işi biten evraklar anında dağıtılıyor, içeride bekletilmiyor). bütün hastalara bakabilmem ( bakamadı) için içeride en az 2 3 hasta olması lazım. sekreter hanım bilgilerini yazarken benim diğer hastayı değerlendirmem sonra saniye geçmeden diğer hastaya geçmem gerekiyor çünkü. bir hastaya ayırabileceğim vakit maksimum 5 dakika. peki bu düzende kim memnun? hastalar memnun mu? hayır. ben memnun muyum? hayır. suçlu kim? ben miyim?
    tanım isterseniz bir asistan doktor gözüyle sabrınızın sınandığı, yolu geçen kimseyi ( hasta, hasta yakını, doktor, sekreter) memnun etmeyen yerdir poliklinik.
  • benim de “çok” anlamına gelen yunanca “poli” sözünü içerdiğini düşündüğüm kelimeydi. ancak hem türk hem yabancı kaynaklar, kelimede “şehir” anlamına gelen “polis” olduğunu söylüyor. belki de yanılıyorlardır, bilemiyorum.

    halkın çoğuna göre “polikinlik”tir. kelimeyi doğru telaffuz etmeye çalışanlar da söyleyişte türkçe heceleme kurallarını göz ardı ederek “po-li-kli-nik” demektedir. oysa doğru heceleme, “po-lik-li-nik” biçimindedir ancak söylemesi zordur. tüm bunlar alt alta toplandığında “polikinlik”, insana daha kolay ve şirin gelmektedir.*
hesabın var mı? giriş yap