portakalda vitamin

• (bkz: sen daha portakalda c vitaminiydin)
  (bkz: siz portakalda vitaminken)
• (bkz: senin hakkın babanın taşaklarında)
  (bkz: sınıf atlamak)
  (bkz: sperm)
• bu vitamin uygun koşullar altında serpilip gelişip insan evladına dönüşme potansiyeline sahiptir. mesela incirdeki vitaminde böyle bir potansiyel yoktur ve yahut kivideki. herşey portakalda saklı.
• hala çaylak olan yazar adayıdır. sanırım birileri ona sabır tespit sınavı uygulaması yapıyor.
• üç tanedir:
  
  cassio de souza soares lincoln
  harry kewell
  milan baros
• intikam üzerine yüksek lisansı vardır. muhtemeldir ki doktorasını tamamlaması sabırtaşının çatladığı zamana denk gelir.
• final-büt kaosundan kurtulabilirse bir iki kelam edecek. yine de hazır buralarda yokken genel hatları ile portresini çizmek isterim.
  
  * huysuz
  * deli manyak
  * ofsayttan haz etmeyen
  * faulu affetmeyen
  * huysuz
  * biber spreyine değil bileğine güvenen
  * kararsız
  * nadiren sevimli
  * huysuz
  * hırsız ( ginger diyorum anlarsın sen )
  * dengesiz
  * aşırı duygusal
  * aşırı sahiplenen
  * huysuz
  * yangın merdiveni genelde buzdan olan
  * acil çıkış kapısı duvar olan
  * takıngaçlı ( obsesif )
  * huysuz
  * şuursuz panda
  * farkında olmayan
  * farkında olmamak için direten
  * farkında olması sağlanmaya kalktığın ısıran
  * ablasından zilyon kat güzel. ( acı gerçekler )
  * huysuz demiş miydim?
  
  kardeşim. atsan atılmayacak, satsan satılmayacak, olmasa yokluğuna dayanılamayacak, sabah sabah özlediğim gerzuş. halbu ki daha sabah şöyle bir diyalog yaşamıştık, gözlerim yaşardı...
  
  z: şş pv, kırmızı rujum nerde?
  pv: ııııııhhh!
  z: kızım geç kaldım işe, rujum nerde lan?
  pv: ouahsahdkjasaaaaaaaaaaaa!
  z: hay zıçam. ( çantaları ters çevirip boşaltır. )
  pv: defol lan, uyuyorum. çekmecede işte, sie.
  z: kihkih günaydın.
  
  o uyurken işe gitmek zorunda kaldığım her sabah ona soracak sorularım vardır. seviyom lan seni.
• ablasının kardeşi. şen kahkaları, futbol tezeruatları ile taht kurdu gönüllerde. yürü be arda yürü.
• fotojenik olmadığını zanneden, şeker mi şeker, banu alkan'ın tokat alma sahnesini orijinalinden güzel yapan, cocukların biricik sevgilisi bir yazardır kendisi. antalya kemer zirvesinde odaya kapanıp lost izleyen 3 garip insandan biri.
• erman toroğlu'yla çok iyi anlaşıyor. en son gördüğünde kendisine sevgi sözcükleri fısıldıyordu bağıra bağıra.
  
  "ortamların çocuğu, erman toroğlu"
  
  ben şahsen kıskandım. ahey ahey.